Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Pışşııık

Ekonomi, hatta tüm hayat, bir denge meselesidir…

Bu yazımızda, ekonominin dengesinden söz etmek istiyorum.

Ekonomideki dengenin basit şeklini, bizim mahallenin bakkalı Veli Emmi bile bilir. Ne kadar sermayesi varsa, ya Maldadır ya da nakit olarak kasasındadır. Eğer kredili çalışıyor ise, bir miktar borcu vardır ama karşılığı dükkânında mal, malı da sattı ise, kasasında nakittir. Sene sonunda bakar, varlığından borcunu çıktıktan sonra, kalan bir önceki senenin varlığından çok ise, Veli Emmi o kadar kardadır. Değilse, bunun tam tersi ise, Veli Emmi zarardadır ve kendine dönüp bir bakmalıdır. Bakmalıdır ki, bir yerde bir kör kuyu mu var, yoksa satışı yanlış mı yapmıştır.

Veli Emmi bunu bilir.

Veli Emminin derdi, Maliye Bakanlığının bütçesi de değildir. Ona zaten aklı ermez. Maliye de zaten kimsenin aklı ermesin diye bütçe yapar…

Ama Veli Emmi de, onun müşterisi Hasan emmi de bir şeye bakarlar…

Veli emmi ne kadar satmıştır, Hasan Emmi ne kadarını alabilmiştir.

Bu noktada da akılları hep hükümetin söylediği laflardadır…

Adam başına düşen milli gelir artmış… Bu artan gelirden Veli Emmi ne kadar almış, Hasan Emmi ne kadarını almış?

Eğer bunda bir gelişme olmamışsa, merak eder ve sorar…

Der ki; “ Yahu… Adam başına milli gelir şu kadar olmuş ama, ben evime yine geçen senekinden farklı bir şey götürmüyorum…”

Ya da Veli Emmi düşünür: “ Yahu… Geçen sene şu kadar kazandımdı, bu sene hiç artış olmamış…”

Peki, artan milli gelirden hissesine düşmesi gereken miktar nereye gitti?

Onun nereye gittiğini bir türlü bilemiyoruz ama hükümetimizin başkanı, simit ile nasıl geçinileceğini, nasıl karın doyurulacağı konusunda gayet güzel hesap yapabiliyor. Onun hesabına göre, asgari ücret ile simit alıp karnınızı doyurursunuz. Peki ya geri kalan ihtiyaçlar?

Onlar için de bir önerisi var mı?

Örneğin kışın nasıl ısınacağız? Kendi tersimizi tezek yapsak olur mu? Tabi, yediğimiz yalnız simit olunca, ondan oluşacak tezek ne kadar verimli olur, o da ayrı bir öneri beklentisine neden olur ya…

Ya da okula giden çocuğumuza defteri, kalemi nasıl elde edeceğiz?

Efendim… Dar zamandan geçiyoruz, biraz kemerleri sıkalım…

Sıkalım efendi sıkalım da, bu kemeri hep birlikte mi sıkıyoruz?... Mesela Başbakanımız ailece simit ile mi gıda ihtiyacını karşılıyor?

Isınma nasıl?

Tezek yakmıyorlar da, doğal gazdan daha doğal olan kendi gazları ile mi ısınıyorlar?...

Bunlar için de bir öneri olsa!

Çocukken bizi kandırmaya çalışan arkadaşlarımızın karşısına geçer, işaret parmağımız ile gözümüzün alt kapağını aşağı doğru çekerek “Pışşıııık” derdik…

Şimdi “Ekonomi de iyiye gidiyor” diyenler ile “Adam başına milli gelir arttı” diyenlere de biz PIŞŞIIIIK diyoruz.

Ve soruyoruz…

Bu artan neydi de bize bir şey düşmedi?

21 MART 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..