Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '16

 
Kategori
Siyaset
 

Masa seni taaa… Yaparım!

Masa seni taaa… Yaparım!
 

Bir dost meclisinde sohbetteyiz. Evin ikibuçuk yaşındaki en küçük bireyi ilginin odağı olmanın mutluluğu ile oraya buraya koşturuyor. Keyfine diyecek yok. Birden ortadaki sehpaya çarpıyor ve basıyor yaygarayı. Annesi fırlayarak çocuğu kucaklıyor ve masaya tokadı vuruyor. “Seni taaa yaparım masa, sen benim oğlumun canını nasıl acıtırsın”.

Bu hikâye bir biçimde çoğunuza tanıdık geldi değil mi? Hemen hepimizin evinde benzerleri yaşanmıştır.

Yaşanan terör olayları sonrası artık ezberlediğimiz cümleleri duymaktan bıkmadık. “Hep beraber olmalıyız.” “Milletçe el ele olalım.” “Teröre geçit vermeyelim” “Failleri mutlaka bulunacaktır” ve benzerleri.

Biz Türk milleti olarak ne zaman bir birimize düştük ki? Vatan dendi, bebekli kadınlarımız bile bebesini sırtına bağlayıp cepheye koşmadı mı? Askere gerek dendi, ayağımızdaki çorabı çıkarıp vermedik mi? Devlete ihtiyaç dendi, parmağımızdaki evlilik yüzüklerimizi bile çıkarıp vermedik mi? Bunları uzatmak mümkün. O zaman bu birlik çağrıları neden? Yoksa birileri bizden şüphe mi ediyor?

Koro halinde birlik beraberlik mesajı verenler bilsin ki Türk milleti kendine kastedecek hiçbir oluşuma izin vermez. Kabul edelim. Sağduyuludur, olaylara iyi tarafından bakmayı sever, acele etmez. Ama tokadı vurduğunda da önünde tarumar olmamış ne kişiler ne kurumlar nede ordular kalır. Tarih bu tür olaylarla o kadar doludur ki bunu kimsenin, hele bu vatanda yaşayanların bilmemesine olanak yoktur. Hal böyle ise her terör olayından sonra acaba neden birileri günlerce birlik beraberlik şarkısı söyler?

Gelelim halka karşı işlenen her suçun arkasından gelen klasik cümleye “faili, ya da failleri bulunacaktır”.

Polis emeklisi can dostum iyi polisin birinci özelliği “suç işleme eğiliminde olanları caydırmaktır” der. Bir suç işlendikten sonra faili ya da failleri bulmak istihbaratı, deneyimi, devasa gücü ile emniyete aittir. Tabi ki bulacaktır.

Aslında olay vuku bulmuş, insanların canı yanmış, sanki onların canının yanmasını giderecekmiş gibi “failleri bulunacaktır”. Failleri bulmak güvenlik birimlerinin görevidir. Birinin görevini yapacağını söylemesi ne kadar mantıklı ki? Devletin ilgili birimlerinin asıl görevi bu tür olayların oluşumuna izin vermemektir. Veriyorlarsa görevlerini yapamıyorlar demektir ki, bu vahim bir durumdur. Olay sonrası ortaya çıkıp “failleri bulunacaktır” demek kimseyi tatmin etmeyecektir. Sadece kendilerini kandıracaklardır.

Baş paragraftaki gibi sehpaya dikkat emesi öğretilmek yerine sehpayı suçlayarak büyütülen çocuk yarın yaptığı hiçbir yanlışın kendi hatası olduğunu kabul etmeyecek ve gerekli yolda yürümeyecektir. Başına her gelen olayda karşısındakini, yabancı güçleri, yabancı devletleri suçlayacak, birçok olayda ise daha da ileri giderek “Allah'ın takdiri” veya “kader” arkasına sığınacaktır.

Bence herkes, ama herkes öncelikle başımıza bir şeyler gelmişse şapkasını önüne koyup burada benim hatam ne kadar diye düşünecek ve yolunu ona göre çizecek. Yoksa daha çooook canımız yanar.

İzmir 21.12.2016

 
Toplam blog
: 1508
: 1688
Kayıt tarihi
: 16.07.08
 
 

Yetmişiki yaşında iki çocuk ve iki torun sahibi bir erkeğim.. Lise mezunuyum. Uzun yıllar esnaflı..