Mustafa'yı sapanla vur ya sonra sıra kime gelecek?

Son zamanlarda Avrupa’da yükselen ırkçılık Türk ve diğer Müslüman halklar üzerine yıkılmış durumda. Geçmişleri insanlık sucu ile yazılı dostlarımız son zamanlarda işi epey ilerletmiş durumdalar. İşin ilginç yanı bu düşmanlığın pirim görmesi. Hemen her Avrupa ülkesinde Türk ve Müslümanlık düşmanı partiler taban ve güç kazanmaya devam ediyor. 

Bakın sayın Sami Kohen bu konuda neler diyor; ”Şimdi sıralayacağımız bütün bu Avrupa ülkelerinde aşırı sağcı (çoğu yabancı ve Müslüman düşmanı) partiler, seçimlerde bir güç göstermişlerdir: Hollanda, Belçika, Danimarka, Norveç, Almanya, Avusturya, Fransa, İsviçre, İtalya, Portekiz, Macaristan, Slovakya, Bulgaristan...” Listeyi sayfalar dolusu uzatmak mümkün ama biz sayın Kohen’ in yazısına dönelim, ”Radikal sağcı partilerin seçimlerde başarılı olmaları ve çoğunun ulusal meclislerde (hatta Avrupa Parlamentosu’nda da) bir varlık göstermeleri, ortaya çıkan yeni siyasal tablonun bir yüzü. Diğer yanı ise aşırı sağcı hareketin kamuoyunu ve yöneticileri dolaylı olarak da olsa, etkilemesidir.” Siyasi partilerin bu tür politk yaklaşımları bir orana kadar olağan karşılansa bile, siyasilerin dışında bu tür düşmanlıkları körükleyenlerin sayısıda bir hayli hiç azımsanmayacak oranda artmış durumda, ”Son olarak Almanya’da, Merkez Bankası yönetim kurulu üyesi Thilo Sarrazin’in yazdığı kitabın kopardığı fırtına henüz dinmiş değil. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin Roman kökenli göçmenleri sınır dışı etmesinin tepkileri de devam ediyor. 

Bu örnekler alt alta getirildiğinde, Avrupa’dan gelen tehlike çanlarının sesi, kulakları tırmalıyor.” Tabii bu ses duymak isteyen kulakları tırmalamakta, duymak istemeyenler için ne yapsanız nafile. 

Şimdi de Avusturya'nın sağcı Özgürlükler Partisi (FPÖ) başkent Viyana'daki yerel seçimler için hazırlattığı ırkçı broşürler ile gündeme yerleşmiş durumda. 

Hazırlanan broşürlerden birinde 1683 yılındaki Viyana kuşatması anlatılıyor. Kuşatmada bir Osmanlı paşası Viyana’daki Stephan Kilisesi’ne dev bir minare dikmeyi planlıyor. 

FPÖ Başkanı Heinz Christian Strache ise “Kurtarıcı” rolüne girip küçük bir çocuğa, “Eğer Mustafa’yı sapanla vurursan, sana bir sosis hediye edeceğim” diyor. Çocuk sapanla Mustafa’ya nişan alıyor ve başarılı oluyor. 

Karikatürde arkada Sosyal Demokrat Parti’nin (SPÖ) Viyana seçimlerindeki liste başı adayı Michael Haeupl de görülüyor. Haeupl, gülümseyerek “Türklerin gelişi beni ilgilendirmez” diyor. İçimizi biraz rahatlatan ise yine aynı ülkenin sağduyulu siyasetçilerinden” Sosyal Demokrat Parti SPÖ Eyalet Sekreteri Christian Deutsch’ un karikatürü eleştiren şu sözleri oldu: "Genç insanlara dağıtılan bu nefret dolu broşürler, tamamen insanları kışkırtma amaçlıdır ve bilinçli bir şekilde Viyana'daki havayı zehirlemeyi amaçlamaktadır." 

Yapılan tepkiler karşısında yapılan savunmada ise şunlar söyleniyor;”FPÖ Genel Sekreteri Herbert Kickl “Mustafa” ile genel olarak Türklerin değil, Viyana Kuşatması’nda Osmanlı ordularına komuta eden Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın kastedildiğini savundu.” Nasıl savunulursa savunulsun, neyin arkasına saklanılırsa saklanılsın bu gelişmeler insanın kanını dondurmak bir yana akıllara sonra sıra kime gelecek sorusunu getiriyor.