Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Temmuz '12

 
Kategori
Güncel
 

Orta Doğu'da gerçek Stratejik Ortak kimdir?

Orta Doğu'da gerçek Stratejik Ortak kimdir?
 

Başkan Mesut Barzani ile Başbakan Erdoğan (Dolmabahçe Sarayı 04 Haz.2012 İstanbul)


Orta Doğuda şu sıralar herkes büyük bir kaygı içinde.

Bence Ankara daha büyük kaygılar içine düşmüş bulunuyor.

'Dahili ve harici' sorunlar bir çığ gibi yuvarlanarak ilerliyor.

Suriye Sorunu ne olacak?

Orta Doğu Pertrolleri nasıl paylaşılacak?

Bu paylaşımdan Türkiye hiç bir pay alabilecek mi?

Kekük – Ceyhan Petrol Boru Hattı neden sık sık bombalanıyor?

Gelecek seçimleri de etkileyebilecek olan PKK Terörü nasıl çözülebilecek?

Neden artık Suriye ile Irak yakınlarında ne bir uçak ne de bir helikopter hedefine gidemiyor?

İsrail Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan ile anlaştıkça Akdeniz'de neler olabilir?

Yeni Orta Doğu paylaşımında İsrail daha çok kimlerin yanında yer alacak? 

Yıldan yıla küreselleşen Ermenistan dayatmaları nasıl göğüslenecek?

Kader ağlarını kimden ya da kimlerden yana örüyor, dersiniz?

Yanlış hesap Bağdat’tan döner

İyi niyetle başlanılan Sıfır Sorun Batı’nın petrol iştihası yüzünden işlemedi.

Dengeler şaştı.

ABD ile NATO yetmezmiş gibi Rusya ile Çin de girdi işin içine.

Düşürülen Türk savaş uçağının nasıl düştüğü bir bilmece.

Bir şeyler saklanıyor kamuoyundan.

Uludereli kaçakçıların kıskıvrak yakalanabilmesi yerine acımasızca bombalanmasında da gizlilik sağlanmaya çalışılmış; gerçekler ortaya çıktığında gözlerimiz ‘fal taşı gibi’ açılmıştı.

Oysa her olayda olduğu gibi yanlış hesaplar ya Bağdat’tan ya ABD’den ya da Moskova’dan dönüyor.

Sayıları (36) bini bulan Suriyeliler en güzel biçimde ağırlanmaya çalışılıyor.

Bulgaristan Türkleri ile K. Iraklı peşmergeler’den sonra şimdi yeni bir komşu göçü yaşanıyor.

İsrail’in Kıbrıs Cumhuriyeti ile Yunanistan arasındaki yakınlaşma süreci kim bilir ne getirecek.

Batı’nın maddi ve manevi desteğinde gelişen Arap Baharı aldı başını gidiyor.

Ölümler, sürgünler, kaçanlar, iktidardan düşenler, devlet terörü estirenler birbirini kovalıyor.

Küreselleşme Türkiye için sorun çözücü içerikte değil

Batı’nın son otuz yıllık küreselleşme akımı kimi ülkeleri seçerek kendisine bağlama aracı oldu.

Petrol zengini ülkeler ile birlikte Batılı ülkeler zenginliklerine zenginlik katıyor.

Çin, Hindistan ile Brezilya’dan sonra az da olsa Türkiye de bu paylaşımdan yararlanıyor.

En az 100 yıl önce başlayan Orta Doğu tasarımları son yirmi yıldan bu yana bizi de vurmaya başladı.

En belirgin işlemler Terör Saldırılarının acımasızlığı ve son iktidar değişiklikleridir, diyebiliriz.

Bu arada Küreselleşmenin nimetlerinden yararlanarak zenginleşenler de çoğaldı.

Onlara öykünme durumunda olmayanlar ya içlerine kapandılar ya da suç işlemeye başladılar.

Komşularımız ile Sıfır Sorun içerikli siyaset önce Ermenistan sonra Irak, İran ve Suriye’den döndü.

Suriye’deki iş savaşa başından beri PKK’nın da karıştığı biliniyor.

Olayların perde arkasında sık sık Washinton’a gidip gelen Barzani’nin de rol aldığı ise çok açık.

Sığınmacılara can feda; yeter ki Suriye parçalansın!

Kimi yetkililer sığınmacılara ‘harçlık şeklinde düşünülen bir ödeme’ yapılması ve kimilerine iş verilmesi’ için kolları sıvamış.

Suriye kökenli kimi muhaliflerin Türkiye sınırına yığılması ile gıda dağıtımı gerginliği yaşanmış dün.

Akşam üzeri yörede ‘bir isyan daha’ patlak vermiş: 5'i polis, 1'i asker,7 Yaralı varmış.

New York Times’a göre ABD Yönetimi’nin Suriye’de diplomatik çözüm umudu tükenmiş. ‘Muhaliflere yardımın artırılıp müttefik ülkelerin daha iyi örgütlenerek Esad’ın zorla indirilmesi fikri öne çıktmış.

