Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '12

 
Kategori
Kitap
 

Neriman Zerkliler'in Şiir Kitabı "Yalan Kokulu Leylâklar"

Abdullah Çağrı ELGÜN

HAYATI HAKKINDA BİR KAÇ SÖZ

1963 Antalya doğumludur. İlk orta Lise Yıllarını Antalya/Serik ilçesinde okuyarak tamamlar.

Lise sonrası İstanbul Boğaziçi Üniversitesini kazanmış olmasına rağmen maddî imkansızlıklar ve hayatın zorlukları tahsiline engel olur.

Antalya’da bir Turizm Firmasında çalışmaya başlar. Kendine olan güveni, dürüstlüğü, başarma arzusu işinde yükselme azmi, başarıların gelmesine ve yükselmesine vesile olur. Ömrünün büyük bir bölümünü Antalya’da çalışarak tamamlayan Neriman ZEVKLİLER, emekli olduktan sonra Göynük’e yerleşir.

Neriman ZEVKLİLER burada da boş durmaz. Resim ve şiir çalışmasına devam eder. Yaşadığı yer Göynük tarihi hakkında bugüne kadar bir eser çıkartılamamış olmasıdır. Bu durum onu rahatsız ettiğinden Göynük hakkında bir kitap hazırlayarak Belediyenin katkıları ile (Göynük ve Tarihçesi, 2007) bastırır.

Bu yayınlanan kitap, Göynük Belediyesinin de ilk kültür kitabı olmuştur. Bu kitabı Cmhuriyet Gazetesi Medya İlişkileri Yönetmeni, Sayın Seher AYBEK’in ilgisini çekmiş bizzat Göynük’e kadar gelmiş; kitapta anlatılan yerleri Neriman ZEVKLİLER ile gezmişler. Bunun üzerine Neriman ZEVKLİLER, Cumhuriyet Gazetesi Turizm ekinde Göynük’ün tanıtımını kaleme almış, yaşadığı yöreye bir çok toplumsal ve kültürel hizmetlerde bulunmuştur.

Bir resim sergisi açma hazırlığında bulunan Neriman ZEVKLİLER hanımefendi, evli ve bir çocuk annesidir.  

KİTAP HAKINDA  

Neriman ZEVKLİLER’in “Yalan Kokulu Leylâklar”, kitabı 134 sayfa olarak 75 gramajlı renkli bir kapağa basılarak çıkıyor. Kitabın arka yüzünde, Neriman ZEVKLİLER hanımefendinin Leylâklar altında bir portresi ve “ Hiç gün doğurdun mu sancılar içinde?  Yoksa gecenin rahmine mi gömdün sessizce.” sözcükleri yer alıyor. ISBN:978-605-62149-0-5, numarası ile Antalya/Kemer/Göynük, Retma Matbaası, Nisan 2011, ANTALYA’da basılıyor.

Kitabın sayfa düzeni kadim dost şair ve yazar Bolat ÜNSAL tarafından gerçekleştiriliyor.   

Şaire, sanatçı Neriman ZEVKLİLER’in “Yalan Kokulu Leylâklar”, adlı kitabına, Şair Bestekar Tuncay YALIN, kısa bir “Önsöz”  (s.3) yazıyor. Bunda sonra aynı sayfada yazarın şiir hakkında söylediği birkaç söz yer alıyor.

Bestekar sanatçı, şair yazar, eğitimci, ŞAHTURNA KÜLTÜR ve SANAT EVİ DİREKTÖRÜ: Ozan ŞİAR’ın sözleri dikkatleri çekiyor.s.5. Cumhuriyet Gazetesi Medya İlişkiler Yönetmeni, Seher AYBEK’in bir değerlendirmesi ve Ankara’dan şair Ahmet CANBABA (s. 8) de duygularını anlatıyor. Şair, Bolat ÜNSAL (s. 9-10-11) ise bütün bu dilek, temenni, açıklama ve ZEVKLİLER’in kitabına ve sanatçılık yönüne ışık tutan cümlelerle son noktayı koyuyor.

ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER:

AKDENİZ GECELERİ

Gitarın melodisinde hüzünlenir,
Temmuz geceleri.
Aşkın hüznünde noktalanır,
Ağustos günleri.
Darbukanın ritminde coşar,
Veda partileri.
Bir sevda melteminde ılık,
Bir tarafı mutlu, bir tarafı buruk,
O sıcak sahiller,
Aşk kokar
Akdeniz geceleri

ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”,İçindekiler.52

AKDENİZ İNSANLARI

Kırk öğlen yağmurları gibi,
Karakterimiz tıpkı.
Bir bakarsın,
Pırıl pırıl güneşli.
Sevinçli.
Bir bakarsın bulutlu.
Hüzünlü.
Bir bakarsın yağmurlu.
Gözü yaşlı.
Bir bakarsın fırtınalı,
Deli yürek...

 ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”,İçindekiler.s.53

ASLA

Pişman olup birgün dönersen bana
Asla kapımı açmayacağım.
Utanıp, sıkılıp affet desende bana,
Asla yüzüne bakmayacağım.
O kadar kırdın ki beni!..
O kadar soldurdun ki benzimi…
Tekrar kalbimi sana açmayacağım.
Ancak hiç bitmeyen sevgimi
Uyanmasın diye korkumdan,
Asla gözlerine bakmayacağım.

ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”,İçindekiler.s.65

AŞKIMIZ İSYANLARDA YİNE,..

Ruhum karanlık zindanlarda,
Aşkımız yine isyanlarda,...
Bedenim senden uzaklarda,
Çok üşüyor yalnızlığım...

Bana söz vermiştin,
Aşkım senin demiştin,
İşinden artan zamanlarda,
Ne de çok özlemiştin...

Aşkım, bu bizim değil,
Seven yüreklerin davası,
İkinci baharımızın,
Onulmaz, kara sevdası.

Oysa, o kıskanılası zamanların,
Olur muydum ikinci kuması?

Yaşamın olmaz ki yarını,
Gerçek mi yaşadıklarımız?
Yoksa sanrı mı?
Bunu biz mi istedik?
Yoksa tanrı mı?
Telaşa mı kurban aşkımız?..

25 Nisan 2007

ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”,İçindekiler s.55

AYÇİÇEKLERİ

Haydi göm,
Karanlık düşlerini.
Geceye.
Dön yönünü,
Parlayan güneşe.
Tıpkı ayçiçekleri gibi...

BAHARA KALDI.

Dağlara çöküyor.
Doğanın hüznü,
Bu günün umudu.
Yarına kaldı.
Gülmeyen yüzümü.
Güller güldürür mü?
Güllerin ömrü.
Bahara kaldı.

ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”,İçindekiler.92

BECEREBİLİRSEN,

Ekmek dipsiz bir kuyuda,
Çıkar çıkarabilirsen.
Yaşam paranın ucunda,
Yaşa yaşayabilirsen.
Sevgi çıkarlara bağlanmış.
Sev sevebilirsen.
Anlayışlar kanatlanmış,
Tut tutabilirsen.
Şu kahrolası dilini,
Yut yutabilirsen,
Bu dünyanın kahrını,
Çek çekebilirsen.
Beş metre kefen parasını,
Bul bulabilirsen.
Adam gibi ölmesini,
Becer becerebilirsen.

BEN BÖYLE DEĞİLDİM EVLENMEDEN ÖNCE

Ben böyle değildim evlenmeden önce.
Baharım güz,
Yazım kış değildi,
Evlenmeden önce.

Ben böyle değildim evlenmeden önce,
Gönlüm güneşli,
Bedenim ateşli,
Ruhum neşeli,
Birde umutlarım vardı,
Evlenmeden önce.

Artık içimi ısıtmıyor güneşim,
Artık buzullarla tanıştı bedenim.
Gerçek değil bu,
Sahte mutluluklar.
Ufuklara uzanmıyor umutlar.
Dolaşmıyor artık üzerimde,
Pembe, pembe bulutlar.
Bu çığlık bu serzeniş nesi,
Bu ses evliliğin sesi.
Bu ses körelmiş duyguların sesi.
Nedir bu uyuşmuşluk nice,
Ben böyle değildim evlenmeden önce...

ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”,İçindekiler.51

BU KÖY BANA DAR GELİYOR

Bu köy bana dar geliyor
Arzular şahlanmış, har geliyor.
Bu kadar yalnızlık, zor geliyor
Serseriyim, algınım, ne yapacağım bilinmez.

Zamanlar ilgisiz, an be an tuzak.
Günler Geçiyor, beyhude, ruhlar tutsak.
Dün gibi eziyor, sevgileri, bu gün de yasak.
Serseriyim, dalgınım ne yapacağım bilinmez.

Kalıbına sığmaz çılgındır, usum.
Zamanla yarışır, sevdada hızım.
Bütün çabaların boşuna kızım.
Serseriyim, yangınım, ne yapacağım bilinmez.

Hazanlar, baharlar esip de Geçiyor.
Hüzzamlar, makamlar yazıp da Geçiyor.
Kasırgalar ruhumu kavurup kasıp da Geçiyor.
Serseriyim, salgınım, ne yapacağım bilinmez.

Ne yana baksam, yabani otlar bürümüş.
Sanatçı yerine ünlü şöhret yürümüş.
Bilim ile sanat derinlere gömülmüş.
Serseriyim kırgınım ne yapacağım bilinmez.

Aşklar bırakmış yerini, metaya.
İnsanlar hazır olmuş, her an hataya.
Virüs gibi salınmış, tüm kıtaya.
Serseriyim, kızgınım, ne yapacağım bilinmez.

İnsanlığın, yoluna serdim, halılar.
Onların gözleri ya kat ya da yalılar.
Gözümde yine canlandı, geçmiş anılar.
Ne yaparsam yapayım, o anlar geri gelemez.

Ne diyeyim umuttur gün, yine doğacak
Tüm taşlar, çıkan yerlerine konacak.
Sevgiler terk ettiği yüreklere dolacak.
Yarın çok yakın, ne olacağı bilinmez…
Umut aştır, gelecektir, geri verilmez.

ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”,İçindekiler.33

ÇANAKKALE ANISINA

Sakarya, İzmir Antalya,
Dönüp de arkana baksana.
Çanakkale’yi geçemedin.
Ege'ye düşemedin.
Antalya'yı seçemedin.
Al göllerin içinde,
Al bayrağın altında,
Boğulurken bedenin,
Niçin öldün bilemedin.
Oysa o toprakların vardı sahipleri.
Vatanı için, çocuğu için,
Hiç düşünmeden canını verdi.
Ölürken umutlu,
Ölürken onurlu,
Ölürken kahramandı.
Şerefle muradına erdi.
İsimsiz kahramandı onlar.
Aslında hepsinin adı Mehmet.
Arşın en yüksek mertebesine,
Erdi ŞEHİTLİĞİNE.

*Çanakkale'de şehit olan tüm askerlerin anısına

DOST

Dost var ellerini tuttuğum,
Yakınımda; ama dost olmayan,
Dost var, cemâlini bile görmediğim,
Dostça yaklaşan.

Dost dediğin birileri,
Tutmalı şevkatle uzatılan elleri,
Üzüntümde olsa da yanımda,
Paylaşmalı çılgınca sevinçleri.

Neden dost dendiği aşikâr,
İşlemez ona ne yalan ne de kâr,
Nedensiz yüreklerde bergüzâr,
Dost dediğin nağmedir, şarkılarda bestekâr.

Bilerek kırmaz kalpleri dost ise, gerçek.
Olmazların üstüne olurları örterek,
Dostluğu yaşamak değil, bir de yaşatmak gerek.
Onu sevgiyle bıkmadan besleyerek,
Sonsuza dek yüreklerde, korumak gerek.

HADİ AŞKA GİDELİM YARIN,...

Hadi aşka gidelim yarın,
Kurşun atışı uzaklıkta bak! ...
Flusuz görünüyor buradan,
Amma uzakta riyalardan,...
Unutuş muydu geniş zamanlarda tutmadığım,...
Ellerimden uçuverdi çırpınışlar,
Güvercin kanatlarında kaçışlar,...
Hadi peşine düşelim yarın,
Çok mu gecikti sev zamanlar?
Yarını belli olmayan anın,...

