Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Kasım '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Orkestranın demokrasisi yoktur

Orkestranın demokrasisi yoktur
 

Başlıktaki sözler bana ait değil. Bu net hüküm cümlesinin söyleyeni, ünlü orkestra şefi Gürer Aykal. Benim de, yazıma başlık yapacak kadar hoşuma gitti, ilk okuduğum anda daha.


Gerçekten de orkestranın demokrasisi yok, değil mi? Düşünsenize, muhteşem bir senfoninin ortasında, alakasız bir perdeden araya giren trombonu ya da çelloyu. Senfonide düşünce ve ifade özgürlüğü yok. Besteci ne yazdıysa portreye, odur yaşanacak gerçek. Ne ötesi, ne de berisi.


Orkestrasyon parçalarda en çok aranan ruh, harmonidir. Yani farklı seslerin ve ses kaynaklarının hep bir arada ve uyum içinde çalınıp, söylenmesi. Ama yazıldığı gibi. Çarşaf çarşaf sayfalara, nakış gibi işlenen binlerce notanın, diyezin, bemolün, esin deşifre edilip hayata geçirilmesi. Ama milim şaşmadan. Ölçüsü ölçüsüne. Perde perde. Kah allegro, kah aldante.


Ya demokrasi. Demokrasi, farklılıkların rejimidir. Demokrasi, onlarca ideolojinin, yüzlerce fraksiyonun, binlerce düşünce yapısının ve on binlerce fikrin birbirlerini ikna etme çabasının minderidir, zeminidir. Mayasında; özgür düşünce, ifade ve örgütlenme hürriyeti, ses farkları, yorum farkları, ayrı ritimler, ayrı yarım sesler barındırır. Bir orkestra şefine ise asla tahammül etmez, demokrasi. Hele besteci, yanına yaklaşmaz, yaklaştırmaz.


Orkestralar, dünyanın en planlı organizasyonlarıdır. Bir dolu enstrüman, onlarca nefesli, vurmalı, yaylı, telli çalgı; bir eserdeki o binlerce notayı, milim şaşmadan icra eder. Demokrasilerse doğaçlama yaşanır. İrticalen yani eskilerin deyimiyle.


Demokrasi, içindeki farklı seslerin niyetini; kendi koruma sistemleri ile değerlendirir. Nasıl ki orkestra şefine ihtiyaç duymuyor ise, kendi hayatiyet alanına tecavüz eden seslere de yaşam hakkı tanımaz. Can derdine düşer, bir bakıma yani.


Farklı seslerin uyumu falan lafları hikayedir. Farklı seslerin zenginliği vardır olsa olsa demokraside. Ayrı enstrümanlardan, farklı zaman ve perdelerde doğaçlama dökülen notaların, her daim değişiklik gösterdiği bir işitsel kompozisyonda uyumdan falan söz etmek imkansızdır.


Birçoklarının dediği gibi, demokrasi, uyum rejimi değildir. Demokrasi, uyumsuzlukların verdiği rahatsızlığı en aza indirip; huzursuzluklardan huzur ve refah temin etme rejimidir. Demokrasi, bir mücadeledir. Her an, her platformda; başarma arzu ve isteği, kararlılığı gerektirir. İşte bu nedenle değerlidir.


Başarılı bir orkestra için neredeyse virtüöz derecesinde bilgili ve tecrübeli saz sanatçıları, bir de başarılı bir şef gerekirken; demokraside başarı ve refah, her birey anlamında pek tabi ki bilgi ve tecrübe ama illa ki kültür ister.


Demokratik kültürün mayasında ise hoşgörü ve güven yatar. Hoşgörünün hiç hoşlanmadığı şey önyargıdır. Güveni ise şüphe öldürür.


@Geçen sene bugün “Bugün Başka Yazı Yazamazdım”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=12172


@Geçen sene bugün “Ankara’nın Kumsal’ında Vurgun Yerdik”: http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=12203

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..