Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Nisan '10

 
Kategori
Spor
 

Mustafa Denizli’nin başarıya ihtiyacı mı vardır?

Mustafa Denizli’nin başarıya ihtiyacı mı vardır?
 

Sn. Mustafa Denizli olgunluk döneminin sonuna geldiğimiz şu zaman diliminde meslek hayatının hiçbir bölümünde yapmadığı şeyleri peş peşe yapmaya başladı. Belki de futbol dünyamıza yapacağı en büyük kötülük de merkeze hakemleri aldığı şu son günlerdeki açıklamalarıdır.

Bütün bunlar aslında çok önemli bir yenilginin ve başarısızlığın dışa vurumlarıdır.

Sn. Denizli’nin başarıya ihtiyacı mı vardır?

Üç büyük kulübü yirmi sene içinde şampiyonluğa taşımış bir teknik adam olduğunu ne çabuk unutmuştur? Beşiktaş’a çifte kupalı bir şampiyonluk hediye edişinin üzerinden sadece bir sene geçmiştir.

Şu bir gerçek ki Sn. Mustafa Denizli’nin takımları hiçbir zaman kalıcı ve istikrarlı bir başarı grafiği çizememişlerdir. Beşiktaş da bunun son halkası olmuştur.

Sn. Hocamız maç sonunda bütün bir sezon boyu yaşadığı başarısızlığın etkisiyle sıcağı sıcağına Beşiktaş’a oynattığı futbolu tartışmak yerine kırk yıldır bu işin içinde olduğunun altını çizme ihtiyacı duymuş, sanki kazanmak için herşeyi yapmış da iş hakemin vermediği penaltılara kalmışçasına yorum yapmıştır.

Çok değil daha geçen hafta kendisi bu kadar net konuşmamışken Beşiktaş-Trabzonspor karşılaşması sonrasındaki değerlendirmemde takımların ellerinden geleni yaptığını, kalecilerin gününde olduğunu, geriye futbol oyun kuralları içindeki son hamleler, penaltıların kaldığını, hakemin son dakikada penaltısını vermeyerek Beşiktaş’ın hakkını yediği mealinde bir giriş yapmıştım.

Hakemler futbolun içindedir; konuşulmalıdır. Yeri geldiğinde ve sırasıyla futbolun bütün temel unsurlarını konuşmalıyız. Ancak biz bugüne kadar neyi nasıl konuşacağımızı bilmediğimizden ve beceremediğimizden ipin ucu öylesine kaçmış ve karışmıştır ki artık bazı cümleler kanıksanmıştır.

Bu işin içinde 40 yıldır olduğunu iddia edenler hakemi böyle masaya yatırmazlar. En azından onlar bu tarafından başlamamalıdır.

Türkiye saat 21:45’ten hemen sonra Denizli’nin mikrofonlara verdiği bu açıklamalardan sonra hiç olmadık bir atmosfere bürünmüştür. Sn. Denizli’nin Bobo’nu hafta içi penaltı çalışmak istemesini anlamadığını ima eden cümlesi dün futbol kamuoyuna farklı bir malzeme olmuştur.

Fenerbahçe’nin 60. dakikadan sonra oyundan düşeceği ve taktiğini buna göre kurduğu yorumunu yapabilen 40 yıllık tecrübenin, Fenerbahçe defansındaki saatli bombanın nasıl işine yarayabileceğini hesap edemiyor da Brezilyalı oyuncusu bunu akıl ediyor; ancak bu anlaşılamıyor.

Olay öyle bir yere geliyor ki; sanki içtikleri su ayrı gitmeyen Brezilyalılar Fenerbahçe’nin şampiyonluğu için elbirliği yapıyorlar; Bobo bilerek penaltıyı kaçırıyor.

İyi de bu Brezilyalıların arası bu kadar sıkıysa Bilica çatlağı niye penaltı noktasını tahrip ediyor? Bobo nasıl olsa penaltıyı kaçıracak, niye cümle aleme kendini maskara ediyor?

