Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Nisan '15

 
Kategori
Deneme
 

Milenyum çağı masalları/Özgürlük, eşitlik, insan hakları, barış

Milenyum çağı masalları/Özgürlük, eşitlik, insan hakları, barış
 

Çok doğru; artık masal haline gelmiş eşitlik, özgürlük, insan hakları ve barış gibi kavramlar çocuklar için.


Ben baktım, inanmıyorsanız siz de bakın; Tanrı’nın kutsalında bunlar yok. Tanrı savaşı emrediyor, insanlar eşit değil, insanların hakları değil görevleri var, özgürlük mü sümme hâşâ!

Velhasıl kelam tutucu toplumlarda mümkün değil. İleri toplumlarda olur da bu sefer de mücadelesini vermeye gerek yok. Çünkü zaten insanlar bilinçli. Bu hak ve özgürlükler tutucu toplumlara lazım ama onların Tanrısı da istemiyor!

Lazım diyoruz çünkü bunlar mahşerin dört atlısı, hayatın koşulları. Bunlar olmadan hayat olmaz. Su, toprak, güneş, hava gibi. Tanrı hâşâ bunları sevmiyor. Çünkü özgürlük günaha götürüyor, eşitlik hakkına razı olmuyorsun, insanlar haklarının peşinden koşunca görevlerini unutuyorlar ve din sanki savaşı emrediyor. Kimseye kızmaya hakkımız yok, Tanrı’ları öyle diyor!

Yani biz bu dünyada yaşayacaksak, bildiğimiz şekilde bir hayatımız olacaksa bunlar da olacak. Değilse tekkede Mekke’de duaya duralım ömrümüz öyle geçsin. Değil mi ki Tanrı bizleri kendisine dua etmek için yaratmış. Tanrı bizleri kendisine dua etmek için yaratmış, siz hangi hayattan bahsediyorsunuz! Ben insanlara senelerdir “kölesiniz” diyorum, hiç kimse kızmıyor. Çünkü kabul ediyorlar; çünkü öyleler.  Tanrıları diyor, naspın insanlar!

İki arada bir derede; bana akıl verilmiş, akıl böyle diyor, beni yaratan şöyle diyor. Ya bırak ben aklımla yaşayım ya da al aklımı sana tapayım; ikisi birden olmuyor! İnsanlar aptal aptal özgürlük, barış filam diyorlar. Hiçbiri yok. Meczup dervişin kesik kulak kayalığında işerken bıraktığı iz bile bunlardan daha önemli.

İnsan hakları… İnsan değiliz ki hakkımız olsun! Başbakan tehdit ediyor “anasını babasını evlatsız, karsını kocasını dul, çocuklarını anasız babasız bırakmak isteyen varsa sokağa çıksın” Yani vururuz diyor. Bir de özgürlükleri koruyacağını söylüyor. Sen beni sokağa çıkarmıyorsun ya, ne özgürlüğünden bahsediyorsun. Hem ben sizin özgürlükleri nasıl gördüğünüzü biliyorum. Özgürlük isteyen kişi size göre pornocu.

Birileri çıkıyor sözde barış, demokrasi, özgürlük için “devrim kanla yazılır” diyor, “5 milyon halk düşmanı öldürülecek” diyor. Ben de diyorum ki ey Türkiye sen neredesin? Özgürlüğü imaj için (halkı kandırmak için)  kanunlarında başköşeye koymuş ama uygulamada pornoya indirgemiş IŞİD kafalı insanların yanında mı, yoksa özgürlük deyip barış deyip “5 milyon halk düşmanı öldürülecek” diyen IŞİD’in kızıl versiyonunun yanında mı?

Yobaz ideolojilerin, tutucu yönetimlerin bu demokrasi araçlarını kullanmaları ve bilinçsiz insanları kandırıp inandırmaları sinir ediyor beni. Oldukları gibi olsalar kabul edeceğim, hatta saygı duyacağım. Hem IŞİD gibi davranıyorlar hem de barıştan söz ediyorlar.

Eskiden din ile Allah ile kandırıyorlardı, artık halk bunu yutmuyor. Bazı yazılarımızda vurgulamaya çalıştık demokrasi ve demokrasi araçları (eşitlik, özgürlük, insan hakları, barış) yobaz ideolojiler ve tutucu yönetimler tarafından halkı kandırmak için kullanılmaya başlandı. Yani bugün millet iradesini yansıttığı söylenen seçim sandığı adeta demokrasinin temeline konulan bomba. Çünkü anlaşık, biatçi, satın alınmış zihniyetler sandıktan kendi anlayışlarına uygun bir diktatör çıkarıyorlar ve demokrasi taraftarlarını eziyorlar. Yani düşünebiliyor musunuz insanlığın kurtuluş umudu demokrasi zararlı hale geldi. Güneşin yakması gibi bir şey bu.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..