Milliyet Blog'da Blogger çeşitleri

Milliyet Blog da toplumumuz gibi... Ararsan, bulursun aradığın insanı...

Kimileri, sürekli ülke gündemini yazar, tartışır. Kimileri, kültür ve sanat delisidir; sanatla sanatçıyı anlatır. Kimi, futbolun; kimi, basketbolun çok bilenidir! Oturduğu yerden, en büyük sporcu ve hocalarla yarışanımız da olur!

Kimi de; bir yazar, bin yorumlar. Yazıların bu sadık yorumcuları da, kendi içinde iki çeşite ayrılır. Okuduğunda hep güzeli arayan, olumlu davranıp yazanı tamamalayan, teşvik edenler ve yorum yazmaktan çok, laf sokma, çene yarıştırma, ukalalık peşinde koşanlar! Her toplum gibi, iyiyi alkışlayanların sayısı, burada da pek bi azdır maalesef. Ama buna da şükür. Bulduğumuzu bunamayalım şimdi.

Kimi; her zaman içindeki neşeli çocuğu, büyümeyen yaramazı konuşturur. Kimi, daima içindeki anasıyla babasını dinler. Her zaman buyuran, emreden, beğenmeyen tavırlarından tanırsınız onları.

Kimi, hastalık derecesinde mükemmeliyetçi, kimi, elinden gelenin en iyisini yapabilecek kadar dengeci... Kimi, sonsuz bir sorumluluk duygusu ve bilinçle hareket ederken; kiminin dünya umrunda olmaz! Bir elinde cımbız, bir elinde ayna!

Bir gerçek sağlıkçıları vardır buraların... Gerçek hemşirelerle doktorlar. Bir de hiçbir mesleki bilgi ve ünvana sahip olmadan ha bire sağlık yazanlar!

Alçak gönüllüsü, her dem geri durup, kendini saklarken; kimi, " Ben de, ben! " diye bağırır! Allah müstehakını versin!

Kimi; her zaman soğukkanlı ve mesafeli, kimi, az önce gördüğüyle hısım akraba! Kimi, her daim lay lay lomda. Kimi, her ciddi konuya hazır kıta!

Kimi, dört dörtlük eğitimci. Kimi, insan kaynakları, kişisel gelişim ve ilişkiler uleması! Uzman insan danışmanı mübarek!

Buraların siyasetçisi, bu işi meslek edinenlerden hiç de geri değildir haa! Çıkar kürsüye. 40 yıllık siyasetçiye nal toplatsın!

Kimi, bencillikte, kimi, fedakarlıkta; kimi, bireysellikte, kimi, toplumculukta sınır tanımayandır. Bazıları da mızmızlıklar şampiyonudur! Allah yolunu açık etsin!

Buradaki entelektüellerin de hakkını vermeliyim unutmadan... Her topa girmeyen bu tayfanın tek eksiği, bütün bilgi ve birikimini paylaşmaktan alıkoymasıdır kendisini...

Şımarığı ve şarlatanı da vardır buraların; gayet aklı başında, bilimadamı kıvamında olanı da. Kiminin, ne ölçüsü vardır ne ayarı! Kimi, çalar saat kadar dakik ve dikkatli...

Kimi, yaşamın ayrıntılarında boğar ruhunu... Kimi, ölümüne yüzeysel, ölümüne vurdum duymaz! " N'apalım! Canımız sağolsun! "

Bi de her şeyi erteleyenlerle her dak'ka ayrı bir eylem içinde olanlar vardır kiii... Sormayın gitsin! Ertelemeci başı; düşünüp, planlayıp yapmakten vazgeçerken her şeyi; eylemci yanı ağır basanlar, değme aktivistlere taş çıkarır!

Yaş ortalaması, hafiften yüksek olsa da buralarda... Zımba gibi gençlerle yarışacak abi ve ablalarımız da vardır; 20 - 25 yaşında olup; 60 - 65'in telaşsız olgunluğuyla davrananlar da.

Kimi, pastayla kek tarifi yapar. Kimi, özgün fikir ve projelerini anlatmak telaşında... Kimi, kitap okumaktan başını kaldırmaz; kimi, yazma derdinden okumaya zaman bulamaz!

Gayet dengeli olanlar da vardır aramızda. Allah'ın günü maraza çıkaran da! Kiminin, çivisi eksiktir, kiminin, cesareti. Kimi, hakkını savunmak ister ama; sesini çıkaramaz. Kimi, cümle alemin avukatlığına soyunur!

Kimi; hem okur, hem düşünür, hem yazar. Kimi de sadece konuşur! Susmanın değerini bilmeyendir!

Peki ya sen mi dediniz?  Ben de apayrı bir çeşidim tabii! Nereye istersen, oraya koy beni. İster çok bilmiş de, ister hakkıyla konuşan. İster makul ve mantıklı olduğumu düşün; ister iflah olmaz bir romantik... Ne yani? Onu da mı ben söyleyeyim? Aklın var, fikrin var arkadaşım. Kimi nereye koyacağını, sen herkesten iyi bilirsin.

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.