Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Türkiyeyi Etkileyen iç ve dış politika sorunları

http://blog.milliyet.com.tr/sakin02

08 Eylül '11

 
Kategori
Siyaset
 

Nereye koşuyoruz

Nereye koşuyoruz
 

Bir süredir Türkiye ve İsrail ilişkilerinin gerginleşmesi ile ilgili köşe yazılarını okuyorum. Genelde işlenen görüş İsrail in bu adımla iyice yalnızlığa itildiği şeklinde. Evet İsrail bu kararla biraz daha yalnızlaşmıştır, ancak bu onun ne kadar umurundadır, Türkiye ile olan diplomatik ilişkilerini normalleştirmek için bir adım atar mı? 

Öncelikle dikkate alınması gerekli nokta, bu ülkenin kuruluşundan beri yalnız oluşudur. Bölge ülkelerinden belki de Türkiye'nin dışında tanıyanın olmadığı, tüm geleceğini ABD deki Yahudi lobisine bağlayan, çok ihtiyacı olan karmaşık silah sistemlerini almakta hiç zorlanmayan, bunun için kongre onayı falan gerekmeyen, hakkı olmadığı halde pek çok ülke topraklarını işgal eden bir garip küçük ülkedir İsrail. 

Nükleer silahların yaygınlaştırılması anlaşmasını hiç imzalamamış, böyle bir anlaşmanın varlığını dahi kabul etmemiştir. Askeri stoklarında atom bombaları vardır ve nereden aldığını, hangi şartlarda kime kullanancını hiç açıklamaz. Ancak bilinen şartları kendine göre uygun bulduğu anda kullanacağı ve kutsal kitabında, Fıratın doğusundan Nil in batısına kadar olan bölgeyi içine alan vadedilmiş topraklar olarak geçen bölgeyi kullanılamaz hale getireceğidir. 

İslam kaynaklarına göre ; 

Melhame-i Kübra, kelime manası olarak çok büyük ve kanlı savaş anlamına gelmektedir ahir zamanda gerçekleşeceğine inanılan Deccal ile İsa arasındaki savaşa verilen isimdir.... Deccal denilen büyük fitneden bahsedilirkenden önceki bütün peygamberlerin ümmetlerine bundan bahsettiğini bildirmiştir. Deccal dünyaya şerri hakim kılmak için savaşacak ve “Rablık” iddiasında bulunacaktır. İslam kaynakları 70.000 Yahudi'nin Deccala tabi olacağını yazar. Bu savaşın gerçekleşeceği yer ise atların diz kapaklarına kadar kana gömüleceği haber verilen Amik ovasıdır 

İbranicede har-megido Megido dağıdır ve aslında bir ovadır. BurasıYahudiler ve Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında kıyamet savaşının kopacağına inandıkları yerdir. Akdenizden 15 mil içeride, Telavivden 55 mil kuzeydedir. Kitabı Mukaddeste"ve o, onları hep birlikte İbranice'de Armagedon denilen bir yerde topladı" denilmektedir . Burada tarif edilmeye çalışılan tam bir nükleer savaş ve sonrasında ki felakettir. 

Doğal olarak bütün kutsal kitaplarda bir şekilde geçen bu son büyük savaş aslında tam bir kabus senaryosudur. İsrail bölgede yalnızlaştıkça, tüm politikasını gerginlik ve savaş üzerine oturtmuş bu ülke, kendine göre çaresiz olarak nükleer silahların kullanılacağı tetiği çekecektir. Olayın başlangıcını ise Davutoğlu' nun güney Akdeniz'deki çıkarların korunmasıyla ilgili açıklamasında bulabilmek mümkündür. Türkiye, Gazze'ye giden konvoylara eskortluk görevi yapar ve İsrail donanmasıyla sıcak bir çatışmaya girerse, bunu getireceği sonuçları ABD nin engelleyebilmesi mümkün görülmemektedir ve bu esasen pusuda bekleyen İran'ın elini güçlendirecek ve bu ülkede en yoğun biçimde, Türkiye'ye yardım için değil İsrail'i yok etmek için füzelerini gönderecektir. ABD başlangıçta sadece izlemede kalacak sonra da yoğun askeri güç kullanamayacaktır. AB ye gelince sadece konuşacak ve ve her zamanki gibi birşey yapmayacaktır. Bu şartların en kötü senaryo olduğunu biliyorum ve diplomasınin bir yerde mutlaka işe yarayacağını da biliyorum. Sakın bunu zorlamak için biz fazladan ve en kötüsü hesaplanmamış adımlar atıyor olmayalım. Ne diyelim Allah korusun... 

 

 
Toplam blog
: 89
: 321
Kayıt tarihi
: 27.07.09
 
 

ODTÜ 1970 Kimya Bölümü mezunuyum. Çalışma hayatımın bir bölümü kamuda bir bölümü ise özel sektörd..