Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '08

 
Kategori
Siyaset
 

Nerde hareket, orda bereket

Nerde hareket, orda bereket
 

Kısır siyasi çekişmelere rağmen son günlerde hareketlilik epeyce hızlandı. Dünya Kupası elemelerinin ilk maçı için gözler Ermenistan'a çevrilmişken, Cumhurbaşkanı'nın maçı izlemek üzere Erivan'a gideceğini açıklaması ortalığı toza dumana kattı.

Haritada Ermenistan'ın yerini aramak içen gözler kuzeydoğuya doğru çevrilirken, tam aksi istikametten,önemli başka bir haber geldi. Başbakan Erdoğan "Barış için istikrar" konulu zirvede Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Katar Emiri Şeyh Hamad bin Halife el-Tani ile Şam'da buluştu.

Gerçek barıştan yana biri olarak ben bu tür ilişkileri önemsiyorum ve faydalı buluyorum. Blog'dan kızan ve karşı çıkan arkadaşlar da var. Dozunda olmak şartıyla bunları olağan karşılıyorum. Farklı düşüncelerimiz mutlaka olacak, ama birbirimize kızmak yerine ikna etmeye, doğruyu anlatmaya, yanlışı ortaya çıkarmaya çalışacağız.

Peşin hükümlerimizin yanlış olabileceği gerçeğini hiçbir zaman unutmayacağız. Yanlışımızı kabullenip hatadan geri dönmeye de utanmayacağız.

*****

Yeni Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ da şaşırtmaya devam ediyor. Bir gün buyruğu İzmit'ten ses verirken, ertesi gün kendi sesi Malatya'dan, Diyarbakır'dan yükseliyor.

İlker Paşa'nın "farklı" olduğunda hemen herkes hem fikir. Ben bu farklılığın da olumlu sonuçlara vesile olacağını sanıyorum. Hareketsiz, donuk bir strateji yerine hareket her zaman yeni oluşumlara gebedir. Mutlaka bu yüzden yeni ve farklı pozisyonlar doğar.

Bu arada sanırım Sayın Başbuğ, her akşam iftar sofralarımızda lokmamızı boğazımızda bırakan şehit haberlerinin hesabını sormayı da ihmal etmeyecektir.

*****

Gözüme ilişen ve bana hem sıcak hem ilginç gelen haberlerden biri de, Sarkisyan'ın Cumhurbaşlığı sarayında Gül'e iftar verecek olması... Gül'ün ziyaretine karşı çıkanlar bu habere çıldırmışlardır ama, bana göre çok anlamlı...

İki yıl önce iç siyasette ortalığın bozbulanık olduğu günlerde Cumhurbaşkanı (o zamanlar Ahmet Necdet Sezer'di) bütün parti liderlerini üst seviyedeki bürokratları toplayıp bir iftar yemeği verse, kırgınlıklar, kızgınlıklar azıcık durulsa diye saf saf bir blog yazmıştım.

Bu durumda Ermenistan'da bizim cumhurbaşkanımızın inançlarına gösterilen saygı doğrusu beni olumlu etkiledi. Bu duygusallığım Ermenilerle olan geçmişimizi gönül dünyamdan silecek mi? Hayır. Ama kendimi kan davası güden geri kafalı biri olarak da görmüyorum.

Modern anlayışta suçun cezasını mahkemelerde yargı verir. Herkes kendi davasının sonucunu kendi takip etmeye kalkar da, suçluyu kendi yöntemleriyle cezalandırmak isterse, buna "Teksas usulü" adalet denir. Evet öfkemizi yatıştırır ama vicdanlarda yeni yaralar açar.

*****

Bu yüzden yeni olayların olmasını önleyecek tedbirleri almak şartıyla eskiye sünger çekmesini, yani affedici olmayı bilmek de erdemdir. Tarih ve ilâhi adalet, vicdanlarımızdaki acıyı elbet bir gün dindirecektir.

Sanırım aynı Türkiye'de olduğu gibi, Ermenistan'da da bir tarafta uzlaşmacı gruplar, bir tarafta da, kendilerine göre haksızlığa uğradıklarını düşünen intikamcı guruplar var. Üç kuşak önce yaşanmış bir tatsız hadise için, her şeyden habersiz, hiç suçu olmayan insanlara göz göre göre acı mı çektirmemiz gerekiyor?

Barış ve dostluk kelimelerini ağızlarından hiç düşürmeyenlerin, "Gül'e inat, Baykal'a destek" mantığıyla, kendi prensiplerine bile karşı çıkmalarını anlamakta bazen zorlanıyorum.

İlk adımı atmak önemlidir. Bu bağlamda Ermenistan Futbol Federasyonu'nun tam bu tartışılan görüşme öncesi amblemindeki "Ağrı Dağı"nı kaldırması, umursanmayacak bir şey değildir. Bence bu da onların attığı olumlu bir adımdır.

Samimiyet ve iyi niyetle, dürüst ve hesapsız hareket ettiğiniz zaman başarı size daha yakındır.

Ben her konuda, olumlu her alternatifin denenmesinden yanayım.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..