Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '16

 
Kategori
Siyaset
 

Muhalefet demokrasi onurudur

Muhalefet demokrasi onurudur
 

sibirya kıyılarında kendiliğinden ortaya çıkan kartopları


Türkiye gerçekliğini sadece iç siyaset algısıyla kavrayamayız. Mesele iç siyasetin de üstünde daha geniş küresel boyutta sorunlaşmaktadır. Irak ve Suriye’de Rusya-ABD-AB-İran-Araplar ve daha birçok devlet silahlı güçlerini sahaya sürerek kendi çıkar oyunlarını oynamaktadırlar. Rusya ve ABD görünür biçimde saflarını ve destekledikleri çatışmacı tarafları belli etmektedirler. ABD’nin Suriye’de PKK türevi PYD/YPG örgütüne silahlı destek ve müttefik olması Türkiye’nin terörle mücadelesini oldukça zorlaştırmaktadır. Bölgede gruplar ve mezhepler çatışması adeta uluslar arası birlik güçleriyle teşvik edilmektedir.
 
Resmin içbükey aynadan iç siyasete yansıtılan kısmını yeterli bulup ve manzaranın tamamını küresel mercekle tarayarak görmeyip de sorunsalı dönüp dolaşıp sadece AKP ve Tayyip kusuruna bağlamak, bizi farkında bile olmadan hainlerin ve TC bağımsızlık gücüne alerjisi olan devletlerin hizmetine sokar. Dikkatli olmak, geniş düşünüp geniş kuşkuyla irdelemek gerekir.
 
AKP demokratik bir gerçekliktir; gene demokratik hak gereği bir sorun ve tehlike olarak algılanabilir de. Ancak, varsayılan “AKP tehlikesini” muhalefet sadece demokrasi içinde kalarak bertaraf etmeyi düşündüğünü halk nezdinde bilinir yapmalıdır. Seçmen, Türkiye’nin güçlenmesinden rahatsız olanların eylem ve söylemlerine yaslanmayan muhalefetten emin tutulmalıdır. AKP iktidarının düşmanı siyasi muhalefetin iktidar yoluna süpürge değildir. Bu yanılgılı tavır Türkiye’yi uluslar arası güç oyununda zayıf düşürüyor.
 
Siyasi görüş AKP iktidarını Türkiye geleceği için hayırlı bulmuyorsa hayırlı olanı iktidar yapmak sadece şiddetsiz siyasetle demokratik hak sayılmaktadır. Çok partili sisteme rağmen halkın uyanmadığı söyleniyorsa çoğunluk hâlinden memnun sayılmalıdır. Ya da muhalif partilerin çoğunluğa güven vermediği varsayılmalı ve demokratik siyaset bu tespit üzerine kurgulanmalıdır.
 
Demokrasilerde çoğunluğun hâlinden memnun olması yeterli olmaz elbette, azınlığın da memnun edilmesi demokrasinin ahlâkındandır. İdeal olan tüm tahakküm unsurlarını kaldırmak ve özgür bireylerin tümünü mutlu edecek bir kurumsal toplumsallığı işlevsel kılan demokrasidir. O da gene ilerletilen demokrasi içinde muhalif bilincin evrimleşmesiyle olacaktır.
 
Hatırlamakta fayda vardır. FETÖ, PKK, PYD/YPG, DAİŞ terör örgütleri Türkiye için öncelikli doğrudan tehlike ve tehdittir. Demokrasimiz içinde çözülebilir niteliğinden dolayı, muhalefetin AKP’yi bu tehditlerin üstünde bir tehlike gibi gösterir söylemi bence orantılı bir tehdit algısı vermiyor; bu yüzden de muhalefetin bazan haklı olduğu AKP uyarıları halk nezdinde gereken ilgiyi görmüyor olabilir diye de düşünüyorum.
 
Terör, devletin terör unsurlarıyla barışçıl ve demokratik ilişki kurmasıyla çözülebilir nitelikte bir sorun değildir. Çünkü terör barışçıl demokratik yollarla değil, şiddet unsurlarıyla demokrasiyi baskılayarak amacına ulaşmayı kendine tek yol yapmıştır. Terör örgütü kendi iradesiyle silah bırakmadıkça devletin kendisiyle barışçıl ve demokratik ilişkiye girmesini beklemek gaflettir.
 
Şimdi, bazılarının lanetlediği AKP Hükümeti’nin içte ve dışta FETÖ, DAİŞ, PKK, PYD/YPG ile çatışmasını Cumhuriyeti yok etme tasarımını gizleme gayreti gibi gösteren görüşler kimin işine yarar diye düşünmek gerekir. Bu arada TC gemisini dünya ekonomisinin dar boğazından geçirmeye çalıştığımızı da unutmayalım lütfen. Düşünmüyor veya düşünüp de samimiyetle cevaplamıyorsak aklımızı yatırdığımız bilincimizin güdümlü öğreti olabileceğinden kuşku duymaya başlayarak bir daha düşünmeliyiz. Düşünüp düşünüp gene de tüm sorunların ve özellikle de fetö belasının sadece bir Recep Tayyip Erdoğan tasarımı olduğunda ısrar eden inanca sarılmışsak, bizi geleceğin tarihinden başka ikna edecek güç kalmamış demektir. Keşke sorunumuz Recep Tayyip Erdoğan’ın kendini kurtarmak için giriştiği bir oyundan ibaret olsaydı... Şimdi burada aklıma geldi; 15 Temmuz Gecesi Sayın Cumhurbaşkanı kendini kurtarmak için yurt dışına kaçmış olsaydı TC kurtulur muydu acaba?
 
“İlker Başbuğ, Türkiye o gece bir felaketin eşiğinden dönmüştür. Allah korusun başarılı olsalardı bugün Türkiye'nin nerede olduğunu düşünmek dahi istemiyorum. Ama inanın ki eğer onlar başarılı olsaydı bugün Türkiye'de ne demokrasi ne laik devlet sistemi ne hukuk devletinin zerresi ortada kalmazdı. Bu yaşanılan olay ciddi, vahim kapsamlıdır bana göre. Bu yaşanılanları 'bir oyun' diye değerlendirilmesi veya diğer terimlerle değerlendirilmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum.” (Sayın İlker Başbuğ’un TBMM 15 Temmuz FETÖ darbesi soruşturma komisyonuna verdiği ifade)
 
Muharrem Soyek
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..