İHANET

İhanetinde soldurdum güllerimi.
İhanetinde tükettim gençliğimi.
Sevişmelerin hep roldü.
Sevmelerin yalan.
Hep yaptın bunu, yıllarca durmadan.
Baharlar, çiçek açmadı hiç.
Yosunlu bahçeme.
Güneşler eksik doğdu,
Puslu yüreğime,
Mehtap, solgun baktı,
Dalgın gözlerime.
Pınarlar akıtmıyor suyunu,
Yorgun boş ellerime,
Artık bakmıyor bir çift göz.
Yaşlı bedenime.

ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”,İçindekiler.41

İSTENMEYEN MİRAS,...

Yıldızlardan demet yaptım,
Koyacak vazo yok!
Sevgiden çelenk yaptım,
Sunacak yürek yok!
Bu çiçeği geleceğe,
Taşıyacak doğuş yok!
Güneşli mi, bulutlu mu?
Erebilecek yarın yok!

MİLYONLAR, ANKARA'YA AKTI,

TÜM YÜREKLER ANKARADA ATTI...

Menekşe akşamları, çökerken dağların hüznüne,
Güller açmıştı kızıl grupla Ankara'nın üstüne...

Kırmızıya boyamıştı caddeler bu gün kendini,
Gelincik tarlaları kıskandı al rengini...

Ateş düşen sevgi dolu yüreklerdeki kan,
Çiçek olarak açmıştı, al renkli Tandoğan'dan...

Kızıl ırmak gibi akmıştı Ata'ya giderken,
Al bayrağın altında gençler coşarken...

Hepsi aynı atıyordu sevdalı yürekler,
Hepsi ışık saçıyordu gülümseyen gözler...

Diller çözülmüştü artık, değildiler lâl,
Yakılmıştı ateş artık, köz değil har...

Sökülmüştü çiviler çakıldığı yerden,
Silinmişti pası dillerin, hepsi birden...

Cumhuriyetin kalbi bir yerde attı,
Tüm ulus buna içi titreyerek baktı...

Yürekteki kıvılcımları toplayarak varmıştık,
Belki bir meşale yakarız sanmıştık,

Doğduk yurdun üstüne güneş gibi,
Ankara aydınlandı nar-ı ateş gibi...

Herkes alıp gelmişti babasını, anasını,
Gördüler hepsinin tek sevdasını...

Yobaz, örümcek ağlarını ne yazık ki öremedi,
Cumhuriyet, tarihinde böyle bir miting göremedi...

O nar nehirleri aktı Ata'ya
Kurumuş çöller döndü al vahaya...

Tek konuydu, tek söz, tek dilden söylenen,
Cumhuriyet bizimdi demokrasiydi istenen.

Türkiye laikti laik kalmalıydı,
Artık buna herkes aymalıydı...

Hayat kısaydı, ölüm vardı, yarını görmeden,
Tutulmalıydı Ata’mıza, verilen sözler gecikmeden...
Kimse inanamazdı aslında bu yürek selini görmeden.

Atam ayrılamazdık oradan, seni anmadan,
Bıraktığın emaneti yerine koymadan,
Yobaz kendine gelip olanlara aymadan,
Bir tarih yazıldı bugün Tandoğan'dan.....

 

UMUDA DOĞUŞ

Bazan zorla istenen,
Bazan zor bir susuş...
Cömert bir itiraf,
Soğuk bir öpüş...
Bazan hiç biri yetmeyen,
Gözlerinden atamadığın,
Göz yaşıdır içine akıttığın...
Unutuşun içinde,
Kaybolan aşklar...
Ateşi karanlıkta,
Işığı dar günde,
Parlayan bakışlar...
Yüreklerde darmadağın umutlar,
Bazan da hiçe sayış dünyayı...
Tutkuyla elleri tutuşlar,
Yeni doğan gün ile birlikte,
Umuda doğuşlar....

 

YETMEYEN ÖMÜR

Henüz doğmadan tomurcuğum,
Goncamı açmadan,
Solmuşum.
Ham meyve iken dalımda,
Zamanı gelmeden,
Olmuşum.
Dikensiz güllere,
Çakılsız yollara,
Riyasız Yüreklere,
Ulaşayım derken,
Bir de baktım ki,
Ölmüşüm.

