- Kategori
- Gündelik Yaşam
Nataşa mı?
alıntı
Çevremizde, yurdumuzda kaç kadın sayabiliriz yurtdışına çıkıp çeşitli ülkelerde tek başına yaşam mücadelesi verip çalışmak için giden?
Hiç yok değildir..
Kendi öz güvenini sağlamış, ayakları üzerinde durabilen kadınlarımız tek başına gerek ülkede gerekse yurt dışında ekmeğini kazanmak için savaş veriyorlar..
Ama istisna..
Sovyetler'in dağılmasıyla yaşanan ekonomik zorlukları aşabilmek uğruna ülkemize çalışmak için gelen yabancı uyruklu kadınlar'ın yaşam savaşlarına hayranım..
"Nataşa" diye adlandırılan başka amaçlı kadınları ayrı tutuyorum..
Ayrıca ülkelerindeki cinsel özgürlük kültürleri de kendilerine özgü yaşam biçimleri olduğu için de hem saygı duyuyorum hem de konumuzun dışında olduğunu ve ayrı bir tartışma konusu olduğunu vurgulamak istiyorum..
Yabancı uyruklu kadınların çalışmış oldukları ev temizliği, satış elemenlığı ve benzeri işlerden aylık olarak almış oldukları ortalama 600-800 Dolar ücretlerle ülkelerinde yaklaşık bir yıllık giderlerini karşılayabilmektedirler..
Her türlü dışlanmalarına, çeşitli tacizlere maruz kaldıkları halde ekonomik savaşları uğruna dik durmasını bilen savaşçı kadınlardır..
Ne istediklerini bilen kadınlardır..
Kral Marks'ın kapitalizm ve ekonomi ile ilgili felsefesini yüzelli yıl sonra Dünyadaki finans kriz'inden çıkış yolu olarak ekonomistler tarafından Marks'ın felsefesini kullanılmaya çalışıldığı bir gerçektir.
Marks'ın "Kadın toplum'un malıdır" felsefesini kapitalizm ile ilgili felsefesini yanlış algılayışımız gibi acaba kadınlarla ilgili felsefesini de yanlış mı algıladık?
Kendim çocuk tekstil piyasasının içinde olduğum için gerek bavul ticareti kapsamında gelen kadın müşterilerimden gerekse satış elemanı olarak çalışan yabancı uyruklu kadınları iyi gözlemleyebiliyorum..
Bavul ticareti yapan müşterilerin yüzde doksanı kadınlar teşkil ediyor..
Eğri oturup doğru konuşalım. Ülkemizde yüzde kaç' kadınlarımız böyle bir ticareti yapabiliyor?
Yüzde üç, bilemediniz beş bile değil..
Hiç yok değildir..
Kendi öz güvenini sağlamış, ayakları üzerinde durabilen kadınlarımız tek başına gerek ülkede gerekse yurt dışında ekmeğini kazanmak için savaş veriyorlar..
Ama istisna..
Sovyetler'in dağılmasıyla yaşanan ekonomik zorlukları aşabilmek uğruna ülkemize çalışmak için gelen yabancı uyruklu kadınlar'ın yaşam savaşlarına hayranım..
"Nataşa" diye adlandırılan başka amaçlı kadınları ayrı tutuyorum..
Ayrıca ülkelerindeki cinsel özgürlük kültürleri de kendilerine özgü yaşam biçimleri olduğu için de hem saygı duyuyorum hem de konumuzun dışında olduğunu ve ayrı bir tartışma konusu olduğunu vurgulamak istiyorum..
Yabancı uyruklu kadınların çalışmış oldukları ev temizliği, satış elemenlığı ve benzeri işlerden aylık olarak almış oldukları ortalama 600-800 Dolar ücretlerle ülkelerinde yaklaşık bir yıllık giderlerini karşılayabilmektedirler..
Her türlü dışlanmalarına, çeşitli tacizlere maruz kaldıkları halde ekonomik savaşları uğruna dik durmasını bilen savaşçı kadınlardır..
Ne istediklerini bilen kadınlardır..
Kral Marks'ın kapitalizm ve ekonomi ile ilgili felsefesini yüzelli yıl sonra Dünyadaki finans kriz'inden çıkış yolu olarak ekonomistler tarafından Marks'ın felsefesini kullanılmaya çalışıldığı bir gerçektir.
Marks'ın "Kadın toplum'un malıdır" felsefesini kapitalizm ile ilgili felsefesini yanlış algılayışımız gibi acaba kadınlarla ilgili felsefesini de yanlış mı algıladık?
Kendim çocuk tekstil piyasasının içinde olduğum için gerek bavul ticareti kapsamında gelen kadın müşterilerimden gerekse satış elemanı olarak çalışan yabancı uyruklu kadınları iyi gözlemleyebiliyorum..
Bavul ticareti yapan müşterilerin yüzde doksanı kadınlar teşkil ediyor..
Eğri oturup doğru konuşalım. Ülkemizde yüzde kaç' kadınlarımız böyle bir ticareti yapabiliyor?
Yüzde üç, bilemediniz beş bile değil..