Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '07

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Mide şikayetiniz mi var?

Mide şikayetiniz mi var?
 

Ramazanda sahurda yemek yiyip yattığım zaman midemde bir ekşime hissetmeye başlamıştım. Aynı zamanda eşim ağız kokumunda olduğunu belirtince bir dahiliye uzmanına görünmeye karar verdim. Şikayetlerimi anlatır anlatmaz REFLÜ olduğunu belirtip LANSOR isimli ilacı verdi. Bende bu hastalıkla ilgili bir araştırma yapıp sizlerle paylaşmak istedim.

Gasrit mukoza tabir edilen midenin iç yüzeyinin iltihabıdır. Ülserin türkçe anlamıda yara'dır. Bu midede ise mide ülserinden, on iki parmak barsağında ise on iki parmak barsağı ülserinden bahsedilir. On iki parmak barsağının diğer adı duedonumdur ve mideden hemen sonraki bağırsakların başlangıç bölümüne verilen addır.

REFLÜ NEDİR?

Reflünün türkçe karşılığı 'geriye akıştır.'Bilindiği gibi midemiz besinleri sindirmek için hidroklorikasit dediğimiz(tuz ruhunun içinde bulunan asit) bir asit salgılar.Normalde yemek borusuyla mide arasında tıpkı futbol topundaki yada araba lastiklerindeki havanın dışarıya kaçmasını önleyen siboplar gibi 'sifinkter' denilen bir yapı vardır.Çeşitli sebeplerle bu sifinkter denilen siboba benzeyen yapı gevşerse midenin içerisindeki asitten zengin mayi(mide içeriği)yemek borusuna doğru geriye kaçar.Böylece hastada göğüste yanma, ağrı, geğirme, inatçı öksürükler gibi bulgularla kendini gösteren bir hastalık tablosu ortaya çıkar.Buna 'reflü' yada 'reflü özofajit' denir.Özofajit ismi de yemek borusunun latince ismi olan 'özofagus' isminden türemiştir ve yemek borusu iltihabı anlamına gelmektedir. Midemiz besinleri sindirebilmek için iki türlü eylemde bulunur.Birincisi mekanik olarak besinleri çalkalar bu da mide kasının kasılıp gevşemesiyle olur.İkinci olarak bazı enzim ve asitler salgılanır ve kimyasal olarak besinler öğütülür ve eritilir.Ayrıca midemiz salgılanan asite karşılık kendini savunma amaçlı bir takım koruyucu kimyasal maddeler salgılar.İşte bu kimyasal maddelerin çeşitli sebeplerle azalması yada midenin salgıladığı asitin normalden daha fazla olması halinde mide mukozasında yani midenin içindeki zarda iltihaplanma meydana gelir buna 'Gastrit' diyoruz.Bu olay daha ileriye giderse midede yada oniki parmak bağırsağında küçük yaralar oluşabilir.Bunlarada 'Ülser' diyoruz.Biraz önce yukarıda bahsettiğim gibi oluştuğu bölgeye göre mide ülseri yada oniki parmak bağırsağı ülseri adını veriyoruz.
GASTRİT VE ÜLSERİN SEBEPLERİ NELERDİR?
Gastrit ve ülserin pek çok sebebi vardır.bunlar

1-genetik eğilim:anne babasında ülser ve gastrit olanlarda olmayanlara göre çok daha fazla oranda gastrit ve ülser olduğu görülmektedir.Fakat yüzde yüz genetik
bir geçişten bahsedemeyiz.Anne ve babasında gastrit ve ülser olduğu halde çocuklarında hiç bir şikayet olmayabileceği gibi anne ve babasında hiç bir mide bağırsak şikayeti olmayan çocuklarda da gastrit ve ülser görülebilir.