USLANMAZ CANIM,...

Akıttım gözümden kanlı yaşları,
Sever bu yürek ıslanmaz canım,...
Sen istemesen de masum aşkımı,
Vazgeçmez deli gönül,
Uslanmaz canım,...
Aşkımı gül den aldım,
Çılgınlığımı bülbülden...
Sen diyorsun ki söylenme,...
Bu şikayet neden,...
Divane gönül boş yere,
Sızlanmaz canım...

SEVDİĞİMİN, SEVDİĞİ BEN OLSAYDIM,

Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım,
Titrerdi duygularımdan yeryüzü.
Akardı nehirler tersine,
Kavuşurdu dağlar hasretine.
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım,
Dönüşürdü çöller vahaya,
Sevişirdi, gül bülbülle.
Takar mıydım sorunları kafaya,
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım.
Kararmazdı hiç gökyüzü,
Birbirine koşardı insanlar sevgiyle,
Gelirdi terk eden kuşlar geriye,
Tükenirdi hasretler,
Gelirdi gurbetler beriye.
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım.
Serilirdi yıldızlar ayaklarıma,
Dağılırdı dumanı dağların,
İnlemezdi toprak ana “Ahh!” ederek, doğaya
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım.
Akıtırdım gözümden yaş yerine kanları,
Dağıtırdım saçlarına sümbüllerle baharı.
Kondururdum dudağına buse ile balları,
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım.
Dikenleri olurdum açan güllerin,
Goncası olurdum sevdalı bülbüllerin,
Akardı kanım hiç durmadan,
Donardı duygularım o noktadan,
Hiç bitmezdi ışık gözlerimden,
Ölümsüz ismin nefesimden,
Bitimsiz sevgin yüreğimden,
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım.
Yaşatırdım bedenimde sevgileri,
Dökerdim eteğimden geleceğe,
Minicik, yumuk elli meyveleri,
Umuda dönüştürürdüm elemleri.
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım,
Ama;
Sevdiğimin sevdiği ben olsaydım.......

ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”, İçindekiler .62

YOKSUN,

Gözlerin karanlıkta tuzak,
Ellerin tenimde mızrak,
Bedenim arzulu bir kısrak,
Kıvranırken bile yoksun yanımda....

S e s l e n i ş...

Kuru çölleri aş da gel! ..
Kara yollara düş de gel! ..
Gördüklerine şaş da gel! ..
Yardımımıza uç ta gel
Cennet yüzlü Muhammed.

Yarınımıza güneş tut,
Terkedip giden umutlarımızı tut.
Kara yüreklerin sevdası ol.
Nur olup içimize dol.
Güneş yüzlü Muhammed.

Hoyrat insanlığın en ince insanısın.
Acımasız düşmanlığın en iyi barışısın.
Körelmiş ruhların, en güzel vicdanısın.
Doğduğun günden beri kainatın ışığısın.
Ay yüzlü Muhammed.

Onmayan gönülleri iflâh,
Kudurmuş insanları ıslâh,
Sıkışmış ruhlara refah,
Kötü yüreklere salâh,
Gülmeyen bu yüzleri
Güldürmeye gel Muhammed.

Küllenmiş duyguları,
Tetirleşmiş kalpleri,
Pelteleşmiş dilleri,
Uzanmayan elleri,
Çözmeye gel Muhammed.

İnsanlıktan önce yaratılmış doğa,
Ağaç, çiçek, börtü böcek, hayvanlar,
Deniz derya toprak ana.
Aklı olup, düşünemeyen onlar.
Doğanın uyumuna şartsız uyan onlar.
Yalansız riyasız, minnet ile,
Yaradan’ı şükreder zikir ile.

Ele avuca sığmayan biz.
Doğru yola girmeyen biz.
İyiye güzele uymayan biz.
Az la yetinip doymayan biz.
Uyarılara aymayan biz.
Bahşedilen aklı kullanamayan biz.
Mutlu yarınları kuramayan biz.
Ne zaman saracak vicdanlarımızı,
Sendeki çok olan,
Bizde eksik kalan,
O İlâhi his.
Kaybolmuş insanlığın
Yitik ahlâkını dermeye gel Muhammed.

