Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '13

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Önyargılı olmayan kızım

Sevgili kızım,

Önyargı, insanın  iyi düşünmeden, hemen bir şey hakkında  görüş bildirmesidir ki, çoğu zaman önyargılarımız sayesinde  güzel işleri kaçırır, güzel insanlarla dost olacakken , önyargılarımız sayesinde güzel dostluklardan da uzak kalırız.Hayatımızı güzelleştirecekken önyargılarımızın yoğunluğu sayesinde hayatımızı  kötüleştirebiliriz bazen.

Canım kızım,

Biliyorsun ben “Kişisel Gelişim “ dergilerinde yazılar yazıyorum. Bu yazıların olduğu dergileri  de insanlarla paylaşmaktan zevk alıyorum. Ben bu dergi ve kitaplardan faydalanıyorum ki , başkaları da faydalansın istiyorum.Ama faydalanmak istemeyen de oluyor.Hem de çok. Ya da faydalanmak istediğini söyleyip de ciddi okumayan, okusa da uygulamaya  tenezzül etmeyen  çok insan oluyor.  

Canım kızım,

Bu dergilerden bir tanesini,  bir öğretmen arkadaşa verirken dergide özellikle bir sayfayı açarak  O’nun sevmediği veya önemsemediği bir insanla yapılmış bir röportaj olan sayfayı gösterdim ona. Sayfaya bakınca  biraz durdu  ve  öteki sayfalara bakmadan dergiyi bana uzatarak “ sağ ol,  ben  almayayım” dedi.  Halbuki dergiyi alıp , evde öteki sayfalara  da  bakarak okusa belki de kendisine faydalı olacaktı. Ama o  “ cevizin kabuğunu kıramayan insan  cevizin hepsini  kabuk  sanır” misali, sevmediği veya önemsemediği insanın  fotoğrafını  görünce  hemen derginin tamamını öyle zannederek  gerisin geri bana verdi.

Sevgili kızım,

İşte hayatta önyargı aynen böyle insana zarar verir. Bazen insanların tek bir davranışına içerleyerek bir ömür ona önyargı ile düşman olanlar vardır. İşte çoğu şeye önyargı ile yaklaşan ve   önyargılı bakış açısı ile bakan insan  hem kendisi huzursuz olur, hem de çevresini huzursuz eder. Yani önyargılı insanlar ile fazla   haşır neşir olursa,  önyargılı insan olma ihtimalimiz artar. Bunu sana hatırlatmak istedim.

Canım kızım,

Çevremizde neşeli insanlara baktığımız zaman her şeye pozitif(Olumlu)  bakış açısı ile bakarak    faydasız şeylerin kendilerine zarar vermesine müsaade etmezler. Negatif(Olumsuz) bakış açısı  ile olaylara bakan insanlar ise  hem kendilerini huzursuz eder , hem de  çevrelerini. Bu yüzden psikologlar ve “ insani gelişim” uzmanları , negatif insanlardan  uzak  kalmamızı özellikle tavsiye ederler.

Canım kızım,

Ben de bu gerçeği  anladığım zaman bana değer vermeyen, bana negatif bakış açısı ile bakan, beni baştan savan insanlardan uzak kalmaya onlar ile muhatap olmamaya baktım. Bu  önyargı olarak algılansa da, değil. Çünki devamlı olarak onları davranışlarımızla sevdiğimizi gösterdiğimiz halde onlar aynı sevgi ile bize bakmıyorlarsa  bize değer vermiyorlarsa biz neden onlara değer verelim ki?Değer vermeyene değer vermek, insanın değerini düşürür.

Canım kızım,

Hayat bize istediklerimizi hemen vermiyor olabilir. Bunda tek suçlu biz değiliz. Bize değer vermeyenler olduğu kadar İnandığımız  Rabbimiz belki de bize bazı şeyleri geç nasip edecektir. İşe girmemiz, evlenmemiz, çocuk sahibi olmamız  hep geç nasip oldu ama  ben bunlara baktığım zaman “ geç oldu ama güzel oldu” diyebiliyorum. Ama insanlar bunu anlamadan  onların sahip olduklarına bizim de sahip olmamız için nerede ise baskı yapıyorlar önyargı ile . Halbuki onlar farklı biz farklı.Önyargının bir ayağı da  başkalarına da bizim hayat anlayışımızı dikte etmek ve onlara bizim gibi mal mülke sahip olmalarını  salık vermektir. Halbuki yaratan herkese mal mülk vermez. Herkese de akıl ve  bilgi vermez. Bunu da, bir  insanlar olarak anlamak lazım.

Canım kızım,

Hayat bize bazen servet vermez ama mutluluk verir. Kimi insan engellidir ama  mutlu olur. Çünkü  bilir ki,  mutluluk insanın istemesi ile olur. Kimi insan ise sağlam, yakışıklı  insandır ama bilgi yoktur.Cahalete  dalmıştır. Gelişmeye gayret etmez. Bu insan mutlu olmaz. “Para ile saadet olmaz” diyen atalarımız boşuna dememişler.

Canım kızım,

Önyargılarımızı bizler yaratırız çoğu zaman . Düşünmek, dinlemek, okumak , anlamak yerine her şeyi  biliyor edası ile davranmak bizi önyargılara götürür. Önyargılarımızı yıkmak için de  önce kendimize  bir çeki düzen vererek, hayata olumlu bakan, önyargısını yıkmış ya da çok az seviyeye indirmiş insnalar ile daha samimi arkadaşlıklar kurarak önyargılarımızdan kurtulabiliriz.

Canım kızım,

İnsan mesleki eğitimini iyi almak ile doktor, mühendis, avukat olmak ile  önyargılardan kurtulamadığı gibi , mesleki bilginin iyi olması hayatımızın  da sosyal olacağı , bize başarı ve mutlulluk getireceği anlamına da gelmez.  Çok zaman iyi eğitim almış insanların   arabaları ile giderken, ya da  müşterileri ile ilgilenirken çok zaman suratının asıklığına şahit oluruz. Belki mesleki bilgileri çoktur ama  insnalarla nasıl iletişim kuracaklarına, nasıl mutlu olacaklarına , nasıl hayatı güzelleştireceklerine dair kafa yormamış “ mesleği iyi olan , mutlu olur” önyargısına sarılmışlardır. Bu konu üzerine iyi düşünmek lazım.

Canım kızım ,

Ben önyargılarımı azalttığım zaman insnalar ile ilişkilerimizin de düzeldiğini gördüm. Ama bize karşı önyargılı olan insanların  önyargılarını  biz yıkamayacağımız için onlara  bir şey  yapamadım. Çünkü önyargıları onları o kadar esir almış ki, içlerinde büyüttükleri önyargı  devi onlara durmadan iyi güzel şeylerden uzak durmalarını tavsiye ediyor.Bu da insanların faydalı şeyleri görerek  onlardan  nasşplenmelerine engel oluyor.

 

 

Sevgili kızım,

Önyargılarımız bizi esir aldığı halde insanlarımız önyargılarının kendilerine ne kadar zarar verdiğini bilmeyecek kadar da gafletteler. Senin bu gaflete düşmeni istemem. Bu yüzden sana yazdığım bu mektubu  herkes faydalansın diye burada  paylaştım. İnşallah faydalı da olmuştur.l

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..