Birkaç haftadır Türkiye’nin güneyinde gizlice faaliyet gösteren küçük bir grup CIA ajanı, hangi muhaliflerin silahlandırılacağına karar veriyor. Ankara ve İsrail ile Esad sonrası dönem için görüşmeler yapılıyor.

Sanki birileri sığınmacılara can feda; yeter ki Suriye parçalansın, demek istiyor.

Batı Kürdistan kurularak Suriye parçalanır

Son onbeş günden bu yana Özgür Suriye Ordusu’nun Şam ve Halep’teki saldırıları artarak sürüyor.

Kuzey Irak Kürt bölgesel yönetiminin resmi yayın organı Peyamner;

‘Suriye’de Kürt nüfusun ağırlıklı olarak yaşadığı ve ‘Batı Kürdistan’ diye tanımladığı bölgenin Baas rejiminin askerlerinden temizlendiğini, bölgedeki tüm devlet binalarının Kürt yöneticilerin eline geçtiğini; devlet binalarına PKK ile onun Suriye kolu olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) bayraklarının asıldığını’ duyurmuş.

Az önce gelen bilgiler göre ‘Irak'ın başkenti Bağdat ve kuzeyindeki Kerkük şehrinde düzenlenen bombalı saldırılarda ölü sayısının 82'ye’ yükselmiş.

Bilindiği gibi dört ay önce Bağdat Ankara’yı içişlerine karışmakla suçlamış, Barazi’nin petrol anlaşmalarına karşı tepki koymaya başlamıştı.

Gerçek Stratejik Ortak yenice ortaya çıktı

Barzani’nin de düşünü kurduğu bilinen Büyük Kürdistan kurulmaya çalışılıyor adım adım.

Bağdat’a göz dağı verilirken Ankara için de Kerkük üzerinden politika yapmaması uyarısı yapılıyor.

Orta Doğu’daki her olayda söylenegeldiği gibi Stratejik Ortak Türkiye yine ‘kilit ülke’!

1990’larda uygulanan ABD’nin Kürt Kartı uzun soluklu bir satranç oyunu ile yeniden oynanmaya başlandı.

Böylece Irak Pertolleri Basra yerine Yeni Suriye üzerinden Akdeniz’e oradan da Batı pazarlarına akacak.

Görünen o ki Irak Petrollerinin üstünde oturan Barzani Batı için çok önemli.

Bu süreçte Türkmen Kenti Kerkük yine barut fıçısı.

Orta Doğu için belirgin bir yol haritası oluşturulamadığı için Türkiye’nin eli kolu bağlı! 

'Kürdistan Amerikan yanlısı topraklardır'

4 Temmuz 2003 günü Dukan Gölü kıyısında olduğu gibi yine ‘Izgara piliç, bol mayonezli patates salatası, sebze ve meyveler’ yenilecek.

O gün orada toplanan ‘yüzlerce ABD askeri, Kürt ahali ile’ ABD’nin 4 Temmuz kutlamaları yapılır.

‘Bir yandanpiliçler ızgara üzerinde nar rengini alırken, Kürtler de misafirlerini yöresel müzik, şarkı ve danslarla eğlendirmektedir.’

‘Tam bu sırada Amerikan Ulusal Marşı Star-Spangled Banner çalmaya başlar. Kürtler dahil herkes hazırolda Amerikan bayrağına doğru dönerek selama dururlar. Havuzun içindeki askerler bile suda kımıldamadan durmaktadırlar.’

O gün Dukan ziyafetinde Celal Talabani’nin ABD temsilcisi ‘Oxford eğitimli’ Barham Salih şunları söyleyecektir:

‘Burada Kürdistan’da, hiç unutmayın, dostlarımız, ortaklarımız ve müttefiklerimiz var. Burası, Amerikan yanlısı topraklardır.’

O gün Süleymaniye’deki Türk Özel Kuvvetler Bürosu basılarak Türk askerlerinin başına ‘çuval’ geçirilir.

(Yukarıdaki öyküleme Gazeteci Turan Yavuz’un Çuvallayan İttifak (9.Baskı 2006) adlı eserinden kısaltılarak alınmıştır.)

Orta Doğu’da nereye gidiyoruz?

Son gelişmeler ile birlikte düşündüğümüzde;

Orta Doğu paylaşımında kimin daha Stratejik Ortak olduğu daha iyi anlaşılıyor değil mi?

Gerçek stratejik hedef olması bakımından Irak Petrolleri de perde arkasındaki gizli emel olmasın?
Ekonomiyi de düzenleyen o gizli liberal el Başbakan Erdoğan ile Celal Talabani ve Mesut Barzani'yi de tokaşaltırmış olmasın?

Bu gelişmelerden petrol yanında su sıkıntısı da çeken İsrail hiç mi faydalanmayacak?

Bu amaçla her kim olursa olsun kullanılıyor ise; yarın çok daha değişik durumların ortaya çıkmayacağını kim söyleyebilir?

İran ile Ermenistan dahil dahil Orta Doğu’daki bütün gelişmelere göre Orta Doğu’da nereye gidiyoruz?

Bir de şunu soralım Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu son günlerde neden ortalıkta yoklar?

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..