Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Nazım Hikmet'i anlamak

Nazım Hikmet'i anlamak
 

Nazım Hikmet Ran


Kavgası sanatının, sanatı kavgasının ürünü olan O büyük bir şair o gerçek bir deha, ölesiye sevdiği yaşamı yüceltmek, kalabalıkların yazgısını paylaşmak, sömürülen, acı çektirilen insanların yanında yer almak, hiçbir katılığa, hiçbir bağnazlığa düşmeden öğrenmek, benimsediği ya da doğrusu paylaştığı görüşünü daha da aydınlığa kavuşturmak için yaşadı ve yarattı.

Ölmeyi ya da gündelik özgürlüklerinden olmayı göze alarak giriştiği kavgada, hem her şeyi çok daha önceden ve çok daha doğru olarak sezen-gören-anlayan insanlara özgü yalnızlığı yaşadı.  Hem bütün insanla, dünyanın en uzak yerlerindeki insanlarla, hiç görmediği insanlarla ortaklaşmayı bildi, onlarla aynı sofrada oturuyor, aynı yazgıyı paylaşıyormuşcasına. Onun şiiri ise bu açık görüşlülüğün, bu yalnızlığın, bu ortaklaşmanın, bu aşma çabasının, bu yorgunluğun bu kesinliğin, bu yumuşaklığın şiiridir.

Nazım Hikmet’in yaşamı devrimciler ve dünyayı anlamaya çalışanlar için bir üstün ahlaklılık örneğidir, sanatı devrimci sanatçı için en açık, en derinlikli ürünlerden biridir.Düşünürün, sanatçının işi, yalnızca biçimler yaratmak, özgün biçimler yaratma çabasını göstermek değil, doğru düşüncenin karşılık beklemeyen bir izleyicisi olmaktır.

“Zafer aşkın ve hayatındır” der, Nazım Hikmet. Sevmek ve yaşamak, işte en büyük yükümlülüklerimiz. Yaşamı şiirleştirmek, şiiri yaşanır kılmak. Gerçek sanatçının çabası da budur. Nazım Hikmetin çabasında olduğu gibi. Zayıflıkları elimizden geldiğince ayıklamak, güçlülükleri elimizden geldiğince çoğaltarak, yaşamak. Bizim en güzel varsa, bu da yaşamın kendisidir. En güzel diyoruz, çünkü yaşamın dışında bir şey yoktur. Güçlü bir biçimde yaşamak, başka insanlarla buluşmakla olabilirdi ancak. Başka insanlarla buluşmak demek, yalıtık bir yaşam felsefesine yerleşmek demek değildir. Ama dünya görüşü içinde başkalarıyla bir araya gelmek demektir.

Bu buluşma pek kolay olmaz. Doğurmak kadar acılıdır bu buluşma. İnsanlar kolay kolay ilişki kurmayan varlıklardır çok zaman, gerilikleri özgüllük gibi kesinleşmiş varlıklardır. Belli bir orta yerde değil, belli bir yol ağzında değil, belli bir düzeyde buluşulur. Oysa, büyük insanlık, henüz en kötü maddi manevi koşullar altında en kötü yazgıyı yaşamaktadır. Bu yazgıyı duyar insan. Büyük insanlığın insanı, ama aşılası bir yazgı olarak değil de kaçınılmaz bir yazgı olarak duyar.

Özgeci (kollektifist, işbirliğini önemseyen, karşılıklı yardımlaşan, topluma karşı sorumlu)  insan, kendi büyüklüğünü ancak başkalarının büyüklüğü ile kurabileceğine inanır. Özgeci insan, bu yüzden özverili insandır.

Yaşamı şiirleştirmek: yaşamı adaletli, sevimli, diri kılmak. Şiiri yaşanır kılmak, şiiri süsler, avuntular, düşler dünyasından kurtarıp soyut gerçeklikler dünyasına oturtmak, Yaşamak ve yaratmak. Çağdaş şairin başlıca sorunu bu olmalı. Nazımında sorunu bu olmuştu. Zafer; “aşkın ve hayatındır.” Diyordu, her adımda biraz daha. Mimarlık santı gibi şiirin işlevsel yanını kullanıyordu. Şiirinin hem güzel olması hem de çok işe yaraması adına. İşlevsellikle güzellik, platondan günümüze.

İşte böyle bir şiirdir Nazımın Şiiri, dıştan baktığımızda açık sağlam, yeni sıcak ve bütünlüklü, içten baktığımızda tutkulu, kavgacı sevecen, düşünceli ve bilgili. Bunca niteliği bir araya getiren eserler üstün eserlerdir.

Şiirini ise bu nitelikler donatan sanatçılar üstün sanatçılardır. Böyle bir üstünlük dehanın öngörüsüyle savaşçının direnişi yan yana geldiği zaman gerçekleşebilir ancak. Böyle bir üstünlük küçük insan olma kaygılarının bittiği, korkaklıkların, çıkar hesaplarının bittiği, erdemlerin çoğaldığı,  insanın kendini aşmak için kanatlandığı yerde başlayabilir ancak.

Siz o yeri görüp, yaşadınız mı?

Dahası, siz o yeri hissetiniz mi?

Nazım Hikmeti anladınız mı?

(Nazım Hikmetle birlikte Bursa Cezaevinde hapis yatan Dedemin ve Evrensel Şairimiz Nazımın erdemli anılarına selam olsun.)

İnsanları Seviyorum;

İnsanların içindeyim

Seviyorum insanları

Hareketi seviyorum

Düşünceyi seviyorum

Kavgamı seviyorum


Sen kavgamın içinde

Bir insansın sevgilim

Seni seviyorum


Aydınlığın içindeyim

Seviyorum aydınlığı

Paylaşmayı seviyorum

Eşitliği seviyorum

Kavgamı seviyorum

Sen kavgamın içinde

Bir insansın sevgilim

Seni seviyorum.

Hava Soğuk;

Hava puslu, soğuk

Kırlar koyu, kırmızı

Saman sarısı, ölü yeşil

Kış gelmek üzere oysaki gönül

Kışa girmeye hazır değil.

Nizamettin BİBER

Uzman İnşaat Mühendisi 

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..