Kötü yola düştük gene,
Duygular sıkıştı mengeneye,
Gençlik benzemiş sürü ile hergeleye,
Bindik bir alamete
Gidiyoruz kıyamete,
Haydi Allah rast getire...
Lütfunu bizden esirgeme Muhammed.

Yüce Rabbim, yaratmış bizi insan,
Yüreklerimize koymuş biraz da ihsan,
İki de yol göstermiş,
Biri iyi, diğeri kötü,
Doğrusunu bilmiyorsan
Kur-an'dan oku! ...
Kılavuzlasın seni gerçek yola,
Gel haydi dostluk kollarını boynuma dola.

Kıskanma hiddetlenme, kötü konuşma,
İçindekilerindir bu hayat.
Sen de payına düşeni yaşa.
El uzatma, dil uzatma, uçkur çözme harama.
Komşun aç yatarken tok karnını ovalama.
Zenginim diye sevinme,
Çok büyüdüm diye gerinme.
İnsanlık yalnızca ibadetten geçmez unutma.
Sevgini, saygını da kat gönlünce kurutma.
Müslümanlık kılıçtan keskindir, kıldan ince.
Yardım elini sonsuzca uzat, uzatabildiğince.
İyilik de ibadet değil midir Ekrem'im?
Olmaya lâyık mıyız sence ümmetin.

Muhammed'im peygamberlerin pirisin.
Bahar gözlerin erisin.
Yaz yüzlerin gülüsün.
Yaradan’ımın Resul’üsün.
Kalbimdeki gizimsin.
Bu dünyada gözümsün.
Cennetteki yerimsin.
İnsanlığın örneğisin Muhammed.
Selâm olsun sana,
Doğ kalplerimize bir daha! ...
Güzeller güzeli, gül yüzlü ey Muhammed! ...
Muhammed Mutafa'ya salavat...

(http://www.antoloji.com/s-e-s-l-e-n-i-s-siiri/)

RENKSİZ RESİMLER

Bakışlarım yoruldu
Yollarına bakmaktan.
Köreldi artık gelişlerine
Sessiz umutlarım akmaktan.
Yarı bellerime kadar gecelere,
Pencerelerden sarkmaktan.
Hiç yazılmayan mektupları
Göz yaşlarımla yakmaktan.

Bir tek anıların kaldı bende.
Yanına koyduğum sevginle.
Onları da elimden alamazsın.
Geçmişi yaşıyorum renksiz resimlerde.
Resimler gri de olsalar,
Durdukları yerde solsalar.
Renkleri taptaze yüreğimde.
Onları da yırtıp atamazsın…

ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”, İçindekiler.13

 (http://www.edebiyatdefteri.com/siir/308280/renksiz-resimler.html)

 

Kitap İsteme ve Haberleşme Adresi Olarak:

Eposta: neriman_zevkliler@hotmail.com

Cep Tel: 0544544 54 95

 

 

      KAYNAKLAR:

  1. ZEVKLİLER, Neriman, “Göynük ve Tarihçesi” Gündüz Kitaabevi Yayınları, Ali GÜNDÜZ, Zafer Çarşısı yanı Adil Han Kitapçılar Çarşısı, Kızılay/ANKARA,
  2. Antalya/Kemer İlçesi/ Göynük Belediyesi Yay. Birlik Mat.ISBN: 978-9944-246-44-6, Aralık 2007, ANKARA           
  3. ZEVKLİLER, Neriman, “Yalan Kokulu Leylâklar”, Antalya/Kemer/Göynük, Retma Matbaası- 2011, ANTALYA       
  4. (http://www.antoloji.com/yoksun-233-siiri/ )
  5. (http://www.antoloji.com/s-e-s-l-e-n-i-s-siiri/)   
  6. (http://www.edebiyatdefteri.com/siir/308280/renksiz-resimler.html)    

 

 

      

                                                                                                                                                                                                                           

 

 
Toplam blog
: 65
: 503
Kayıt tarihi
: 27.09.10
 
 

Abdullah (Çağrı) ELGÜN HAYATI HAKKINDA BİLGİLER Kayseri’de dünyaya geldi. Kayseri Atatürk İlkokul..