Muhatap İmralı ise DTP ne iş yapar?

Demokratik Toplum Partisi (DTP) 2002 Genel Seçimlerinde mecliste yer bulamamış ve seçmeni AKP-CHP temsil etmişti.Nerden bakarsanız bakın ,iki partiden oluşan bir meclisin halkın iradesini temsil etmesi teknik olarak mümkün olsa da siyasetin doğası gereği mümkün olmadı.

Birçok partinin özellikle Kürt seçmeninin attığı oyların da heba olmasına neden olan bir seçim sistemine sahibiz.

Meclis dışında kalan DTP’li siyasilerin meclis çatısı altına girerek dertlerini buradan anlatmalarını,doğunun ,güneydoğunun sorunlarının çözümüne meclis çatısı altında çözüm bulunması gerektiğine inananlardanım.Hâlâ da öyleyim.

DTP bağımsız adaylarla oy barajı engelini aşarak grup oluşaturacak düzeyde milletvekilini meclise sokmayı başardı 2007 genel seçimlerinde.

Kürt sorunu başta olmak üzere doğu ve güneydoğunun birçok sorununun çözümü için hayli umutluydum DTP’nin meclise girmesinden dolayı.Ama yaşanan süreçte umudum tükendi.Son yaşanılan “açılım”sürecinde eşbaşkan Emine Ayna,milletvekili Sebahat Tuncel başta olmak üzere muhatabın Abdullah Öcalan olduğunu açıklayan ifadeleri DTP nin çözüm konusundaki kısırlığını ortaya koydu bence.

Ortada “açılımın” ne olduğunu tam olarak bilen yok.Ama Abdullah Öcalan başta olmak üzere birçok ismin Kürt sorununun çözümü konusunda müzakere edebilmesi yada muhatap olabilmesi mümkün görünmüyor.

Benim asıl merak ettiğim konu ,DTP’de ve Kürt çevrelerinde konuyu ana ekseninden kaydırmadan ,sorunun tahlil ve çözümü,demokratik adımların atılması başta olmak üzere bu yükü omuzlayacak başka kişi yada kişiler yokmudur?

Asıl muhatap İmralı ise DTP’li milletvekilleri ne iş yapar?Ne iş yaptıkları malûm,yangına körükle gidiyorlar.

Eşbaşkan Emine Ayna ,Eruh’ta 1.düzenlenen “Kültür Festivalinde” PKK’nin 15 Ağustos 1984’deki Eruh baskınını öven konuşma yapıyor.Kürsüye baskına katılan bir PKK’lıyı çıkartıp marifetmiş gibi baskını anlattırıyor.Uzatmayalım;DTP mevcut pozisyonu ile demokratik adımların cesurca atılacağı bir açılımı yönlendirek vizyona sahip değil.

DTP’nin “demokratik özerklik” adınını verdiği proje “bölünmenin kibarcasıdır”.Nedir bunlar;ayrı meclis,ayrı hukuk,ayrı diyanet...”

Barış konusuna gelince;barışı istemeyenin zaten aklından zoru vardır.”Akan kan dursun,evletlarımız ölmesin” tamam da barış projesi adı altında bölünme idmanları yapılıyor sanki.

* * * * * * * * * * * *

Her salatalığa tuz yetiştiren birçok demokratımız bu açılım konusunda da gecikmedi.Açılım paketinin içinde ne olduğunu bilmeden topyekûn destek vermekte gecikmediler.Aynı demokratlarımıza aşağıda bazı verileri iletmek isterim.Umarım aynı hassasiyeti(!) bu konularda da gösterirler.

-15.000 genç kıza burs veren ÇYDD’nin kayıtları,bursiyerlerinin ailelerinde PKK’lı olup olmadığı ,eylemlere katılan olup olmadığı gibi nedenlerle emniyet tarafından incelenmekte.

-2009 yılı verilerine göre 20 milyon alevinin yaşadığı Türkiye’de Cemevi sayısı 100.
% 99 müslüman olan Türkiye’mizdeki kilise sayısı ise 321.

-2009 verilerine göre kadın –erkek eşitliğinde 177 ülke arasında 111.yiz.

-Kadınların üniversiteye gitme oranı % 2

-2009 yılında okuma yazma bilmeyen kadın sayısı 8.000.000

-Kırsal kesimde yaşayan kadınların % 76 sı eşlerinden dayak yemekteler.

.

.

.

Listeyi uzatabiliriz.Demokrat geçinen arkadaşlarımızın inanç özgürlüğüne,kadın erkek ayrımcılığına,kadın haklarına söyleyecek hiç mi sözleri yok?

* * * * * * * * * * * *

Blognot:Hiç kimse görmek istemeyen kadar kör değildir.(İBN-İ SİNA)