Sezon başında kaybedilen Süper Kupa maçının hemen sonrasında; bu kupanın oynanamasını gerektiren her iki kupayı da kendilerinin kazandığı, takımının bu maçı kaybetmekle ünvanından hiçbir şey yitirmeyeceği şeklinde hem futbolcusuna hem taraftarına güzel mesajlar veren; İnönü’de kaybedilen üst üste puanlar sonrasında “sadece bir kaç puanlık avantaj yitirdikleri, ligin daha bitmediği” şeklinde çok önemli açıklamalarda bulunan ve onun bu tavrı sayesinde Beşiktaş’ın son dört haftaya kadar yarışın içinde kalmasını sağlayan Sn. Mustafa Denizli yaşadığı bunca tecrübenin verdiği bilgelikle kötü geçen derbinin ardından şöylesi bir yorum yapabilirdi.

  1. Zorluklarla dolu bir sezon geçirdik.
  2. Sakatlıklar yüzünden zaman zaman kadro kurmakta zorlandık
  3. Başarısız sonuçlar sonrasında taraftar ile yönetimin arası açıldı, kendi sahamızda protestolar gördük
  4. Ancak inancımızı hiçbir zaman yitirmedik. Yarışın sonuna kadar içinde olduk.
  5. Bu maça gelinceye kadar çok önemli puanlar kaybetmiştik. Örneğin geçen hafta Trabzonspor’u yenebilmiş olsak belki bugünkü maçın da Beşiktaş’ın pozisyonu da çok farklı olurdu; hatta Fenerbahçe’ye kaybetmemiz bizi bu kadar net bir şekilde yarışın dışına itmezdi.
  6. Futbolda bu da var.
  7. Bugün kötü bir derbi oynandı. Düşündüklerimizi sahaya yansıtamadık. Sahada mücadele eden futbolcular, futbol oynamak yerine birbirleriyle didiştiler. Bazen derbinin gerilimi herşeyin önüne geçiyor. Biz teknik adamların görevi biraz da bunu ortadan kaldırmak olmalı.
  8. Fenerbahçe bu kötü derbinin kazananı oldu ve yoluna devam etme hakkını elde etti.
  9. Biz kaybettik. Bugünden itibaren nerede hata yaptığımızı düşünmeye başlayarak, önümüzdeki sezona daha iyi bir Beşiktaş yaratmak için kollarımızı sıvayacağız.
  10. Hakem kötü derbinin etkisine kapıldı. Herşeyin kötü olduğu bir ortamda onun iyi bir yönetim göstermesi beklenemezdi. Bir penaltımızı vermedi. Geçen hafta da hakem arkadaşlarımızla konuşmuş, anlaşmıştık. Zaman bulursam bu pozisyonları kendisine soracağım.
  11. Ancak kazanılan bir penaltı var ve Bobo bunu gole çevirmiş olsa maçın şekli başka olurdu. Bobo da hissetmiş olacak bütün hafta penaltı çalıştı. Ancak olmayınca olmuyor. Demek ki bugün top bizi sevmedi, istemedi.
  12. Taraftarımız fazla üzülmesin. Önümüzdeki sene başka bir Beşiktaş izlettireceğiz.

İşte böylesi bir açıklama Türkiye’de güneşin farklı bir enerji ile doğmasına neden olurdu Pazartesi gününe.

Gündem değişir, Mustafa Denizli futbolumuzun içinde başka bir yere gelirdi. Topyekün kaybedilen bir sezon sonrasında psikolojik bir güç ortaya çıkardı.

Ancak değeri prefabrik kaplama malzemeleriyle yüksek gösterilmeye çalışılan futbol endüstrimizin içine bir çomak da Mustafa Denizli sokmuştur.

Evet, gerçekten bunu yapabilmek için çok güçlü yüreklere ihtiyaç duyuyoruz.

Uzay Gökerman

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..