Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

MB. apaçi dansı!

MB. apaçi dansı!
 

www.seslishe.com


Tesadüf, MB ta yazmaya başlamam ile doğum günüm aynı ay’a denk gelmektedir. Tam ikisini birden kutlamayı düşündüğüm bu günlerde ve hatta yaprak dökümünün finali ardından, MB special yazılar peşpeşe gelmeye ve Trabzon yolcuları Haydarpaşa garajında boy göstermeye başladı! 

Yılbaşı akşamı birkaç genç, trafiğin yoğun olduğu bir yerde, arabalarını yol üstünde park etmişler apaçi dansı yapıyorlardı. İçlerinden biri geleni geçeni öpüyordu. “Abi, abla, kardeş ben seni seviyorum” diyordu. Ne kadar güzel değil mi? İnsanın iç tanımadığı insanları seviyorum demesi ve onları şapır şupur öpmesi! Bizde öyle değilmiydik MB ilk geldiğimizde? Bloga hitaben ilkyazımı “Ben bildiriyorum” kategorisine yazmıştım. Daha sonraları bu yazımı düzelte düzelte kuşa döndürdüm :)) 

Durun size nasıl yağ çekmişim, ondan bir pasaj yazayım:) 

“İnternete sahip olduğum için / Milliyet blog sayfasını bulduğum için / Siz güzel insanların ürettiklerini okuduğum için şanslıyım. Şanssız olduğum tarafım ise, sizin kadar güzel yazamıyor ve hislerimi anlatamıyor olmak... Vs vs" :)) 

Başından beri en büyük hata, burada insanların sosyal bir grup oluşturma çabası içinde olmasıydı. Hiçbir zaman buranın bir kütüphane olduğunu ve sessiz olmamız gerektiğini bilemedik. Bakın etrafınıza, belirli bir süre sonra birçok kimsenin hayalinde bir kitap çıkarmak var. 

Diğer sosyal gruplara özendik (!) hem siyasi, hem kültürel, hem ekonomik farklılıklar oluşturan bu topluluğu; hem gezelim hem eğlenelim, sonrada "birbirimizi yiyelim" şeytan üçgeninde ayakta tutmaya çalıştık. 

İşin siyasi, kültürel ve ekonomik boyutunu hiç düşünmeden herkesi aynı kisveye sokmaya, kendimize benzetme çabaları içine düştük. Ankara’da, Adana’da, Antalya’da, İzmir’de, İstanbul’da, Çanakkale’de yapılan toplantıların amacı neydi? Bu toplantılarda yapılan konuşmalardan ve buluşmalardan somut olarak MB ne kazanmıştır. 

Hiçbir şey! 

MB ta tanımadığınız birinin sözleri üzerine hareket edeceğimize; yılbaşı akşamı, gelene geçene sarılan o genç gibi; kendimizi sokağa atıp, önümüze çıkanların boynuna sarılalım! “Ben seni seviyorum arkadaş” diyelim! İnanın buradakinden daha güzel dostlar olacaktır etrafımızda. 

Ama gururumuz yüzünden yapamayız. Oysa burada hiç tanımadığımız, gerçek olup olmadığı belli olmayan insanlara ne kadar rahat ve kolay “seni seviyorum arkadaş” diyebiliyoruz! 

Belki de yıllardır sevdiğimizi söylemediğimiz kapı komşunuz, iş arkadaşımız, bakkalımız manavımız MB üyelerinden daha fazla, bizim, kendilerini sevdiğimizi söylememize ihtiyaçları vardır kim bilir? Hadi hiç durmayalım, kendimizi dışarıya atıp etrafımızdaki gerçek insanlara, onları sevdiğimizi söyleyelim. 

Burası sanal, buradaki her şey yalan! (Münferit olaylar gerçeği değiştirmez) 

Benim bavulum Beşinci seneye girdik hep kapının önünde hazır! Ne zaman insanlar bir araya gelmeye başladı dedikodu çarkı dönmeye başladı! İşte o noktada MB tılsımı bozuldu. Kibirli insanlar boy göstermeye ve sayfadan sayfaya laf taşımaya başladılar. Hep ağlayıp, hep şikâyet ettiler, konuyla ilgisi olmayan insanları kendi sorunlarının içine çektiler. Kendi istedikleri olmayınca insanları aşağılamaya ve onlara kulp takmaya çalıştılar. Sonuç ortada… 

Ne giden üzülsün gidiyorum diye, ne kalan sevinsin kalıyorum diye. Dışarıya çıkıp gerçek insanların boynuna sarılıp “ben seni seviyorum arkadaş” diyebilenler sevinsin… 

M.Talip Girgin 

click to zoom 

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..