Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '08

 
Kategori
Gönüllülük
 

Mürefte'nin kadınları...

Mürefte'nin kadınları...
 

“16.Tümen 48.Alay astsubaylarından Emin Çöl şarapnel parçalarıyla sırtından yaralanmış, önce Kilye limanına, oradan da küçük bir hastane gemisiyle Mürefte’ye getirilmişti.

Bulgarlar Balkan Savaşı’nın son döneminde güzel Mürefte’yi yakıp yıkmışlardı ama halkının güler yüzünü, cömertliğini, yaşama sevincini yok edememişlerdi. Yaralıları halk ve sağlıkçılar karşıladı. Arabalar bekliyordu. Yaralıları kucaklayıp arabalara bindirdiler. Arabalar küçük temiz bir binanın önünde durdu. Burası Mürefte okuluydu. Yargıcın, savcının, subayların, o çevredeki hastanelerin doktorlarının eşleri, halkın da desteği ile burada küçük bir hastane kurmuşlardı.

Sağlıkçılar yaralıları yıkadılar, sildiler, tırnaklarını kestiler, yüzlerini, saçlarını tıraş ettiler. Temiz çamaşır, gecelik ve terlik verdiler. Kahvaltı ikram ettiler. Birer mendil armağan ettiler. Yaralılar yerlere serili, sabun ve lavanta çiçeği kokan, bembeyaz yataklara girdiler.

Bu hayal edilmesi bile zor güzelliği gerçekleştirenler adlarını, yastıkların, çarşafların köşelerine kırmızı iplikle işlemişlerdi; Mürefte kadınları.

Pembe bir bulut üzerinde uyur gibi uyudular.

Sabah erkenden Mürefte hanımları yaralıları ziyarete, bir istekleri olup olmadığını öğrenmeye geldiler. Hepsinin yüzü açıktı. Anadolu’da peçe söz konusu değildi. O, şehirlere, büyükçe kasabalara özgü bir âdetti. Peçeyle, çarşafla bağda, bahçede çalışılabilirimiydi?

Yaralılar kendini rüyada sanıyorlardı.

Bu inceliklere, şefkate, temizliğe vurulan Emin Çöl cepheye dönmek üzere hastaneden çıkarken, anı defterine şöyle yazacaktı:

Bir daha yaralansam ve bir daha bu hastaneye gelsem” [1]


***

Onlar ki Kemal’in askerleri ile birlikte dantel dantel işlediler yurdumu.

Onlar ki yavuklularını, kınalı kuzularını ve hatta bebelerini saldılar yedi düvel üstüne.

Onlar ki mağrurdular asla ağlamadılar.

Onlar ki gizledikleri gözyaşlarını yüreklerine akıttılar.

Onlar ki an geldi yerlerinde duramadılar siper ettiler bedenlerini onurla.

Onlar ki benim anam, bacım, yârim, kızım olurlar.

***

Mürefte'nin kadınları yakın tarihimizde yer alan gerçek bir örnektir. Bu örneğin benzerleri yurdumun değişik yörelerinde, değişik zamanlarda ama aynı heyecan ile yaşanmıştır.

Türk kadını Kurtuluş Savaşı ateşinin kıvılcımıdır.

Günü geldiğinde "ahval ve şerait" ne olursa olsun yeniden kıvılcım olacaklarından emin olabilirsiniz.

Mürefte kadınlarının şahsında ülkemin kadınlarını saygı ile selamlıyorum.

***

[1] Diriliş/Çanakkale 1915 Sayfa: 453


05.Temmuz.2008/Cumartesi

 
Toplam blog
: 262
: 1569
Kayıt tarihi
: 27.09.07
 
 

Anadolu'nun doğusunda sonradan ismi değiştirilen köylerden birinde zemheri zamanına denk gelen bi..