Obama Türkiye'de

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barak Obama’nın beklenen ziyareti bugün itibariyle başlamış durumda.

Fakat başlayan ziyarette organize edilen merasim sırasında atılan top atışının Obama’yı biraz ürküttüğüne üzülerek şahit olduk.

Tüm bunlar bir yana Obama’nın Ankara’ya gelirken beraberinde bulunan çantada Irak, Afganistan, PKK ve Ermenistan meselesi ile alakalı dosyaların olduğu belirtilmekte.

Saydıklarımız arasında İran’ın olmaması da şaşırtıcı gelebilir, bizlere.

Fakat Obama’nın son dönemde İran’a yaptığı açılımların belki de bu ülke ile alakalı dosyanın Owal Ofiste unutmasına da katkı yapmış olabilir.

Aynı zamanda Obama’nın müspet açılımlarına İran’dan yapılan aynı oranda ki karşılığı da unutmamak lazım.

Söz konusu ziyareti Obama’nın Bush yönetimi sırasında Amerika Birleşik Devletleri’nin İslam Dünyası’nda çizdiği kötü fotoğrafı silmek uğraşı olarak değerlendirmek mümkün.

Bunun içinde ilk olarak Türkiye’nin seçilmesi ülkemizin İslam ve Batı Dünyası’nda ki var olan köprü vazifesini tekrar hatırlarlara getiriyor.

Bir başka açıdan düşünüldüğünde akla gelen diğer bir mevzuu da Irak meselesidir.

Hepimizin malumu olduğu üzere Obama yönetiminde ki Amerika Birleşik Devletleri Irak’ta ki askerlerini çekmeyi amaçlıyor.

Bunun içinde söz konusu işlem sırasında en güvenilir ülke Türkiye. Buna Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’tan çekildikten sonra bölgede Türkiye’nin ağırlığını koymasını istemesi talebi de eklenebilir.

Çünkü Irak’ta Şiiler vasıtasıyla artan İran etkisinden dolayı bu toprakları kendisi açısından daha güvenilir olan Türkiye’nin denetimine bırakması neticesini doğuracaktır.

Obama, İran’a karşı ne kadar açılımda bulunsa da Irak’tan çekilen Amerika Birleşik Devletleri’nin bölge de İran’dan çok kendisi için müttefik olan Türkiye’yi görmek istemesi daha makul olacaktır.

Obama’nın Türkiye ziyaretinde çantasında bulunan mevzulardan biriside Afganistan.

Obama hepimizin bildiği üzere seçildikten bir süre sonra kendi yönetiminde Afganistan’a daha çok ehemmiyet vereceğini belirtmişti.

Türkiye’ye Bush Döneminde NATO tarafında iletilen asker talebi herhalde herkesin hafızalarındadır.

O zaman ki Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın bu talebe karşı verdiği olumsuz yanıtta bu hadiseyle aklımıza gelecektir.

Tüm bunları üst üste koyduğumuzda Obama’nın malum Türkiye ziyareti sırasında ülkemizden Afganistan mevzuu için asker talebinde bulunabileceğini de bir kenarda tutmak lazım geldiği kanaatindeyim.

Diğer bir husus olarak Ermenistan ile alakalı mevzuu ya da işaret etmek mümkün.

Obama yönetiminde ki Amerika Birleşik Devletleri’nin Ermeni Yasa Tasarısı ile alakalı gelişmelerde söz konusu lobiye destek vereceğinden uzun bir süredir bahsediliyordu.

Bu ziyarette de Türkiye’nin Obama’ya ve bu yolla dünyaya bu konuda arşivlerin açılması önerisini yineleyeceği aşikârdır.

Son zamanlarda artan Türk-Ermeni münasebetlerinin bu tasarıyla bozulmasını iki tarafta istemeyecektir.

Fakat Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in İstanbul’da ki toplantıya katılmaması ve aynı zamanda işgal edilen topraklarının bu konuyla gündeme gelmesi dolaylı görüşmelerin de önünü tıkayacak niteliğe bürünebilecektir.

Son olarak da PKK mevzuuna değinirsek bölgede Amerika Birleşik Devletleri’nin de ihtiyacı kalmadığı bu örgütün tamamen çözülme noktasına geleceği açıktır.

Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’tan çekildikten sonra bölgede ki ağırlığını Türkiye’ye bırakması da PKK mevzuunda kafada oluşan suallere kendiliğinde yanıt veriyor.

Buna aynı zamanda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ve Bölgesel Kürt Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüşmelerinin neticelerini örnek gösterebiliriz.

Bu açıdan bakıldığında PKK’nın tasfiyesinin de söz konusu görüşmelerle daha bir kesinlik kazanacağı gözüküyor.

Netice itibariyle; görüşmelerin yarım asırlık Türk-Amerikan Müttefikliğinin son Körfez Savaşı ile gerilen münasebetleri gidermek amacı da güttüğünü de görmekteyiz.

Obama’nın İslam Âlemi’ne yönelik olumlu açılımlarını demokratik bir Türkiye aracılığıyla duyurması da Türkiye’nin batı ve İslam Dünyası arasında köprü görevi gördüğünü ve bundan dolayı bölgesinde ne kadar önemli bir aktör olduğu gerçeğini ortaya koyuyor.