Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '09

 
Kategori
Siyaset
 

Mehmet Ağar

Mehmet Ağar, bildiğim kadarıyla, kaymakamlık, valilik, emniyet müdürlüğü, emniyet genel müdürlüğü, bakanlık, parti başkanlığı yaptı. En son Dyp ile seçime girdi başbakan olmak istedi. Acaba başbakan olsaydı Türkiye nasıl bir ülke olurdu?

Basından bildiğimiz kadarıyla, Ağar bu Susurluk ergenekonunun merkezinde yer alıyor. Örneğin Çatlı'nın pasaportunda mı silah ruhsatında mı ne, imzası var. Başka bir sürü olay da adı geçiyor ve çoğu kişi olayların aydınlanmasını ona bağlıyor.

Bu kişinin yaşam öyküsü de ilginç, bundan yaklaşık belki on sene önce kızını, daha yaşamının baharında, hastalık nedeni ile kaybetti, üstelik sürüncemeli ve kötü bir şekilde kaybetti. Bunun derin acısını yaşadığını tahmin etmek zor değil, yüreğinin ölümünü yaşadı. Son 40 yıldır sayısız yürekte yaşanmış yürek ölümünü yaşadı.

Bir iki yıl öncesinde, beklenmedik bir çözüm ileri sürdü, anaların acılarına dikkat çekerek, düz ovada siyaset önerdi.

Bunu öneren çok idi, ama bizzat dağda, delikte, çukurda silahla siyaset yapanlarla ortak çalıştığı ileri sürülen birinin bunu söylemesi çok anlamlı idi.

Bu kanımca, derin devlet teorisinin çöküşünü ifade ediyordu. Bunu, belki ifade edecek tek kişi de Ağar idi. Çünkü, bu örgüt içinde kamuyonda adı bilinenler çoğunlukla tetikçi idi. Yani işin teorisi üzerinde kafa yormayan, sadece uygulayan.

Kurşun atan şereflidir yiyen de şereflidir, sözü safsatadır, bu jargon suçların üzerini kapatamaz. Masum adamı kurşunlayan şerefli olamaz. Suçluyu da kurşunlamak şerefli olamaz. Suç işlemek şeref olamaz.

Artık, bu hamasi jargonun altında yatan teori çökmüştür, hem de feci bir şekilde. 50 bin genç insan ölmüştür. Milyonlarca insan mağdur olmuştur. Fakir ülkemizin ekonomik değerleri, ithal edilen silahlarla, uçaklarla vs. yabancı ülke insanının kıçının konforlu koltuğu olmuştur. Dibine kadar sömürülmüşüz bu yolla. Biz birbirimizi yedikçe, adamların kıçları daha da rahata ermiştir.

Bunu görecek kişi ancak Ağar'dır. Bu teorinin iflas ettiğini, bugün yaşananlara bu teori ile yapılanların yol açtığını görmelidir. Şiddetin şiddeti doğurduğunu görmelidir. Dtp'lilerin, mücadelemiz başarıya ulaştı demelerine, 40 bin insanın ölümünü normalleştirmelerine yol açtığını görmelidir. Sadece bu da değil, toprak talepleri şimdiden başladı. Zayıf yapılı bir Türkiye'de bu talepler arkasında kütleselleşen bir halkı kim durdurabilir, durdursan bile bu ne kadar insanın hayatına mal olabilir?

Ağar, Türkiye'nin yüzünü ağartmalıdır. Kendisini feda ederek bunu yapmalıdır. İşte ancak o zaman bu kadar kanın üzerinde yaşayan insanlar olmanın utancından kurtulmaya ve şereften bahsetmeye başlayabiliriz. Bunu yapabilecek benim gördüğüm tek kişi Ağar'dır. Çünkü bu kapasiteye sahiptir.

Evet, Ağar, başbakan olsaydı belki bu yolda ilerleyecekti, daha kademeli ve kontrollü yapacaktı. Ama artık ülke kontrolden çıkmaya başlamış durumda. Bunun en önemli nedeni, bazı insanların ülkemizi seviyoruz diyerek ülkede doğrudan ya da dolaylı olarak insan kıyımına başlamasıdır ve bunun yol açtığı reaksiyonlardır. Bu son 40 yılı kapsamaktadır.

 
Toplam blog
: 467
: 1012
Kayıt tarihi
: 21.10.07
 
 

Ankara'da yaşıyorum. Çeşitli güncel konularda, zaman zaman "Neden olaya böyle bakılmıyor?" diye düş..