Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '08

 
Kategori
Haber
 

Özür mü, senaryonun gereği mi ?

Özür mü, senaryonun gereği mi ?
 

fotoğraf: Milliyet


Bir insana kırk defa deli dersen o deli olur. Biri bir yalan söyler, döner dolaşır o yalana kendisi de inanır.

Soykırım, en adi, en yüz kızartıcı bir insanlık suçu. Tarihi süreç içinde de ne yazık ki bir çok soykırımlar yaşandı.

En büyük soykırımlardan biri de Almanların Yahudilere uyguladığı ve yaklaşık altı milyon Yahudinin ölümüne sebeb olan soykırımdı.

Amerika'nın yerlilere ve zencilere uyguladığı soykırımdan her nedense hiç söz edilmiyor.

Haçlı seferleri de bir soykırım sayılmıyor ! Sömürgecilik, köle ticareti de bir soykırım sayılmıyor ! Fransa'nın Cezayirde yaptığı da !.

Ama, Osmanlı Birinci Dünya savaşının içinde. Savaş tüm acımasızlığıyla devam ediyor. Her ülke büyük sorunlar yaşıyor. Osmanlı da kendi birliğini düzenini korumaya çalışıyor. Ermeni toplumu, Osmanlının en güvenilir topluluğu. Her türlü görevde bulunuyorlar. Ticaret ve sanatsal faaliyetlerin çoğu onların elinde...

Savaş ortamı, Ermeniler, Fransa başta olmak üzere bazı Avrupalı ülkeler ve Amerika tarafından kışkırtılıyorlar. Ermeniler aldıkları bu büyük destekle birlikte Türklere karşı katliamlara başlıyorlar, bunun ilk örnekleri Güney bölgemiz Adana'da yaşanıyor. Bu bölgede, özellikle Fransızlardan büyük destek görüyorlar.

Fransızlar zaman içinde bu bölgeden çekilince, Ermenilerle, Türkler karşı karşıya kalıyorlar ve ne yazık ki karşılıklı bir katliamlar o zaman başlıyor.

Bu durum Doğu Anadoluda da Rus işgali sırasında yaşanıyor. Ermenilerin Rusların yanında yer alması, Ruslara güvenerek katliam yapmaları, o bölgenin insanlarının kızdırıyor ve karşılklı katliamlar başlıyor. Güçsüz kalmış, yönetim boşluğu olan Osmanlı, bu durumlara karşısında birşeyler yapamıyor.

Bu konuların uzmanı Ortadoğu konusunda kariyer sahibi, Yahudi Tarihçi Bernard Levis, Ermenilerin soykırıma uğramadığını, yaşanan olayların Soykırım tanımına uymadığını belirtmiştir. Bu konunun uzmanı bu sözlerinden dolayı Ermeniler tarafından kara listeye alınmıştır.

Şimdi gelelim günümüze. Ermeniler zaman içinde kurdukları örgütlerle, Dünyanın bir çok ülkesinde görev yapan elçilerimize, elçilik görevllilerimize karşı sayısız katliamlar yaptılar. Bu düşmanca girişimlerini hep devam ettirdiler.

Kurdukları örgütlerle lobilerle Türkiye'ye karşı bir savaş açtılar. Bir çok ülkede de Soykırım yasasını kabul ettirdiler.

Türkiyenin , arşivlerimizi karşılıklı olarak açalım, tarihçilerimiz birlikte çalışsınlar, bir şeyler varsa ortaya çıksın isteğine Ermeniler karşı çıktı. Bu da şunu gösteriyor. Ermenistan iyi niyetli değil.

Ermenistan bizim komşumuz. Ermenistanla bir dostluk içinde yaşamayı herkes istiyor. Bu, geçmişte acılar yaşamış iki ülkenin de yararınadır.

Görünen o ki niyetler pek iyi değil. Bu gerilimden yararlananlar rant sağlayanlar var. Beklentiler çok daha fazla.

Amaç, bir insanlık suçu olan Soykırımı ülkemize kabul ettirmek ve arkasından yaptırımlar için tüm Dünya ülkelerini bize karşı yönlendirmek.

Bunu uygulayabilmek için yıllardır bir senaryo uygulanıyor. Senaryo yavaş yavaş uygulanıyor.

İkinci Cumhuriyet, açılım edebiyatı, tarihle yüzleşme senaryoları, Orhan Pamuk'a söyletilen o malum sözler, şimdi de özür kampanyası...

Senaryo çok güzel işliyor... Senaryonun figüranları da görevlerini çok iyi yapıyorlar. Bu figüranların kimler olduğunu toplumumuz iyi biliyor...

Toplumumuzun geleceğine ipotek koyduracak, gelecek nesillerin alınlarında bir leke gibi duracak bu tür girişimlere karşı durmamızın zamanıdır diye düşünüyorum.

Geleceğimiz üzerine oynanan oyunlara karşı çok dikkatli ve uyanık olmalıyız. Özür dilemenin kuru bir ifade olmadığı, bunun arkasından nelerin geleceğini bilmenin, o kadar zor olmadığını anlamamız gerekiyor.

Sözde aydınların girişimi, bir özür için değil, senaryonun gereğini yapmak içindir.

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..