Öküzün trene baktığı gibi bakmayın!

Aslında ölümle ilgili düşünceler vardı kafamda bugün. Onunla ilgili resim ararken ''öküzün trene baktığı gibi bakan'' bir öküz resmi gözüme ilişti, konuyu değiştirdim.

Niye öküzün trene baktığı gibi deriz bazı insanların bakışlarına? Öküz niye trene bakar?
''Acaba bu tren benim gideceğim istikamete mi gidiyor?'' diye baktığını sanmıyorum. Trene bilet alarak binmiş bir öküz görmedim hiç. Tabii yolcu olarak trene binmezler. Ama kesime götürülürken, tren vagonlarında şehirden şehire mecburi yolculuk yaptırılırlar. O ayrı konu...

Dün yıllardır tanıdığım genç bir arkadaşla muhabbet ediyorduk evimde. Beni dinlerken öyle dalmış bakıyordu ki, birdenbire,

''- Şu anda kendimi bir tren gibi hissediyorum Ali'ciğim, dedim.

- Neden abi, hayrola? dedi, şaşkınlıkla.

- O anlamlı ve bir o kadar da boş bakışların duygulandırdı beni.'' diye devam ettim.

Ali ilk anda ne demek istediğimi pek anlayamadı. Ama ben kendisine başlık konusu deyimi hatırlatınca gülmeye çalıştı. Zoraki bir gülüştü aslında. ''Ahhh Mustafa Abi, aaahhh! Sana saygım olmasa söyleyeceğimi bilirim ama öküzlük bende kalsın!'' der gibi gülümsedi.

Nereden geliyor bu deyim? Ekşi sözlükte birisi şöyle açıklamış:

''Üzerinden raylar geçen kırlarda; sessiz sakin otlarını yinen büyükbaş hayvanların, gürültülü bir tren sesini duyup, kafalarını kaldırması ve boş boş trene bakması durumundan esinlenerek, insanların boş boş bakmalarıyla karşılaşınca söylenen söz.''

''- Abi ne bakıyorsun öyle bana öküzün trene baktığı gibi?
- Yok abi ya, neden öyle bakayım ki? Hem sen tren misin ki?
- Ben tren değilim ama sen öküzsün sanırım.''

Çok kibar bir söyleşi değil ama, söylenebilir. İnsanın bakışları, tüm şahsiyetini, yaşama bakış açısını ele verebilir. Çok güzel gözlü bir insanın boş boş baktığını görünce üzülürüm ben. İçimden ''Ah o gözler bende olsaydı...'' diye mırıldanırım çoğu kez.

Bazı kadınlar tanıdım, vücut güzellikleri gerçekten kayda değmez. Çirkin bir vücut yapıları olanları da tanıdım. Ama bir bakışları oldu ki, beni büyülediler sanki. Bu tip güzel ve anlamlı bakan insanlarla konuşmak pek keyifli oluyor. Gözlerinin içine bakarak konuşmak ve onu dinlemek.

Aslında çağdaş eğitim veren ülkelerde insanlara, konuşurken karşısındakinin gözünün içine bakmaları öğretilir. Ama bu durum Türkiyemizde biraz rizikolu. Hele kadınlarımız için riziko daha fazla. Erkeklerimiz çok hassaslar, ''Kadın iş veriyor galiba'' diye düşünerek, duygusal davranışlarda bulunabilirler, bu da taciz şeklinde ortaya çıkabilir.

Ben kadınlarla konuşurken gözlerinin içine bakmaya çekinirim mesela. Beni yanlış anlayacak, kendisi ile flört ettiğimi düşünecek diye. Zira ülkemizde ''Gözlerin içine bakarak konuşma'' benim görüşüme göre henüz çok yaygınlaşmamış. Yanlış anlaşılmalara yol açabiliyor.

Bakışlarımıza dikkat edersek karşımızdakini tren yerine koymamış dolayısıyla ona hakaret etmemiş oluruz.

Saygılarımla.
Mustafa Mumcu, 03. 09. 2007 Saat: 14:03