Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '09

 
Kategori
Tarih
 

Osmanlı'yı gerçekten arayanlar...

Osmanlı Devleti 1299'da kurulduğunda çok küçük bir toprak parçasıydı. Ama onu kuranlar öyle bir adalet ve merhamete sahipti ki, işte bu sahip oldukları adalet ve merhamet sayesinde yüzyıllarca 3 kıta üzerinde hüküm sürdüler. Taki yine bazı milletler rahatsızlık duyup el atana kadar bu adalet ve merhamet duygusundan hiç birşey kaybetmediler.

Fakat bu üç kıtadaki onlarca ülke, Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra onu adeta mumla arar oldular. Osmanlı tarihten düşünce dünya başı boş kaldı. Osmanlı Devlet'nin zayıflamasıyla bağımsızlıklarını ilan eden birçok Orta Doğu, Balkanlar ve Osmanlı Devleti'nin himayesinde ki devletler uzun bir süre geçmeden düştükleri hatayı anladılar. Hem de geri dönülemeyecek bir yolda anladılar. Ama iş işten çoktaaan geçti elbette. Aslında biz bile kendi içimizde özellikle dünyada söz sahibi olma konusunda Osmanlı'nın hakimiyetini arar olduk ama belki bir çoğumuz bunun farkında bile değiliz. Dünya siyasetinde ki gücümüz ortada. Bu ortamda bizim ne kadar arka planda bırakıldığımızın argo tabirle kimsenin tınlamadığı bir ülke olduğumuzun en son örneği AB üyelik sürecinde yaşıyoruz zaten. Baştan sona bir oyalama taktiği sürüp gidiyor. Hatalı davrandıklarını ne kadar itiraf etselerde Türkiye'yi içlerine sindiremeyecekler. Sonuçta hala Türkiye'yi Osmanlı'nın bir parçası olarak görüyorlar. Ama Osmanlının sahip olduğu güce bugün sahip olsak bizim AB'ye ihtiyacımız olmayacağı gibi, onlar bizim belkide bugün taşeron ülkelerimiz konumunda olacaklardı...

Dünyadaki bütün uluslar geçmişlerine sahip çıkmak zorundalar. Yoksa gelecekleri uzun sürmez belkide hiç olmaz. Çünkü medeniyetler kolay kurulmaz, kolay gelişmez. Medeniyet içinde kültürleri barındırır. Kültürleri olmayan bir medeniyet ise ruhu olmayan bir beden benzer ki, ruhsuz bir beden sizce nedir ?

Osmanlı Devleti'nin yıkılmasından en çok zararı aslında onu yıkanlar gördü ve bugünde görmekte. En son örneği Filistin. İsrail-Filistin çatışmalarının olduğu günlerde bir TV programında konuşan yaşlı, ak sakallı bir Filistinli dede aynen şu cümleleri kurdu: "Biz Osmanlıya yaptıklarımızın bedelini ödüyoruz." Kimbilir daha kaç nesil çekecek bu cezayı. Osmanlı müslüman bir devletti. Himayesi altındaki devletleri de islam hukuku altında tuttular. Ama hiç bir zaman dinlerini değiştirmeleri için baskı yapmadılar. Bu hoşgörü oluşunca anarşi ve terör korkusu olmayan bir sistem ortaya çıktı. Çünkü temelinde islamiyetin adaleti, merhameti ve hoşgörüsü vardı. Ta ki Osmanlı yıkılana kadar...

Osmanlı yıkılınca bir çok ülke bağımsızlığını ilan etti. Bir sürü gruplar, dini istismar eden güçler ortaya çıktı. Ne oldu. Bağımsız devletler bağımsızlıklarının tadını çıkarabildiler mi? Din istismarı yapan güçler ve gruplar, batılıların da desteği ile hiçbir devlete huzur vermediler. Osmanlı olsaydı veya bugün Türkiye, Osmanlı'nın sahip olduğu güç ve etkiye sahip olsaydı bunların hiçbiri olmazdı. Çünkü adaletsizliğe, merhametsizliğe prim verilmezdi. Şimdi ne oluyor. Başını İsrail-ABD ve İngiltere'nin çektiği grup ortadoğu halkına bir günlük huzuru çok görüyorlar. Buranın halkıda bu huzur yoksunluğundan boşlukta yüzüyor. Ne bir gelecek planları var ne de hayalleri. Bir insanın hayallerini alırsanız o insanı öldürürsünüz. Hayali olmayan bir orta doğunun huzuru olabilir mi? Çünkü ortadoğu petrol yatağı. Buranın huzurunu temin etmek neden buradaki ülkelere değilde dünyanın öbür ucundaki ABD'ye, İngiltere'ye düşüyor. Osmanlı'nın gücüne sahip bir Türkiye'ye ihtiyaç var. Bunu onlarda çok iyi biliyorlar. Türkiyede krizler çıkarmalarının sebeplerinin altında da bu yatıyor zaten.

Uzun lafın kısası Osmanlıyı herkes özlüyor, arıyor, istiyor. Hem de her zamankinden daha fazla ihtiyaç var Osmanlı adaletine bugün. Osmanlı geri gelmez belki ama güçlü bir TÜRKİYE bölgenin hem lideri, hem hakimi, hem de koruyucusu olacaktır. Çünkü hala orada Osmanlı'nın manevi gücü mevcut. Bunu tüm dünya biliyor...

 
Toplam blog
: 91
: 3105
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

Yıllardır yazmadım... Şimdi yine devam.. Haftanın belirli günleri... Çünkü eskisi kadar vaktim yo..