Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Şubat '19

 
Kategori
Psikoloji
 

Olumlu Telkin

      Üniversite sınavları ülkemizin yadsınamaz bir gerçeği. Dershaneler, kurslar, soru bankaları, yaprak testler derken insan farkında olmadan kendini bir koşuşturma içerisinde buluyor. Bu koşuşturmanın sonunda öğrencilerin bir kısmı ilk girişte üniversite sınavını kazanırken kimi öğrenciler de bir veya birkaç defa denedikten sonra üniversite sınavını kazanıyor.

       Üniversite sınavını ikinci girişte kazanan biri olarak, sınavdaki başarının motivasyonla doğru orantılı olduğu inancındayım. Ancak işin kötü yanı motivasyon kazanmanın zorluğu. Dış etkenler motivasyonu çoğu zaman olumsuz yönde etkiliyor. Meydana gelen olumsuz etkinin icracısı bazen akrabalar, bazen öğretmenler bazen de arkadaşlar olabiliyor.
 
    Üniversite sınavına hazırlandığım ikinci yıl rehberlik hocama ‘’Makine Mühendisliğini tercih edeceğim’’ dediğimde hocam ‘’O bölümü yazma yedi yılda zor bitirirsin.’’ diyerek motivasyon kazanmanın ne kadar zor bir şey olduğunu kanıtlar nitelikte bir davranış sergilemişti. Tahmin yürütmede o kadar başarılı olmasa gerek okulu dört yılda bitirebileceğimi öngörememişti. Halbuki bunun yerine olumlu telkinde bulunsa ve başka insanların yanında -o zaman için-  moralimin bozulmasına neden olan o cümleleri söylemeseydi kendisi hakkında daha olumlu düşüncelere sahip olmamı sağlayacaktı. Nitekim kendisi hafızamda olumsuz bir yer edinmeyi tercih etti.
 
   Böyle moral bozan, insanın enerjisini düşüren durumlara maruz kalmışsınızdır diye düşünüyorum. Gerçi yaşadığımız coğrafyada benzer durumlarla karşılaşmamak neredeyse imkansız. Artık insan egosundan mı, toplum yapısından mı neden kaynaklanır bilinmez karşısındakinin moralini bozmak büyük marifet sayılıyor canım memleketimde. Hele ki üniversiteden mezun olup da işsiz kaldığınız zaman. Sizi gören hemen hemen her insan ’’Okul bitti şimdi ne yapacaksın?’’ tarzında bir soru size sorduktan sonra o zamanki belirsizliğin ve kararsızlığın getirdiği ruh haliyle kendinizi biraz mutsuz hissetmenize neden olabiliyor. Üniversiteyi bitiremediğinizde ise ‘’Yahu bitir artık şu okulu, yeter aile parası yediğin ‘tarzında rahatsız edici bir söze maruz kalmanız da çok kuvvetli bir ihtimal. Sonrasında ise o zamanki ruh haliyle hısımlarınızı hasım, akrabalarınızı ise akbaba gibi görebiliyor, içinizdeki öfke birikmesinin farkına varamıyorsunuz. Üniversiteden zamanında mezun olsanız da okulu uzatsanız da da moral bozucu cümleler en alakasız insanlarca çok kolay bir biçimde söylenebiliyor.       
      
    Yaşam Enerjisini Düşürme Eksperliği, Şevk Kırma Operatörlüğü, Moral Bozma Uzmanlığı gibi bir meslek olsa ülkemizde çok başarılı bir biçimde icra edileceğinden adım gibi eminim. Ne yazık ki toplum olarak olumlu telkinde bulunmak konusunda pek başarılı değiliz. ‘’Söylediğim bu laf acaba konuştuğum kişiyi olumsuz etkiler mi?’’ diye düşünmeden palas pandıras konuşuyoruz çoğumuz. Gerek iş ortamında, gerek okulda gerek aile içinde yapılan bu tarz konuşmalar kavgalara, küskünlüklere yol açtığı gibi belleğin kötü anılarla dolmasına   sebep olabiliyor. Böylelikle mesleğinden soğuyan, okulunu sevmeyen, aile bireylerine öfkelenen, hevesle başladığı bir uğraşıyı şevki kırıldığı için yarıda bırakan insanların sayısı giderek artıyor. Olayın özüne bakıldığında ise ortada mutlaka olumsuz bir telkinin, moral bozucu bir sözün varlığı söz konusu.
 
       İnsanlarda iyi bir izlenim bırakmak yerine doğru kelimelerle seçilmiş yapıcı eleştiriler yapmak, özellikle de mesleğe yeni başlamış deneyim kazanma aşamasındaki çalışanları teşvik etmek gibi yararlı eylemler yerine; şevk kırmaya, olumsuz cümleler kurmaya devam eder ve bu yolda ilerlemeyi sürdürürsek çamura saplanmış araba gibi yerimizde sayarız. Hal böyle olunca da arpa boyu kadar bile yol alamayız.  
 
 
Toplam blog
: 93
: 87
Kayıt tarihi
: 25.02.19
 
 

     TCDD'de makine mühendisiyim. Sanatın iyileştirici gücüne inanan bir insanım.    ..