Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Temmuz '09

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Ne kadın erkeği, ne erkek kadını anlayabiliyor, ama onsuzda yapamıyor

Ne kadın erkeği, ne erkek kadını anlayabiliyor, ama onsuzda yapamıyor
 

Bir bayan bir erkek tanışıyor.

İki yabancı insan önceleri.

Her birinin kafasında farklı bir dünya var, farklı dünyaların özlemini çekiyorlar.

Önceleri pek bir ortak özellikleri olmuyor. Farklı gözlerle bakıyorlar hayata, olan bitenlere, yaşanmışlara, kişilere, nesnelere.

Daha sonra iki olay oluyor.

1-Ya bu iki kişi birbirilerinin iyi yönlerini görüp, birbirlerini seviyor ve birbiri olmadan yaşamayacaklarını anlıyorlar.

2-Ya da ringdeki çapraz köşedeki iki boksör gibi bir zaman sonra birbirlerine nefretle, düşmanca bakmaya başlıyorlar.

İki tarafın anne babaları da, kavgayı ayırıp, iki kişiyi uzlaştırmaya çalışacaklarına, “kırmızı köşede kadın,” “mavi köşede erkek” diye bağırmaya başlıyorlar. Oysa bilmezler onlar, ringde kavga eden boksörler gibi iki tarafta birbirlerini kırar, hırpalar. Candan Erçetin’i dinlemek bazen. “Hiçbir kavganın galibi olmaz, herkes kaybeder.”diyor bir şarkısında, keşke bunu beynimizde anlasa, ama anlamaz ne yazık ki.

Tenleri karışmış, aynı bedende, aynı ruhta bir olmuş, ama bunlar yetmezmiş gibi farkları örtmeye çalışan çiftlere gıpta etmek lazım. Bir de iki kişi farklıdır doğuştan. Bunu kabül etmek lazım.

Çocukken başlıyor farklı yapımız.

Oyuncak seçiliyor. Erkek çocuklar tabancaları, kızlar bebekleri seçiyor, daha üç yaşında. Farklı iki beyin oldukları o zaman belli oluyor.

Bence evli çiftler, iki kişinin farklı olduğunu bilsinler, gereksiz yere çizdirmesinler hassas yüreklerini


Farklıyız işte, en başta, en saf halimizle oyuncak seçerken bile belli oluyor bu durum.

Bir de kadınların bilmesi lazım. “Erkekler, hiç büyümeyen çocuklardır” Yedisinde de, onyedisinde de erkek çocuk gibidir. Erkekler, ilk başlarda, küçükken annesinin elleriyle karnını doyururlar. Çamaşırlarını annesini temizler, ütüler. Kırkında da çocuktur aslında, bu sefer annesi gitmiş, eşi gelmiştir. Eşi yapar yemeğini, eşi temizler çamaşırlarını, çoğu kez o ütüler elbiselerini. Kısaca yine bir kadın, erkeğin etrafında pervane olur, toparlar her şeyini. Bu nedenle, evden kadın gidince büyük eksiklik hissedilir.

İstisnalar tabi ki vardır ama, modern hayat her ne kadar insanı değiştirmeye çalışsa da, doğuştan olan farklılığımız her zaman daim kalacaktır. Unutmayalım, her iki cinste birbirlerine muhtaçtır. Allah insanı iki kişi olarak yaratmıştır. Bu nedenle olsa gerek kadın erkek birbirleri için şarkılar besteler, okur, Leyla Mecnun misali dağları deler.

Bunları biliriz ama, ne kadın erkeği anlayabilir, ne de onsuz kalabilir.

Erkek de ne kadını anlar, ne de onsuz olabilir.

O zaman neden insanlar birbirlerinin canını yakıyor, birbirlerinin hayatlarını zindan ediyorlar? Anlamak zor değil mi? Bile bile kalpler çiziliyor yine ringdeki çapraz köşelerde.

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..