Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '16

 
Kategori
Anılar
 

Ne ben eski ben, ne sen eski sen.......

Ne ben eski ben, ne sen eski sen.......
 

 Dün gece Burcu ile Pensacola şehir merkezinde bir konsere gittik.Davtown diyorlar şehir merkezine. Çok seviyorum orayı. Kafeleri, restoranları binaları ile enteresan bir yer.

 Konser Pensacola Senfoninin nefesli sazlarından üçünün katıldığı bir trio konserdi. Flüt, obua,fagottan oluşan trio Galerinin içinde bulunan resim sergisinin remasına uygun seçilmiş harika eserlerle seçkin dinleyicileri büyüledi adeta. Konserin yapıldığı Art el Gallery  büyük ve görkemli bir binada. Binanın girişinde kaldırımda cam korunak içersinde büyük bir saat ve bir takım nesneler var. Akşam karanlığında iyi inceleyemedim. Bir gün aydınlıkta gidip bakmak gerek.

 Konser çok güzeldi dedim.Konserde bir an kendimi yıllar öncesi Paris günlerimizde buldum. Gözlerimi kapattım ve o günleri hayal ettim. Burcu daha küçük.14, 15 yaşlarında, Paris'te ilk yıllarımız. Böyle klasik müzik konserlerine sık sık giderdik.Çok konser imkanı vardı o şehirde. Bir küçük kitapcık alırdık gazeteciden. Her günkü konserleri yazardı. Okulun girişindeki masada da bir sürü konser ilanı olurdu. Bize sadece seçmek ve gitmek düşerdi.

 Klasik müzik konserlerinin insanı onore eden çok seçkin bir havası oluyor. O harika müziği dinlerken başka bir aleme geçiyor insan. Dün gece de onu hisettim yıllar sonra.

 Bir farkla ne ben eski bendim, ne de Burcu eski Burcuydu. Ben yaşlanmış, ağrıyan vucüdümle 20 yıl öncesinin beni değildim. Burcu da büyümüş, okullar bitirmiş ve anne olmuştu.Buna rağmen kalbimiz  ve beynimiz sanki 20 yıl öncesini yaşar gibiydi.

 Konser sonunda bir arkadaşımızla sahilde mehtabın altında şarabımızı yudumlar, sohbetimizi ederken de aynen Paris konserlerimiz sonunda yaptığımız kafe seansları geldi aklıma. O zamanlar da konser sonunda toplanıp kafeye gider, şarabımızı içerken konseri konuşurduk.

  Bir az evvel eşim bana bir çay getirdi, yazı yazarken içmem için. Ne tuhaf çay da sanki Paris'teki  küçük stüdyomuzda pencere kenarındaki koltuğa oturup yudumladığım çay gibi kokuyor.,

 Neden herşey bana 20 yıl önceki günlerimi anımsatıyor anlamıyorum. Çok mu özledim geçmişi, yoksa bir süre sonra olacak ayrılığın acısı mı çökmeye başladı yüreğime.

 Evet ne ben eski ben , ne yaşam eski yaşam,ama kalbim eski kalp. Aynı dugularla dolu bir kalp.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..