Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '12

 
Kategori
Deneme
 

Neye inanıyorsan onu yaz

Neye inanıyorsan onu yaz
 

Çok da kızdırırlarsa seni, şöyle bir dil çıkar, gül de geç, sen keyfine bak!


Evet güzel kardeşim... Aynen dediğim gibi... Neye inanıyorsan onu yaz. En çok neye inanıyor, en iyi neyi biliyorsan, onu yaz, onu anlat.

Yazarken, anlatırken öyle bir samimiyetle davran ki, yazdıkların sana yakışsın. Yazdıklarını okuyanlar düşüncelerini benimsemese bile, sana, tarzına, duruşuna saygı duysun.

"Evet kardeşim!... Bu satırların yazarı, bu duyguların, bu düşüncelerin sahibi ancak şudur, bu satırları, bu yazıyı ancak şu adam, şu kadın yazmıştır." diyebilsin.

Öyle içten, öyle candan satırlar yaz ki, kendiliğinden, kendini zorlamadan, yapmacıklaşmadan; okuyan " Evet yaaa!... Bunu ben de böyle yazabilirdim ancak." diyebilsin.

İnandıklarını, doğruluğundan emin olduklarını, öyle bir savun, öyle bir yaz ki, senin ne kadar sen, ne kadar gerçek olduğun ete, kemiğe bürünsün. Okuyan, her bir ilerleyen satırında, sana dokunabilecek kadar yakın, her söylediğini duyabilecek kadar seninle olduğunu hissedebilsin, düşünebilsin.

Yazarken sen, kelimelerini, cümlelerini öylesine serbest bırak; öylesine yazının akışına bırak ki kendini... Senden çıkan sözcükler, cümleler seni bile şaşırtacak kadar güzel ve değişik yerlere götürsün; seni, kendini, okuyan herkesi... Olur mu canım?

Güven sen, güven dostum... Duyguna, düşüncene, hayaline, umuduna, sevgine, aşkına, her şeyine... Güven... Sadece güven... Hem de her şeye rağmen... Güven sen; hem de zerrece korkmadan... Çünkü yazdıkların gerçekten senseler, çünkü gerçekten gerçekseler, seni de, okuyanı da mestedecekler; hem de sonuna kadar... Hem de hiç ummadığın kadar...

Öyleyse sen bir tek şey yap yanlız, dostum; eğer bana sorarsan... Kendine de, yazdıklarına da, okuyanına da sonuna kadar güven; hem de güvenebildiğin kadar.

Çünkü dostum, yaşadığın sürece şunu bil ki, bu hayata, çevrene, Dünya'ya, everene ne vermişsen, ne vereceksen, onu alacaksın; neyi ne kadar hak etmişsen o kadar... İyilikse hakkın, iyilik; kötülükse yaptığın, misliyle kötülük alacaksın.

Öylesine şeffaf, öylesine duru bir ayna olmayı becer ki, yazarken sen; evren bile, kainatın tüm zerreleri de " Evet... Bu yazan, bu anlatan gerçekten böyle bir insandır." diyebilsin; benim güzel arkadaşım...

Yazdığın konulara öylesine hakim ol, öylesine ver ki kendini ve en iyi bildiklerini, en iyi anlatabileceklerini mesela kendini, sevdiklerini öylesine güzel, öylesine doğru ve düzgün anlat ki, okuyan " Evet, evet... Ben de şahidim ki, bu anlattıkların gerçekten böyledir canım." diyebilsin.

Kendini anlat dedimse sana, kendini anlatmak o kadar da kolay bir iş değildir haaa! Sözlerimi sakın yanlış anlama. Hele bir kendini anlatmayı dene," Nasıl bir insanım acaba ben? " diye hele bir sor kendine. Sonra, sana ne dediğimi daha iyi anlayacaksın sen; emin ol benim canım.

Haaaa! Hiç unutmadan sana şunu da söylemeliyim ki: Ne yaparsan yap, neyi nasıl anlatırsan anlat; Kifayetsiz muhterisler, kendi gölgesinden bile korkan, en çok da kendine düşman olanlar: " ı-ıııh! Olmamış! Cık! Beğenmedim! Becerememişsin yine! Yazmak da senin neyine böyle??! Yazmak kim? Sen kimsin? " de diyecekler sana... Yazmaktan alıkoymaya, meydandan kaçırmaya çalışacaklar seni, hem de olabildiğine canım... Sakın korkma, sakın geri basma...

 Sen öylesine sağlam, öylesine dik, öylesine kendinden emin dur k,i yerinde; şerrinden, nefretinden, hiçliğinden kurtulamayan o beceriksizler o yeteneksizler tayfası, o yetenek fukaraları çekip  gitsin yolundan, önünden hem de arkandan... Olur mu canım?

Gölge etmesinler, başka ihsan istemez!

İyisi mi sen, hiçkimseye, hiçbir şeye aldırmadan, kendin için, okuyanın için, gelecek kuşaklar için yaz dostum; hem de sonuna kadar; son nefesini verene kadar...

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..