Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mart '12

 
Kategori
Güncel
 

Polis artık rastgele dövmeyecek(!)

Polis artık rastgele dövmeyecek(!)
 

Toplumsal muhalefet yapanlara polisin gösterdiği aşırı şiddet, hemen herkesin eleştiri konusu olunca, Emniyet Genel Müdürlüğü bu soruna “bilimsel olarak” el attı.

Aziz milletin muhalif gençlerine yine aziz milletin üniformalı gençlerinin kaba dayak atması: biber gazının kahredici etkisine karşın yine de genç kızları saçlarından yere savurması, erkekleri tekmelemesi “şık” görüntüler vermiyordu.

Medyanın muhaliflerin taleplerini, etkinlik amaçlarını yazmak yerine, sadece polis dayağını görüntülemesinin önüne geçilemiyordu.

Nerede koşturma var, kan var, bomba var, dayak var medya oradaydı.

“Harekette bereket var” parolasıyla haber üreten medyayı düzeltmek mümkün olamayacağına göre, polisin dayak atma biçimini düzeltmek gerekiyordu.

İşte Emniyet Genel Müdürlüğü hazırladığı bir kitapçıkla bu konuda “bilimsel ve teknik bir çalışma” ortaya koydu.

Elbette muhaliflere yine dayak atılacak ama öyle rasgele dövülmeyecek insanlar.

Örneğin saniyede 3 cop vurarak polisin yorulmasına neden olan eski sistem yerine, önerilen yeni tekniklerle tek cop vuruşuyla sonuç alınacak, böylece hem dayaktan hem “görüntü kirliliği”nden hem de polis enerjisinden tasarruf edilecek. 

81 İl Emniyet Müdürlüğü'ne gönderilen “Çevik Kuvvet Temel Eğitim Kitabı”nda her şey ayrıntısıyla anlatılmış.

Bir defa polis, coplu vuruşlarda hedef seçimine çok dikkat etmek zorunda olacak, öyle kafa göz girişmeyecek.

İnsan vücudundaki “atak noktaları” iyice belleyecek.

Bu “atak noktaları”, siyatik sinirlerin olduğu yerlermiş.

Kitapçık “bacağın arkasındaki siyatik sinirin 10 cm dizin üstü ve bacağın önündeki dizin çevresindeki oynak yerleri hedef seçin” talimatını veriyor.

Bu şekilde darbeyi yiyen muhalif bacak kasındaki “geçici felç” nedeniyle  “zihinsel bir sersemlik” yaşayacakmış.

Dolayısıyla fazladan cop vurarak hem medyaya kötü reklâm olamayacak hem de enerjiyi boşa harcamayacak polis arkadaşlar.

Polisin "yumrukla" veya "aletle" saldırısı sırasında muhaliflerin refleks olarak kollarını kaldırmaları, ön koldaki sinirlerlerin saldırıları "bloke" etmesi hiç de istenmeyen bir durum.

O zaman "ön kol kemiği sinirine yapılan atak noktası” için doğru bir seçimin nasıl yapılacağı açıklanıyor kitapçıkta.

“Sinir noktaları dirseğin 6–8 cm. üstünde, ön kolun üst ve iç tarafı olmak üzere iki tarafta” bulunuyormuş.

İşte bu noktalara isabetli bir vuruşla, kolda “hissizlik oluşması” sağlanacakmış.

Polisin vuruş noktalarında karavana ihtimaline karşın, eğitmenler bu noktaları bantlarla işaretleyecek, ardından da polisler ellerindeki sopaları bu hedeflere vuracaklarmış.

Anlaşılan toplumsal gösterilerde talimatı alan çevik kuvvet, “yıldırım harekâtı” şeklinde saniyelerle işi bitirecek.

Kaşla göz arası yapılacak bu operasyonun halk nezdinde dikkat çekici olmayacağı çok açık.

Evire çevire dövülürken debelenen,  direnen muhalifi izlemek nerde; teknik vuruşlarla “geçici felç” geçirip etkisiz kalan muhalifi izlemek nerde…

Medyanın da bu “iş”ten hoşlanacağını sanmıyorum.

Önceden dakikalar boyunca sürecek bir kamera çekimi yerine,  “geçici felç” geçirip saniyeler içinde yere serilen “dayakzedeleri” medyatik malzeme yapmak elbette sıkıcı olacaktır.

Demokrasinin vazgeçilmez temel değerlerinden biri olan “muhalefet” özgürlüğüne, sokaklarda, alanlarda reva görülen bu “teknik duyarlılık”  için devlet büyüklerine ne denli teşekkür etsek az gelir.

Acaba diyorum, biber gazıyla bu teknik vuruşlar eşgüdümlü kullanılabilse, daha fazla zaman kazanılamaz mı?

Hani ola ki, gösteri sayıları fazlalaşırsa, zamandan tasarruf için yani…  

TERZİ ALPARSLAN’A VEDA: Trabzon’umuzun simge isimlerinden, pek çoğumuzun Meydan’daki uğrak yerinin sahibi; yılların, siyasilerin ve ünlülerin terzisi, arkadaşlarımın babası sevgili Alparslan Ereker ağabeyimiz de aramızdan ayrıldı. Kendisine Allah’tan rahmet, çocuklarına ve dostlarına sabırlar diliyorum.

 
Toplam blog
: 152
: 700
Kayıt tarihi
: 17.07.08
 
 

Trabzonluyum ve bu kentte yaşıyorum. Kamuda inşaat mühendisi olarak çalışıyorum. Resmi görevimin..