Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '17

 
Kategori
İlişkiler
 

Online ilişkiler Workshop

Online ilişkiler Workshop
 

Sevgilimle ilişkimizin çok çok başında, sanki bir uzaylı görmüş gibi ona şunu söylemiştim; sen beni dinliyorsun?!
 
Hayatım boyunca birileri tarafından anlaşılmadım. Bu anlaşılmamanın sebebini kendim bildim ve kendimi hep daha çok anlatmaya çalıştım, daha çok. Daha da çok. İşler daha çığrından çıktı. “Beni kimse anlamıyor!” klişesinin içine gömülüp kendi köşeme çekiliyordum ki onunla karşılaştım.
 
Konuşmak iki kişilik bir eylem. Bir anlatanın ve bir dinleyenin olduğu. Anlatan kelimeleri karşı tarafa kusmadığı, dinleyen de duvar gibi olmadığında konuşma, açık bir kortta Federer ve Nadal’ın final maçını izlemek gibi şahane bir keyif veriyor insana. Konuşma tek taraflı olduğunda, sanki oyuncu sadece servis atıyor, top diğer tarafta ya karşılanmıyor ya da hep geleneksel bir vuruşla karşılanıyor, dolayısıyla top ya geri dönmüyor ya da kötü dönüyor. Maç, tek tarafın gösterdiğini sandığı performans ile kısa sürede son buluyor. Sizce de öyle değil mi?
 
Toplum olarak, istatistiki verilere bakmadan, dinleyen değil, anlatan bir toplum olduğumuzu yani sürekli tek taraflı bir müsabakaya çıktığımızı, dolayısıyla keyifsiz ilişkiler yaşadığımızı söylemek çok zor değil.
 
Evet ilişkililerimiz keyifsiz. Çünkü tek taraflı. Her zaman elimizde bir anlatıcı var ancak dinleyici yok.
 
“Neden dinlemiyoruz?” sorusunu sorup çevreme bakındığımda şu cevabı buldum kendimce; çünkü insanlar yeni bir şey öğrenmek, gelişmek, dönüşmek istemiyorlar. Geleneksel doğruları var ve senin kendince doğru bulduğun bir şeyi duymak işlerine gelmiyor. İnsanların kafasında kalıplar var. Bu kalıplar onları için doğru/yanlış, iyi/kötü, güzel/çirkin şeklinde dosyalanmış. Ağzından çıkan bir sözcükle, anlatacağın şeyin onlar için hangi klasöre gittiği daha ilk dakikadan konuşmanın bittiği anlamına geliyor.
 
İlişkilerde olmazsa olmaz şeyin, konuşmak-iletişim kurmak olduğunu net bir şekilde söyleyebilirim. Sevgiliniz ne kadar güzel ya da yakışıklı olursa olsun, ne kadar iyi bir kariyeri, parası, karizması olursa olsun, konuşamayan biri ile sağlıklı bir ilişki yürütmek mümkün değil. Dışarıdan var gibi görünen ancak içten içe sizi yiyen bir ilişki tabii ki yaşayabilirsiniz ancak benim bahsettiğim içinde doyduğunuz, kendinizi bulduğunuz, kendinizi daha çok sevdiğiniz, ürettiğiniz bir ilişki türü.
 
Bu durumu çok sağlıklı şekilde yaşıyoruz erkek arkadaşımla ancak bu harika iletişimin temelinde yine kendimizle olan iletişimimiz yatıyor. Neyi gerçekten sevdiğinizi, neyi sevmediğiniz halde birilerinden emanet aldığınızı, hayatınızda neyin olmasını istediğinizi yani kim olmak istediğinizi size sizden başkası söyleyemez. İçinizle, içinizdeki çocukla bu sağlıklı ilişkiye başladığınızda ise çevreniz anlattıklarınızı dinlemeye hazır insanlarla doluyor.
 
Gerek romantik, gerek ailevi, gerek arkadaşlık ya da iş ilişkilerinize önce kendinizle olan ilişkinizin, iletişiminizi kaliteli olduğundan emin olarak başlayın. Yani önce kendinizi dinleyerek, sadece duyarak değil, DİNLEYEREK başlayın.
 
Bu workshopta kendimizle olan ilişkimizi sağladıktan sonra hayatın bize sunduklarını izlemeye başlayacağız. Deneyimlerini paylaşan danışanların yorumları için buraya, workshop ayrıntıları için buraya tıklayabilirsiniz.
 
Sevgiler.
 
Toplam blog
: 7
: 182
Kayıt tarihi
: 02.10.16
 
 

Kişisel gelişim hakkında aldığım eğitimlerden, okuduğum kitaplardan öğrendiklerimi hayatıma uygul..