2-stres:ülserin ve gastritin belki de en sık sebebi budur.Beynimizden midemize, bağırsaklarımıza ve bazı iç organlarımıza giden 'vagus' ismini verdiğimiz bir ip yada kablo şeklinde sinir vardır.Bu sinir beynimizin verdiği komutları midemize ve diğer iç organlarımıza ulaştırır.Strese bir yanıt olarak midemiz fazla miktarda asit salgılar. Bu da gastrit ve ülser oluşumunu tetikler yada başlatır.O yüzden ülser ve gastrit hastalarına mide tedavisi yanında çoğu kez stres azaltıcı ilaçlarda vermek gerekebilir.

3-beslenme:asit içeren besinlerle beslenmek gastrit ve ülser oluşumunu kolaylaştırır. Bunlar örneğin;limon portakal gibi sitrik asit içeren besinler, acılı besinler, baharatlı besinler, sirke, turşu, kızartma, asitli içecekler gibi besinlerdir. sigara içmek çok çay ve kahve içmek gastrit ve ülser oluşumunu kolaylaştırır.
4-helikobakter pilori denen bir mikrop mide ve oniki parmak bağırsağı ülserlerinin belirli bir kısmından sorumludur.Bu kan testleriyle yada gastroskopi ile alınan biyopsiyle tanınabilir.

5-Bazı ilaçlar hastalarda gastrit ve ülsere sebep olabilir.Bunların en bilineni aspirindir. Bir aspirin yüzünden mide kanaması geçiren çok hasta vardır.bunun yanında diğer ağrı kesici ve romatizmal ilaçlar ve kortizonlu ilaçlar çok dikkatsizce doktor kontrolü olmaksızın ve uzun süre kullanıldığında gastrit ve ülsere sebep olabilirler. Reflü hastalığı da aşağı yukarı aynı sebeplerledir.Bütün gastrit ve
ülserlerde reflü olmayabilir.Reflüden söz edebilmemiz için mutlaka yemek borusu ile mide arasındaki sifinkter den yemek borusuna kaçak olması gerekir.
GASTRİT ÜLSER VE REFLÜNÜN BULGULARI NELERDİR?
Midemizde gastrit olduğu zaman genellikle yemekten sonra ekşime, yanma, şişkinlik, kendini kötü hissetme, mide ağrısı gibi dispeptik bulgular denilen belirtiler görülür.Ülserler ise genellikle oniki parmak bağırsağında mideye göre çok daha sık görülür.Genellikle ağrılar aç karnına olur.;Birazcık yemek yiyince geçer.Gece uykudan uyandıran şiddetli ağrılar görülebilir.Sırta ve bele vurabilir. Reflü oldu ğunda ise hastada göğüs ağrısı, ekşime, yanma, geğirme ve inatçı öksürükler olabilir. Bu yüzden reflü çok ilginç birhastalıktır.Kalp hastalıklarıyla ve akciğer hastalıklarıy la çok karışır.Çoğu hasta göğsü ağrıdığı için kalp hastası olduğunu sanarak bize başvurular. Yada geçmeyen inatçı öksürüklerden dolayı astım yada bronşit tedavisi gören çok hasta vardır.Bu nedenle reflü hastalığı ayırıcı tanı açısından doktorlar tarafından çok önemsenen ciddi bir hastalıktır.Reflü özofajit çok yaygın bir hastalık olduğu için toplumsal bir sağlık sorunu gibi kabul edilebilir.
GASTRİT, ÜLSER VE REFLÜNÜN TANISI NASIL KONUR?
Polikliniklere müracaat eden pek çok hasta dispeptik şikayetler dediğimiz bu üç hastalığa yönelik rahatsızlıklarla müracaat ederler.Günümüzdeki modern yaşam, insanların hayattan beklentilerinin artması, aşırı stres, ekonomik sebepler ve beslenme alışkanlıkları bu hastalıklarının oranını çok arttırmıştır.Biz gastrit, ülser ve reflünün kesin teşhisini ancak gastroskopi dediğimiz hortuma benzeyen mideye
ışıklı bir aletle bakarak koyarız.Fakat bu çok kolay birşey olmadığı için gelen her hastaya bu şekilde yaklaşmak ne ülkemizde ne de başka ülkelerde yapılan bir yöntem değildir.Öncelikle hastanın şikayetlerine ve muayene bulgularına göre hekim hastanın diyet ve ilaç tedavisini planlar.Hasta tedaviye cevap verir ve iyileşirse en az 2 ay tedavi devam ettirilir.Fakat hasta da herhangi bir iyileşme görülmezse endoskopi planlamak gerekir.Ultrasonla yada normal film ile ülser yada gastrit teşhisi koymak mümkün değildir.Hasta yaşlı ise kilo kaybı ve kansızlığı mevcut ise mide tümörü de ayırıcı tanı açısından değerlendirilir ve gastroskopi bir an önce yapılır.
GASTRİT, ÜLSER VE REFLÜNÜN TEDAVİSİ NEDİR?

