Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '13

 
Kategori
Resim
 

Mehmet Özet ve resim sergisi...

Mehmet Özet ve resim sergisi...
 

 

  

 

 

          “ Resim, kelimesiz bir şiirdir.  ”

                                              Horatius

Bir tabloya bakarken, onun neyi göstermek istediğini unutmak gerekir.

                                         Henri Matisse

 

 


             Beyoğlu Öğretmenevi’nden çıktım. Ahmakıslatan altında yol alırken Beyoğlu Odakule İş Merkezi giriş kapısının karşı duvarındaki duyuruya gözüm takıldı:  “İstanbul Sanayi Odası Sanat Galerisi MEHMET ÖZET ‘Retrospektif’ Resim Sergisi 22 Mart –13 Nisan 2013 ”… Evet,  resim öğretmenimin sergisi… 

                                        Damla damla yağmur yüzüme vurur

                                        Gözümle kulağım almaya durur

                                        Sicim sicim yerleri iğneleyip

                                        Acıkmış toprağı suyla doyurur.             

             Dizelerimi mırıldandım bir süre.... Merkezin kapısından içeri girdim. Güvenlik görevlisinden bilgi aldım. İlerideki görevliye paltomu teslim ederek merdiven basamaklarını coşkuyla tırmandım! İçerdeki insanlar arasında öğretmenim Mehmet Özet’i tanıdım! Yıllar öncesindeki şık ve özenli giyimi ile yüzü, gözümden beynime yansıdı! Yanına yaklaşıp kendimi tanıttım. Sarıldık ve mutlu olduk! Eşi Servinaz Hamımla tanıştırdı. O sırada çantamdan çıkardığım SEVDANIN GÖZÜ adlı şiir kitabımı adlarına imzalayarak sundum. Salonda çiçek kokusuna eş şiir serinliği esti!

             Sınırlı sürede Öğretmenim Özet ile konuştuklarımız oldu. Okul günlerimizdeki anımsadıklarımızdan söz ettim. Arkadaşlarımdan kimilerinin adları saydım, anımsamadı. O, Nuri Odabaşı ve Aysel Özkeleş adlarından söz etti. Okul müdürümüz, müzik öğretmenimiz, meslek dersleri öğretmenimiz ve ötekiler anıldı. Söyleşimiz, öğretmen-öğrenci yaklaşımında değil, iki arkadaş sohbeti ortamında gerçekleşti. Yer yer eşleri ve öğrencileri de bize katıldı. Öğrencisine, Mehmet Öğretmenimizin notu kıttı, size de mi kıt? Diye sordum. Öğrencisi onayladı. Gülüştük!

               Öğretmenim, kitabımın sayfalarında iken, duvarları bezeyen -her biri birbirinde değerli ve özenle tablolaştırılmış-yapıtları inceleme fırsatını buldum. Leonardo Da Vinci’nin özdeyişinden devinimle:  “Resim göze seslenir. Ruhun penceresi de gözdür.” Zamanı tünelleyerek bir an öğretmen okulumuzun resim atölyesine gittim!

              Sergiye gelen kimi sanatsever insanlarla tanıştım. Söyleştik ve paylaştık.  Sonrasında izin isteyerek ve alkışa değer başarılarını kutlayarak Mehmet Özet öğretmenimle vedalaştık.

 

***

            

                                                         Sanatçı Mehmet Özet'in özgeçmişi 

             1943, Kayseri… GEE Resim ve İngilizce bölümlerini bitirdi. Kırşehir Erkek İlköğretmen ve Bolu Kız Öğretmen Okullarında resim öğretmenliği yaptı. İhtisas yapmak amaçlı ABD’de bulundu. Samsun Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nün kurucusudur. Marmara Ünv. AE Fakültesi Resim Bölümü’nde öğretim üyeliği görevini başarıyla yürüttü. 1993 yılında profesörlüğe yükseltildi. 2007 yılında emekliye ayrıldı. Şimdilerde Arel Üniversitesi Güzel sanatlar Fakültesi’nde öğretim üyeliğini sürdürmektedir.

