Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

06 Eylül '14

 
Kategori
Tarih
 

Mustafa Kemal ve Tıbbıyeli Hikmet

Mustafa Kemal ve Tıbbıyeli Hikmet
 

“Ben Milli mücadeleye çıktığımda ordunun da halini gördüm, saltanatında. Bir de bağımsızlık ışığı gözünden parlayan Dr. Hikmet’i.”

Mustafa Kemal Atatürk.

Türk Milletinin ve Anadolunun “makus talihini” değiştirmeye karar veren ve bu kararı doğrultusunda mücadele veren Mustafa Kemal, Tıbbıyeli Hikmet’le ilgili bu çok anlamlı ve önemli sözleri söylemiştir.

Mustafa Kemal’i hayran bırakan bu Tıbbıyeli Hikmet kimdir?

Çarlık yönetimi 1860 lı yıllarda “Çerkez Soykırımına” girişir. Bir milyondan fazla Çerkez ve Abhazın bir kısmı katledilir, bir kısmı da Osmanlı topraklarına sürülür.

İşte tarihimize ileride “Tıbbıyeli Hikmet” olarak geçecek ailede sürgün yiyip, Abhazya’dan Trabzon”a gelerek yerleşen ailedir..

Hikmet’in babası büyüyünce posta ve telgraf memuru olarak Balıkesir’e atanır. Posta memuru Hakkı Beyin 1901 yılında oğlu Hikmet dünyaya gelir.

Hikmet Bey ilk ve orta tahsilini çeşitli okullarda tamamladıktan sonra İstanbul’daki “Mekteb-i  Tıbbıye-i Şahaneye” bir tıb öğrencisi olarak başlar.

Hikmet Beyin öğrenim gördüğü yıllar “Birinci Dünya Savaşı” yıllarıdır.

Osmanlı İmparatorluğu girdiği bu savaşı kaybetmiş, İşgal güçleriyle 1918 de “Mondros Mütarekesini” imzalamıştır.

Anlaşma gereği,  İşgal Güçleri Anadoluyu işgale başlamış,15 Mayıs 1919 da İzmir’i, 13 Kasım 1918 de de İstanbul’u İngilizler işgal etmişlerdir.

İngiliz kuvvetleri 03 Şubat 1919’da Hikmet Bey’inde öğrenim gördüğü “Tıbbıye Mektebine”  el koyarlar ve okulun boşaltılması için belli bir süre verirler.

Hikmet Bey o günlerde üçüncü sınıf öğrencisidir ve cesur, atak tavırlarıyla tıbbıyelilerin “lideri” konumunda bir “vatanseverdir.”

Öğrenciler okullarını kurtarmak ve öğrenimlerine devam edebilmek, asıl önemliside “işgale” karşı gelmek için ses getirecek bir eylem planı hazırlarlar.

Tıbbıye-i Şahanenin 14 Mart 1827 eğitime başlama yılının 92 senesini kutlama taleplerini okul idaresine kabuıl ettirirler.

Tıbbıyelilerin asıl amacı İngiliz isyanına karşı ayaklanmaktır. Okulun iki kulesi arasına dev bir Türk Bayrağı açarlar ve tüm tıbbıye öğrencileri bu işgali protesto ederler.

İngilizler bu toplantıyı zor kullanarak dağıtır ve birçok tıbbıyeliyi de tutuklarlar.

Tıbbıyeli Hikmet ve arkadaşlarının 14 Marttaki bu direnişi düşmana karşı geliştirilen ilk direnişlerden birisidir ve burada yanan kıvılcım tüm Anadoluyu ilerki günlerde saran ateş olacaktır.

İstanbul’da İngiliz işgaline karşı ayaklanmalar yapılırken, Mustafa Kemal’de Anadoluya geçme ve Kuırtuluş mücadelesi yapma çalışmalarını yürütmektedir. Nitekim Tıbbıyelilerin bu ayaklanmasından yaklaşık üç ay sonra Mustafa Kemal Samsuna çıkar ve Anadoluyla ve Anadolu halkıyla kucaklaşarak Milli Mücadele ateşini Tüm Anadoluda yakar.

Haziran ayında yayımlanan “Amasya Genelgesi” gereği Eylül ayında Sivas’ta bir kongre yapılması kararı alınır ve bu kongreye katılacaklar davet edilir.

Sivas Kongresine İstanbul tıbbıyelileri adına üç kontenjan tanınır ve belirlenecek isimlerin Sivas’a gelmesi istenir.

Tıbbıyeli öğrenciler bu önemli toplantıya temsilci göndermek için çalışmalara başlarlar aralarında  para toplarlar.Öğrencilerden toplanan para ancak bir öğrencinin masraflarına yetmektedir ve bir tercih yapmak zorundadırlar.

