Ne kaa hukuk, o kaa demokrasi

DTP, yerel seçimden sonra başlatılan ve PKK’ye yönelik operasyonlar kapsamında 3’ü genel başkan yardımcısı 52 parti yöneticisinin gözaltına alınmasını, 22 Nisan 2009 günü TBMM’de oturma eylemi yaparak protesto etti. Hiç kimsenin burnunu kanatmadan ve demokrasiye/hukuka sahip çıkmak adına yapılan bir eylemi eğer kimin yaptığına bakarak değerlendirmez iseniz demokratik bir tepki olarak karşılamanız gerekir. DTP, siyasal kimliği olan bazı partililerin gözaltına alınmasını hem hukuka hem de demokrasiye aykırı görüyor ve bu aykırılığı protesto etmek üzere böyle pasif bir eyleme başvuruyorsa ve siz de gerçek bir demokrasiden yanaysanız, onların aykırılık savına katılmasanız bile bu tür bir eylemi demokratik kabul etmeniz gerekir. Eğer yanlış buluyorsanız, gelecek seçimde DTP’ ye oy vermezsiniz, olur biter.

Ancak bu eylemin demokratik niteliğini sorgulamanın ötesine geçer ve bu demokratik haktan yararlananların demokratik içtenliğini ve tutarlılığını sorgularsanız, karşınıza çıkacak olan büyük bir çapanoğludur. Hayır, DTP’ nin “Sayın Öcalan”a sahip çıkmasını, PKK terör eylemlerini demokrasiye aykırı görmeyen demokrasi anlayışını, siyasetini etnik temele dayandırmasını kastetmiyorum. Benim dediğim ve bu yazımın konusu, oturma eyleminin gerekçesiyle sınırlı.

Eylem öncesinde DTP Grup Başkan vekili Selahattin Demirtaş diyor ki: “ Bu operasyonlar hukuki değil, siyasîdir.” Bu saptama son günlerin çok yinelenen bir saptaması ama Ergenekon soruşturması ve gözaltıları için! Pekiyi Ergenekon ile ilgili ileri sürülen bu sava, Ergenekon’da hukukun çiğnendiği ve Ergenekon’un hukukî değil AKP muhaliflerini sindirmek ve yok etmek amaçlı siyasal bir dava olduğu savına –çok değil, daha iki ay önce- ne diyordu DTP?

Bunun yanıtını yoruma dayandırmak yerine, 7 Ocak 2009 günlü Radikal’de bir haber başlığı ve metni ile verelim: “DTP: Ergenekon gözaltıları sevindirici.” Ve bu başlığın altında, DTP’li Akın Birdal’ın Şerafettin Halis ve Hamit Geylani ile birlikte yaptığı basın toplantısına ilişkin haber metni... Bir kaç ay daha geriye gidersek, 9 Ağustos 2008 günü DTP, Genel Başkan Ahmet Türk’ün ağzından diyor ki: “ Ergenekon’da tarafız. Ergenekon çetesinin ortadan kalkması Kürt sorununun çözümü için önemli. O nedenle davaya müdahil olacağız.”

İşin kolayına kaçıp DTP’lilere Ahmet Türk’ün ağzıyla “PKK’ye yönelik operasyonlarda 3’ü genel başkan yardımcısı 52 partilinizin gözaltına alınması PKK sorununun çözümü için çok önemli.” demeyeceğim. Ama Ergenekon davasında başkalarına yapılan hukuksuzluk için sesinizi çıkarmaz ve dahası “Müdahil olacağız” diyerek arka çıkarken, sıra size dokunmaya geldiğinde yaygara koparmanızı, demokrat ve hukukçu kesilmenizi, Meclis’te oturma eylemi yapmanızı demokratik bir hak olarak saygıyla karşılayalım da, demokrasi ve hukuk etiği açısından ikiyüzlülüğünüzü, samimiyetsizliğini yüzünüze vurmayalım mı?

Dün oturma eylemi başlamadan önce başka ne demiş Selahattin Demirtaş? “Ergenekon operasyonu, AKP muhaliflerini susturmaya yönelik bir operasyon haline geldi.” Pes! Hani siz Ergenekon’u çok önemsiyor, Kürt sorununun çözümü olarak görüyor, taraf ve müdahil olduğunuzu ilan ediyordunuz? Ucu size dokununca nasıl da açılıverdi gözleriniz birden! Nasıl da demokrasi ve hukuka sahip çıkıverdiniz!

Bu demokrasi ve hukuk ayıbı sadece DTP için mi geçerli? Güldürmeyin adamı! Siz istediğiniz kadar Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir hukuk devletidir deyin... Ne kaa hukuk, o kaa demokrasi.