Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '07

 
Kategori
Ruh Sağlığı
 

Melankolik tehlike

Melankolik tehlike
 

İçindeki sıkıntının nedenini bilemiyordu. Garip bir mutsuzluk hakim olmuştu ruhuna. Etrafındaki herşey renklerini yitiriyordu sanki yavaş yavaş. Yaşamın anlamsızlığını düşündü bir an. Oturduğu yerden hafifçe doğrularak penceresinin önünden geçen insanlara baktı. Sonra ağzından fısıltı şeklinde iki kelime döküldü. Neden yalnızım? Oysa sevgi adına, mutluluk adına ve paylaşmak adına her türlü fedakarlığı yaptığına inanıyordu. Peki şu anda yuvarlandığı boşluğun ve karanlığın sebebi neydi? Bir anda işini bırakması, sevdiğinden ayrılması bunlara sebep olamazdı. Çevresindeki insanlar en çok onun her ne olursa olsun ayakta kalışına hayran kalırlardı. Peki şu anki kara sıkıntının sebebi neydi?

Belkide bir kaç gündür annesinin rahatsızlığı için koşturduğu hastane koridorlarının sinirini bozduğunu düşündü. İçindeki bilinmeyen korkunun sebebide bu olmalıydı. Evet evet onu kaybetmekten korkuyordu. Yalnız kalmaktan.. Yalnızlıkmı? Ani bir hareketle eli telefona gitti. Sonra biraz duraladı ve yavaş yavaş telefondan çekti elini. Tekrar gözleri pencereden dışarı doğru kaydı. İnsanlara boş boş bakmaya başladı. Sonra yarı anlaşılır bir şekilde neden ben? diye fısıldadı. Neden ben? Arkadaşları neden eskisi gibi yakın değillerdi artık. Beni kimse sevmiyor diye düşündü.

Aslında sevdiği insan çok sevmişti onu. Ömrünün sonuna kadarda seveceğini haykırıyordu her defasında. Öyleyse neden gitmişti? Evet evet ben hatalıydım diye düşündü. İşten ayrılışımda da suçlu bendim diye içinden geçirdi.. Sonra bir anda başını ellerinin arasına alarak arkasına yaslandı. Gözlerini yavaşça kapadı. Canı hiçbirşey yapmak istemiyordu. Bir yerlere kaçmak geldi bir an içinden. Hiç kimsenin tanımadığı bir yerlere gitmesi gerektiğini düşündü.

Babası geldi bir an aklına. Onunla oturup dertleştiği ve beraber ders yaptıkları çocukluğunu düşündü. Zaten onu kaybettikten sonra yaşamından büyük bir dayanağın yok olduğunu hissetmişti. Dudakları küçük bir çocuk gibi büküldü ve gözünden iki damla yaş süzüldü. Sonra kendi kendine; evet yalnızım ve mutsuzum diye tekrarladı. Başını tekrar arkaya yaslayarak yavaşça gözlerini kapadı ve sessizce uykuya daldı.

Evet o artık melankolinin pençesine düşmeye ve rüyasında kabuslar görmeye hazır bir hasta. Pekala ne yapılmalıdır? Özellikle son zamanlarda kanser gibi hastalıkların artması ve ekonomik şartların bozulması sebebiyle insanlarda davranış bozuklukları ortaya çıkmaktadır. Bu bozukluklar stresi ve psikolojik rahatsızlıklarıda beraberinde getirmektedir. Stres zaten bütün hastalıkların başında gelen en büyük nedenlerden biridir.

Bu gibi durumlarda mutlaka psikolojik yardım alınması gerekmektedir Ruhsal bozukluklara meydan vermemek içinde, mümkün olduğu kadar mücadeleyi elden bırakmadan sorunlarla savaşmaya devam etmeye çalışılmalıdır. Bol bol meditasyon yaparak yalnız kalmamaya ve mümkün olduğu kadar arkadaşlardan kopmamaya çalışılmalıdır.Ayrıca ruhsal sıkıntılarımızın nedenlerini bulmaya çalışarak, içimize atmak yerine mutlaka anlatacak birileri bulunmalıdır. Unutmayalımki insan beyni elektrik yüklü bir trafo gibidir. Fazla zorlarsak geri dönülemeyecek problemlerle ve hasarlarla karşılaşılabilir.

METİN ÖZKAYA

 
Toplam blog
: 116
: 3217
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

İstanbul' da doğdum. Antikacı, saray restoratörü ve eksperim. Antika konusunda 50’ye yakın belgesel ..