Tıbbıyeli öğrenciler yaptıkları değerlendirmeler sonucunda şanlı 14 Mart direnişinin mimarı Hikmet Bey’i Sivas’a göndermeye karar verirler.

Hikmet Bey alınan karar gereği Sivas’a gitme hazırlıkları yapmaktadır.

17 Mart 1919 da bizzat Hikmet Bey tarafından kaleme alınan şu cümleler çok önemlidir:

“Kuşluk vakti penceremin önünde, karanfil ve zakkum çiçeklerinin arasında turkuaz renkli akıp giden boğaza bakmaktayım. Bugün İstanbul’dan ayrılmaktayım. Tıbbıye eğitimimi hurriyet içinde tamamlamak için mutlaka geri döneceğim. Bekle beni İstanbul!”

İşte Tıbbıyeli Hikmet’in istanbul’daki son gecesinde kaleme aldıkları ve düşünceleri. “Bekle beni İstanbul “ diyerek İstanbuldan Anadoluya geçer ve “Kutsal İsyana” katılır.

Tıbbıyeli Hikmet henüz 18 yaşında yurdun dört bucağından Sivas’a gelen 38 delegeden birisiydi ve vatan topraklarının kurtarılması için, Türk milletini yeniden ayağa kaldırılması için, Kuvva-i Milliye Ruhunun yeşertilmesi için bu genç yaşında Mustafa kemal ve arkadaşlarıyla Sivasta kucaklaşıyordu.

Sivas Kongresinde Tıbbıyeli Hikmet “ Milli mücadele için oluşturulan tüm derneklerin “Rumeli ve Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında birleştirilmesini teklif etmiş ve bu teklifide kabul edilmiştir.

Tıbbıyeli Hikmeti Türk Tarih sayfalarına altın harflerle yazan ise “Mandacılık” konusunda yapılan görüşmeler esnasında yaptığı konuşmadır.

Tıbbıyeli Hikmet “Mandacılık” konusunun müzakere edilişi esnasında söz alır ve Mustafa Kemal’e karşı şu konuşmasını yapar:

“Paşam murahhası bulunduğum tıbbıyeliler beni buraya istiklal davamızı başarma yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar herkim olursa olsunlar şiddetle red ve tahbik ederiz. Farz-i mahal manda fikrini siz kabul ederseniz sizide red eder, Mustafa Kemal’i vatan kurtarıcısı değil, vatan batırıcısı olarak adlandırır ve sizi telin ederiz.”

Henüz 18 yaşında ve bir tıbbıye öğrencisi olan Hikmet Bey çoşkuyla ve inanarak söylediği bu sözler başta Mustafa Kemal ve salondakileri duygulandırmış, çoşku ve heyecanı gören Mustafa Kemal Hikmet Bey’in bu sözlerine karşılık vermek üzere söz alarak:

“Arkadaşlar gençliğe bakın, Türk Milleti bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin!

 Gençler, vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç nesillerin anlayış ve enerjisine bağlanmıştır.

Evlat sen müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve Türk gençliğine güveniyorum. Bizler azınlıkta kalsak dahi, mandayı kabul etmeyeceğiz.

Parolamız tektir ve değişmez;

Ya istiklal, ya ölüm!”

Tıbbıyeli Hikmet; Paşanın bu sözleri üzerine ;

“Varol Paşam!” diyerek yerinden fırlamış ve paşamızın eli öpmüştür.

İşte size Çanakkale’de vatan müdafasına koşan binlerce genç, binlerce idadili, yüzlerce tıbbıyeli gençlerimizin bu topraklar için toprağa düşmelerinin ardından bu kez de yüzlerce gencimizin, öğrencimizin yine vatan topraklarının kurtarılması için milli mücadeleye katılmış, destanlar yazmış “ibret dolu” hikayelerinden birisidir Tıbbıyeli Hikmet’in hikayesi.

Atatürk bu mücadeleyei verirken, Cumhuriyeti kurarken ve bu cumhuriyeti, devrimlerini koruma kollama görevini Türk gençliğine vermesinin ardında Tıbbıyeli Hikmetler yatmaktadır.

Türk milleti gençliğine sahip çıkarsa, bu gençleri milli ve manevi duygularla birlikte Atatürkün ilke ve devrimleriyle yetiştirirse, ilim ve fenle donatırsa çağdaşlık yolunda hızla ilerleyecek ve “medeni milletler seviyesinin üstüne” çıkaracaktır.

 

OSMAN ÖZEKER 06.09.2014

 

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..