Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ölüm ve sözcükler

Ölüm ve sözcükler
 

Foto: Evans


‘Çok üzülüyorum’ dedi.
‘Ü-zül-me’ diyemedim.
Hiçbir şey demedim….

Çoğu zaman gerek yoktur da sözcüklere, aşk için, en çok da ölüm için. Yetersizdir sözcükler çünkü, kaybedendir. Hatta kireç beyazı deli gömleklerine dönüşürler bazen, kollarımızı arkadan sımsıkı tutarlar. Harf harf dökülür sözcükler, en çok da ölümde. Özgürce uçuşmazlar anlamlara; tersine tutsaklığın kendisi oluverirler. Çaresizliğin, anlatamamanın tutsaklığı… Parantezleri olurlar yaşanamamış bir yaşamın.

Birisi ölüyor.

Üzülme demek kadar içi boş bir laf yoktur sanırım. Hayatı yaşıyoruz ve o ya da bu şekilde hayat kötü davranabiliyor bizlere. Her türlü kabul etmek zorunda kalıyoruz. Boyun eğiyoruz türlü şekillerde, başkaldırarak, ağlayarak, savaşarak, mutluluk-aptallık oyunları sahneleyerek… Kimi zaman maskeli kovboylar gibi üstüne bindiğimiz atları tekmeliyoruz, ‘Yihhuu!’ diye çoşkuyla bağırarak elimizdeki şapkayı rüzgarda savuruyoruz ve ‘altımızdakine’ (ne demekse*…) okkalı bir tekme daha indiriyoruz. Güçlüyüz ya…

Öyle ya da böyle boyun eğiyoruz. Acizliğe, kulluğa, belki yoksulluğa…

Ama gün oluyor, yaşamın başkalarına çok daha kötü davrandığını görüyoruz. Hem bu öyle bir kötülük ki, damarlarımızdan kanımız çekiliyor. Korkulu bir tekbaşınalık hali. Üstte keskin bir hüzün, altta daha keskin bir canlılık var, biliyoruz; ama eşelemiyoruz içimizdekileri. Korkuyoruz çünkü, en ufak bir sevinç kırıntısı görmekten derinlerde, çok derinlerde. Biz sefil de olsa hala yaşıyoruz diye. Kan ağlıyoruz; ama nankörüz, küçücüğüz biliyoruz. İnsancık olmanın acziyle, tanrının sanal koltuğundan iniveriyoruz gözümüzde. Ani bir düşüş bu; ama olmamız gereken yere.

Not: Anlayışlı ve duyarlı, Dost gibi bir dosta ithaftır. Bu yazı, akmasa da gözünün yaşına silmez ama, omzunda bir el olur kimbilir…
Not: *Kimi zaman en sevdiklerimizdir. En sevdiklerimiz ve altımızdakiler birbirleri içinde erimiştir çoğu zaman; çünkü bizi en saf haliyle sevenleri acıtırız bir yerimiz acıyınca. Bir şey demezler, ille de severler diye. Kaybedince anlarız, ‘alttakilerin’ altta olmadığını… Başımızın üstündedir yerleri.

 
Toplam blog
: 132
: 3374
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Odtü mezunu; edebiyat ve sinema düşkünü biriyim. AFSAD’ta fotoğraf, Sinematek’te film yapımı üzer..