MEB’deki son atamalar

 Sözcü Gazetesi’nden Sayın Necati Doğru’nun bildirdiğine göre: M.E.B.na çok önemli atamalar yapıldı.

1.Kemal Gül.. (Bir Bakan’ın kayın biraderi; Sağlık bakana Recep Akdağ’ın eşinin erkek kardeşi) Eskiden taşrada bir okulda Din kültürü  öğretmeni idi; şimdi MEB İnsan Kaynakları Mürürlüğü’ne atandı.

2. Seral Çatak. (Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın kardeşi) Taşrada lise öğretmeniydi; şimdi  MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü’ne atandı.

3. Aslıhan Akdoğan. (Başbakan danışmanı Yalçın Akdoğan’ın hanımı) Düne kadar Meslek lisesi öğretmeniydi. Şimdi M.E.Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğüne atandı.

4. Meral Işık. (AKP Muş milletvekili Faruk Işık’ın hanımı) Düne kadar İlköğretim okulu öğretmeni idi. Yenilerde  Milli Eğitim bakanlığı İnsan kaynakları Genel müdürlüğüne atandı.

5. Hatice Çelik.(AKP Genel başkan Yardımcısı Ömer Çelik’in akrabası) Düne kadar ilköğretim okulu öğretmenliği yapıyordu. Şimdi Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğüne atandı…(Necati Doğru,sözcü.com.tr/ 13.01.13)

Bu arada , okullarımızda 130 000 öğretmen açığı var. Buna karşılık  binlerce öğretmen sokaklarda iş bekliyor…

Ama, yönetimdeki partiye yakınsan; hemen öğretmen oluyorsun, ondan sonra da Milli Eğitim Bakanlığının içindeki önemli bir Daireye hemen atanman yapılıyor.

“Adaletin bu mu dünya diye sormak” geliyor. Ama Adalet nerede, ağam nerede!

Bu arada Milli Eğitim’de dikkatimi çeken daha başka haberler de var; sanırım siz de okuyup çok eğlenirsiniz.

“Atikali'de eşinden ayrılan okul müdürünün içinde çekyat, buzdolabı, masaj koltuğu bulunan makam odasında yaşadığı ortaya çıktı.” (Radikal.15.12.12)

(Mutlaka  eşine koltuğunu bırakmak istememiştir; kıyamet ondan kopmuştur…)

“Malatya'nın Doğanşehir ilçesine bağlı Sürgü Beldesinde bulunan Çok Programlı Lisede okul müdürlüğünün kız öğrencilere ücretsiz türban dağıtarak, başı açık kız öğrencilere de türban takmaları konusunda baskı uyguladığı iddia edildi .” (radikal, 12.12.12)

(Bence Müdür yanlış yapmış; Müslümanlığın yolu bu değil ki; Suudi Arabistan’da olduğu gibi bütün kızlara kara çarşaf dağıtsaydı daha makbul olurdu…)

“Konya'da, eski erkek arkadaşı tarafından öldürülen Gülşah öğretmen hayatının tehlikede olduğunu söyleyerek başvurduğu valilikte 'en fazla ölürsün' cevabı almış!

(Ve Gülşah öğretmen ölmüş; yani öldürülmüş… Bravo, Valilikteki memura; nasıl bilmiş…!?”

“Yazarlar Okullarda Projesi” kapsamında İstanbul’daki tüm ilçelerde okulları ziyaret edecek
Yazarlar kura çekimiyle belli oldu.” (Radikal,5.12.12)

(Bence o yazarların sakallarına bıyıklarına bir çeki düzen vermeleri gerekir. Bıyıkları, “Kırpma Bıyık Düzeni”ne göre; sakallar ise şeriata göre düzenlenmeli…)

Milli Eğitim’de neler oluyor Allah aşkına… Tabii Milli Eğitime, Milli Eğitim denilebilirse, ne ala… Çünkü orası her şeyi aştı… Aşkın bir Bakanlık oldu. Bakan Ömer Dinçer de artık daha fazla bu saçmalıklarla uğraşamayacağını anlayınca; o da kendince saçmalamaya başlayarak; Milli Eğitim Bakanlığı’nın içini, sağdan soldan (hamili kart…) getiren bütün eş dostlarla doldurmaya başladı… Zaten bir Bakan böylesine saçma işler yapmaya başlayınca. encamı kesilmiş, demektir.

Şu Milli Eğitim Bakanlığı, Bakanlık değil; İnsan Yeme Genel Müdürlüğü, sanki… Hele hele İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü… Bakan ve milletvekili yakınlarının atanacağı ilk hedef olarak gözüküyor.

Öğretmenler mesleğe atanıyorlar. Ondan sonra hop bir (Hamili kart…) bulmaya Ankara’ya koşuyorlar… Buldular, buldular … En geç altı ay sonra Ankara’da, MEB’de falan genel müdürlükte, şube müdürü falan olarak göreve başlıyorlar…

Tabii, çok yakında yeni bir Bakan atanacak. O Bakan da Bakanlığını gösterecek; saygılarını sunmak için içeri gelenler yanlarında birer hamili kartla gelecekler ve o yeni Bakan’ımızı da saygıyla selamlayacaklar… Fakat, kadrolar yetmeyecek; yeni Bakan da yeni gelenleri sokmak için Bakan’lığa yeni kadrolar tahsis edilmesini isteyecektir… Bu kısır döngü böyle gider…

Böylece, böylesine atamalarla uğraşmaktan… Ne, okullarda boş olan 130 bin kadroya öğretmen bulmaya zaman gelir… Ne de, sokaklarda bayrakla gezen öğretmenleri bu okullara atamaya…

Belli ki, bu Bakan da yakında gitti gider… Ondan sonrası da herhalde bu Bakanlık “Milli Şeria Vekaleti”  oluncaya kadar bir süre daha dayanır… Ondan sonra sen sağ, ben selamet…Hep beraber huzura ereriz. Ne dersiniz!