Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '13

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Özgür Özgür

Yıllar önce tarlada çalışırken hemen yan tarafta kuzularını otlatan bir çocuk gördüm. Biraz işten kaytarmak birazda mesleki refleks olarak çocuğu çağırdım, koşarak geldi yanıma. Adını sordum, Özgür dedi. Nerede okuyorsun dedim 23 Şubatta dedi (İl merkezinde bir okul, tam adı 23 Şubat İlköğretim).Bir iki öğretmenini sordum tanıyormusun diye. Yüzüme garip bir ifade ile baktı ve merakla sordu. Sen bizim öğretmenleri nereden tanıyorsun? Bende öğretmenim dedim. Git abi işine öğretmensen ne işin var bu tarlada diye tersledi beni. Tam o anda babamlar eve götürdükleri ekinleri boşaltıp yenisini götürmek için tarlaya geldiler. İnanmazsan babama sor dedim.(Özgürle babam önceden birbirlerini tanıyorlar).Hemen traktörün yanına koştu. Babama seslendi: "Hacı dede bu senin oğlun mu?"  Babam  "Evet"  dedi. Özgür "Peki ne iş yapıyor?" dedi. Babam " Öğretmendir" deyince Özgür gayet ciddi bir yüz ifadesi ve ses tonuyla "Hacı dede ayıptır neden beni kandırıyorsun?" diye babamada fırçasını atarak kuzularının başına gitti.

O günden sonra Özgür'ü zaman zaman gördüm ama konuşmak kısmet olmadı. Aradan yaklaşık 10-12 yıl geçmişti. Bir hasta ziyareti için hastaneye gittik. Koridorda beklerken sabah mesaisine gelen görevliler vardiyasına başladılar. Bunların içinde bizim Özgür de var. Geçen zaman içinde bizim ki yaklaşık bir doksanlık babayiğit biri olmuş.Koridora girdi üstünü değiştireceği odaya varana kadar gördüğü herkese selam verdi, seslendi. Bir anda koridorun havası değişti. Üstündekileri değişip dışarı çıktı.Tulumunun arka cebinde çöp poşeti rulosu dikkatimi çekti. Bir anda Özgür odalara dalıp elinde kocaman çöp torbası ile çıkmaya başladı. Yarım saat çekmeden tüm odaların çöplerini aldı. O esnada asansör arızalı olduğundan aşağı inmesi gereken hastaların tekerlekli sandalyelerinin ön tarafından tutarak dört kat aşağı inip çıktı 2-3 kez.

Ben hastayı, ziyareti bırakmış Özgür'ü izliyordum artık. Eline aldığı paspasla koridorun aynı tarfaından başladı bize doğru tüm koridoru ışıl ııl parlatarak geldi. Paspas işi bitti.Gene bir kaç hastanın inmesine yardım etti. Bu arada hemşire hanımlar defalarca Özgür dediler.Her defasında bizimki "Geldim abla." dedi fırladı gitti. Verdiklerini götürdü, istediklerini getirdi. Lavaboya giden hastanın koluna girdi. Çocuk hastalara takıldı şaka yaptı.

Ben iyiden iyiye olaya kaptırmışım kendimi izliyorum. Bu seferde yer silme makinası ile koridora girdi Özgür. Bir kaç kez koridoru turlayarak pırıl pırıl yaptı. Makinayı yerine koydu.Koridora baktı. Ben yaptığı işi seyrediyor sanıyorken yüksek sesle konumaya başladı:"Aşağı inecek hasta var mı?  "Bir kez daha seslendi, biraz bekledi, baktı ses yok döndü mutfak olarak kullanılan küçük bir odya girdi elinde bir kupa çayla çıktı. Üzerinde lacivert tulumu, ayağında sarı lastik çizmeleri, ve elinde kupası ile kordorun öbür ucuna doğru gayet rahat ve düzgün adımlarla yürüdü.

Özgür yürürken ben ona hayranlıkla ve özenerek bakıyordum. Geldi işine başladı iki saat çekmeden tüm işini yaptı. İşi olmayan olaylara da yardım etti çayını aldı içe içe gitti. İşte benim içn dünyadaki en büyük adam, en güzel insanı. İşini hakkını vererek yapan kim olursa olsun, yaptığı iş ne olursa olsun önünde saygı ile eğilirim, hayranlık duyarım.

Evet Özgür ben seni öğretmen olduğuma inandıramadım.Ama sen beni ADAM olduğuna inandırdın.

 
Toplam blog
: 15
: 440
Kayıt tarihi
: 10.08.12
 
 

Üniversiteden biyolog olarak mezun oldum. Bir abimizin çayını içemeye gitmek öğretmen olmama sebe..