             Sanatçı Mehmet Özet; Maslak ‘Pabetland Sanat Galerisi’nde, ‘Taksim Sanat Galerisi’nde, ‘Erenköy İş Bankası Sanat Galerisi’nde ve değişik salonlarda 36 kişisel sergi açtı,175 karma sergiye katıldığı oldu. Kendisine değer görülen 7 ödülü var.

                                                                               **

                                                   Mehmet Özet’in sanata ilişkin düşünceleri

                       “…Sanat bir kurgu, bir kavram, hayat ve toplum kavramını yeniden biçimlendiren bir olgudur. Sanat insanı özgürleştirir ve onu evrensel boyutlarıyla sonsuzlaştırır. İnsanda doğuştan gelen nitelikleri geliştirir, en iyi, en güzel ve en yüce olan insanlık duygularını eğiterek ve insanlığı ıslah ederek, insanın en mükemmel şeklini almasını sağlar. 

               Bu düşünceden hareketle resimlerimde anlatımcı bir tavır vardır. Bir düşünceyi, bir coşkuyu, bir hüznü, bir özlemi üretir yapıtlarım. Soyut ekspresyonist kurgularımda sanatsal değerleri ön planda tutarak bir tavra yönelirim. Yapıtlarımdaki her unsur, duygu ve duyarlılığımı üstlenir.

            Resimlerimin temelinde insan, at ve kuş formları ile geometrik düzenin sentezi yatmaktadır.
Salt simgelerle belirlenmiş ya da onlardan arındırılmış mekân soyutlamaları ile form ve biçim özgürlüğünün yanı sıra renk ve çizgi coşkusu tuvallerimin boyutlarına sığmamaktadır.

            Anatomik değerlerle bütünleşen çizgi zenginliği çerçevesinde kolaylığa, özentilere, aktarmacılığa sapmadan, kendine özgü soyut ekspresyonist figür anlayışı ile tutarlı bir çizgide yol almaktayım. Nesne ve figürlerin biçimsel bütünlüklerinin korunmasında hep ısrarlı ve kararlı olmuşumdur. Düşünce ve duyarlılığımı; formsal bilgi ve deneyimlerle denkleştirmeyi yeğlemişimdir…” 

 ***

Yeri geldiği için

               Mehmet Özet, 1964 ve 1965 yıllarında Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu’nda resim öğretmenimizdi. O yılarda resim, müzik ve beden eğitimi öğrencilerin korkulu dersleri oldu.  Resim dersinde yazıdan yüksek not, resimden orta düzeyde not alarak ortalamayı tuttururdum. Beden eğitiminden şöyle böyle sınıf geçtim.

              Ne ki müzik öğretmenimiz ilk dersinde, akordiyonla çaldığı eserin notalarını müzik defterimizdeki porteye yazmamızı istedi. Elbette yazamadık, yazamazdık! Her birimizi tokatladı! Öğretmenimiz TB; futbol oynardı. Eğitim psikolojisinden nasibini almamıştı. Üstelik öğretim programından ve mevzuattan da habersizdi, diyebilirim. İlçe ortaokulundan geldim. Sınavlarda nazari bilgilerden 10 numara aldım. Ama harika kulağa sahip olan dâhilerden değildim! Söz konusu öğretmenimiz, yazılı sınav notlarımızı da etkili kılmadı. Sınıfın ancak çok azı sınıf geçti. İki yıl  dersinden bütünleye kaldım. Müzik öğretmenimizin kadrine uğradım ve yüksek öğretmene gitmekten alı kondum! Son sınıfta meslek dersleri öğretmenimiz Mahmut Saral’ın girişimleriyle haziranda mezun oldum ve Ağrı ilini boyladım…       

             Dimdik duruşumla ve savaşımcı yaratışımla Milli Eğitim Bakanlığı'nın değişik kademelerinde 40 yıl süreyle görev yaptıktan sonra emekli oldum.

***

               Başöğretmen M. Kemal Atatürk, doğruyu ve dosdoğruyu vurgulamaktadır: “Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade sözle olursa şiir, nağme olursa musiki, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık... olur.” (Muhit Mecmuası, Sene:1, No:2, 1928)

 

                                                                          

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..