1-Diyet tedavisi:Hastalara asitli yiyecek ve içeceklerden, acılı ve baharatlı besinlerden, portakal, limon ve greyfurt gibi besinlerden, kızartmadan tedavi süresi boyunca uzak durmalarını öneriyoruz.Bu üç hastalık içinde aynı diyet geçerlidir. Keza hastalar mide ve oniki parmak bağırsağına yan etki yapan aspirin, ağrı kesici ve romatizma ilaçları yada kortizonlu ilaçlar kullanıyorsa bunlar çok zorunlu olunmadığı sürece tedavi süresince kesilir.Yada kullanılması mutlak zorunluysa mide koruyucu ilaçlarla birlikte alınması tavsiye olunur.Hastalar çok sigara içiyorlarsa bırakmalı en azından azaltmalıdırlar. yine çok kahve ve çay içimi azaltılmalıdır.

2-İlaç tedavisi:İlaç tedavisinde en önemli şey hastada helikobakter pilori denilen mikrobun bulunup bulunmadığının tespitidir.Eğer mikrop olmayan bir ülser yada gastrit varsa mide asitini azaltıcı yada mide mukozasını(iç yüzeyini)koruyucu ilaçlar verilir.Burada önemli olan nokta hastanın şikayetleri birkaç gün içinde geçse bile tedavinin en az 2 ay boyunca devam ettirilmesidir.Eğer mikrobik bir ülser ise 2 yada 3 hafta boyunca ilave olarak mikrobu öldürücü antibiyotik tedavisi eklenir.Ülser ve gastrit genellikle tedaviye çok iyi cevap veren hastalıklardır.Yeni çıkan bir çok etkili mide ilaçları bulunmaktadır.Fakat buna rağmen hastaların çok az bir kısmı cerrahi tedaviye ihtiyaç duyarlar.Bu yeni kuşak mide ilaçları çıkmadan yıllar önce çok fazla hasta ameliyatla tedavi edilmek zorunda kalıyordu.Fakat günümüzde çok ilerleyen tıp sayesinde bu oran çok azalmıştır.Bizim hastalarda gördüğümüz en büyük hata bu tarz şikayetleri olduklarında bir kaç gün rastgele ilaç aldıkları ve şikayetleri geçince ilacı bırakmaları ve doktora başvurmamalarıdır.Böylece hastalar yıllarca tedavisi mümkün olabilecek bir hastalıktan dolayı sıkıntı çekerler. Reflü hastalığında ise ilaç tedavisi olarak mide asitini azaltıcı ilaçlarla birlikte mide ile oniki parmak bağırsağı arasındaki sifinkterin kasılmasını arttırıcı ilaçlar verilir ve midede ki asitin yemek borusuna geçmesi önlenmeye yada azaltılmaya çalışılır.Yine bu hastalara mümkün olduğunca yüksekte yatmaları önerilir.

 
Toplam blog
: 12
: 22018
Kayıt tarihi
: 24.09.07
 
 

Bir İzmirli olarak Bursa'da yaşıyorum. Sağlık sektöründe çalışıyorum. Fotoğrafa, internete, Japon..