Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '06

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Mehdiyi bekleyen sefiller!

Mehdiyi bekleyen sefiller!
 

İnsanlığın kurtarıcısı olduğuna inanılan mehdiyi karamsar, umudunu yitirmiş, biçare toplumlar, toplumun bir kesimi ya da birey yüzyıllardır beklemiştir. Bu talebe cevap vermek için onlarca mehdi üretmiştir dünya toprakları: dünyadaki kurnazlar. Bölge, ülke, dünya konjonktürü kötü seyrettiği zamanlarda, çoğu milletin bireyleri gözleri, ağızları açık beklemeye koyulur: "kurtar bizi bu kötülüklerden, dünyanın çivisi çıktı, yeter artık". Zavallı insanların sefil hali.

Cumhuriyet tarihine göz attığımız zaman acı tablo ile karşılaşırız: çok partili hayata geçiş ile ülkenin başına getirilen liderlere bir yönetici, bir idareci olarak değil de bir kurtarıcı gözüyle bakılmıştır. Her ama herşeyin halk olarak bireyde değil de yönetici, lider olarak bireyde bittiğini düşünmüş bir geçmişimiz var: Karaoğlan, Sülo Baba en tipik örnekleri. Bunlara kurtarıcı gözüyle baktık (yaşım itibariyle ben yoktum bakanlar arasında ama bakanlarla aynı kanı taşıyorum). Tarım ile uğraşan çiftçi kesimi, işsizler, evsizler, karnı açlar, ülkenin gidişatından memnun olmayanlar, sorunları olanlar vs., vs. mehdiyi beklemeye koyuldu ve ışık gördüğü kimselere şuursuzca bağlandı: "Budur bizim kurtarıcımız, budur bizi yolsuzluklardan, açlıktan, sefaletten, adaletsizliklerden kurtaracak olan". Bu şuursuzluğun sonucu olarak hakettiğimiz yerdeyiz: yolsuzluklar, borc, adaletsizliklerle dolu beş yıldızlı otelin kusursuz havuzunda yüzüyoruz; otel yönetiminin havuzu denizle bağlayıp genişletme gibi bir fikri varmış. Belli olmaz belki de okyanusla birleştirip uçsuz bucaksız hale getirirler olmaması gerekenleri.

Kendini mehdi ilan edenlerden daha acıklı ve zavallıdır mehdiyi bekleyenler, hayatlarını mehdiyi beklemekle geçirenler, kendine değil başkasına inananlar. Maalesef okumak istemeyip duymak isteyen, araştırmak istemeyip sonuç görmek isteyen, hiçbir şey yapmadan beklenti içinde olanlarız. Eminim bu yazılanları okuyanlar böyle değildir ancak nufumuzun şimdi olmasa bile geçmişteki büyük çocunluğu böyleydi ve biz geçmişin bıraktığı geleceği yaşayan varlıklarız. Geçmiş zengindi de biz mi fakiriz? Hayır ama geçmişin görevi müreffeh Türkiye'ydi. Dünyanın en büyük iki savaşından mağlup olarak ayrılan ve şimdi dünya ekonomisine yön veren millete sihirli bir değnek mi değdi, inanılmaz doğal kaynakları mı vardı? Sadece bireydiler ve sorumlulukalırını biliyorlardı, kimseye beklemediler bizi kurtarsın diye.

Gelecek aklın olsun!

Bu konu üzerine kitap bile yazılır ancak okunabilirlik, uzun metinin göze verdiği sıkıcılık açısından bu kadarlık yeter.

 
Toplam blog
: 4
: 635
Kayıt tarihi
: 11.12.06
 
 

Yök'ün araştırması sonucunda ortaya çıkan "istediği bölümü kazanan %3'ük bir kesim var" trajedisinde..