- Kategori
- Türkiye Ekonomisi
Orta Anadolu
Orta Anadolu Haritası.
Bulunulan yöre ve insanı hakkında söz söyleyebilmek için o yöre insanlarının tüm kesimlerinin yaşantılarını öğrenmek gerekir.Bazen bunun için aylar yıllar dahi kâfi gelmez.
Ancak İstanbul’da bürosunun dört duvarı arasında ahkam kesenler, günübirlik birkaç saatliğine gittikleri yerler hakkında ve o yöre insanı hakkında bilmediğimiz gerçekleri bilgileri aktarıyorlar(!).
Ulusal bazda daha dün gibi kısa zaman da yayına başlayan 40 kuruşa satılan bir gazete var.Yayın yönetmeni, birkaç gündür Orta Anadolu’yu geziyor, gördüklerini anlatıyor.
Nevşehir’den, Aksaray’a oradan da Konya’ya çarşı Pazar gezip hem yiyip içtiklerini, hem de vatandaşın nabzını tutuyor yazılarında.
Esnafla ;bakkalda , lokantada, markette konuşuyor.
“İşler nasıl” diye soruyor.
Aldığı cevap genelde hep aynı.
“Şükür”.
Bu arada AKP’nin kapatılması davası karşısında vatandaşın nabzını ölçüyor.Ölçü neye göre orası muamma.”AKP’nin kapatılması davasına öfkeliler” diye yazıyor.Konuştuğu vatandaşların “ekonomi bozulacak bu çekişmelerden” dediğini açıklayıveriyor yazılarında.
Orta Anadolu’da vatandaşların “halinden memnun” olduklarını, Anadolu’nun “kalkınma” aşamasında “zenginleştiğini, şehirlerini düzelttiğini, rahatladığını “yazıyor.
“ İstanbul ve Ankara’nın ve özellikle Medyanın Anadolu’yu bir daha keşfetmesi gerektiğini” söylüyor.
Ne diyelim.
Ünlü bir genel yayın yönetmeni böyle diyorsa doğrudur elbette dedikleri.
Lafı her yazısında dolaştırıp ya AKP’nin kapatılmasına yada “türban”a getiriyor ne hikmetse.
Bu yazılar üzerine acaba yazar mı gerçekleri görüp söylüyor.
Yoksa ekonominin gidişatı ve zamları dile getirenlermi?.
Esnaf demek ki “halinden memnun”.
Köylü “mazot fiyatından memnun”, dağdaki çoban da “aldığı ücretten memnundur”.
Asgari ücretin altında kaçak çalıştırılan işçiler “aldıkları ücretten memnundur”.
Sanayici girdi fiyatlarını göstererek “ürettiği mala zam yapıyor” her ay.
Bakkallarda, marketlerde, büyük alışveriş merkezlerinde “günübirlik” değişen etiketler vatandaşı etkilemiyor, 2 kilo pirinç almak için kuyruğa girip saatlerce bekleyenler başka ülkenin insanları demek ki, vatandaş yazarımızın her sorduğuna
“Şükür beyim” diyebiliyor.
Var bu işte bir terslik ama, ben çıkaramıyorum bir türlü o terslik nedir diye.
Ankara’da birkaç esnafa sordum işler nasıl diye.
“Durgun” dediler.
“Zamları nasıl değerlendiriyorsunuz?” diye soracak oldum.
“İşlerimizi daha da yavaşlattı.Vatandaşın elinde nakit para yok” dediler.
Ankara’da ekonomik durumuna “şükür” diyen pek yok.Orta Anadolu’da ise “çok”, hele hele bu kuraklıkta toprağa bağımlı olan bu yörelerde haline ve yapılan zamlara “şükür” deniyor ise diyecek bir şey yok elbette.
Bulunduğum çevrede şaşalı bir şekilde “çelenk”lerle açılan mağazalar kısa bir süre sonra “sessizce” kapanıyor, bu aralar her nedense.İşinden olan işçilerin sayısı hele hele kaçak çalışan işçilerin sayısında ki artış “şükür” dedirtmeyecek boyutta.
Yok yok bu işi biz bilmiyoruz(!).Doğruyu öğrenmek için bir Orta Anadolu “gezisine” çıkmak gerek(!).