Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Potansiyel yüklü suç kültürü-müz

Potansiyel yüklü suç kültürü-müz
 

"Ezenlere karşı, "Vicdan"ı ortaya koymak güçsüzlüktür."


Egemenler ve politikacılar dini "araç" olarak kullandıkları için gerçek anlamda "laik" bir düşünceye sahip olamazlar. İşleri-görevleri gereği Tanrıyı dünya işlerinde kullanmak zorundalar. Tarihin bize verdiği ders budur.

*

Devleti, yönetim tekeli; orduyu, silah tekeli olarak görenler dini de, "inanç tekeli" olarak görmek zorunda kalmışlardır hep.

*

Devletin dine karışması, dini de -zorunlu olarak- tekelleştirmiş; dinin tekelleşmesi -haliyle- dini de kurumlaştırmıştır.

*

Dinin kurumlaşmasıdır ki inancı ister istemez "sınıf mücadeleleri" içine çekmiş, böylece de din farklılıklarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

***

Din, öldürmeye karşıysa, savaşmaya da karşı olmalı-ydı. Oysa, tarih boyunca din savaşlarının hesabını tutmak olanaksız gibi. Demek ki, dinin savaşları engelleyici bir rolü de yoktur!..

*

Yoktur. Çünkü, yapılan savaşlar gerçekte din adına değil, GÜÇ adına (ezenlerle ezilenler; bir başka deyişle, kötülerle iyiler arasında) yapılmaktadır.

*

Öyle ya; Tanrı adına-din adına- din adamlarının, yüzyıllardır savaşarak milyonlarca insanın öldürülmesine başka ne ad verilebilir ki?

***

Halka-topluma- baktığımızda, görülen gerçek şudur ki; ancak zayıf karakterliler ezilmişliklerinin hesabını, ezenlere değil de, onları "Allah'a havale" ettiklerini görürüz!

*

Allah'a havale etmek; ezilmişliğini, hakkının yenildiğini sineye çekmek demektir. Bu anlamda halk, korkaktır!

*

Emeğini, alın terini, çoluk çocuğunun riskini başkalarına yediren insanın pasifliği, korkaklığı, güçsüzlüğü elini kolunu bağlar. Ama, bu gerçeği de kabul edemez. O zaman, uyduruk bir sebep bulur: "Kader", "alın yazısı", "Allahtan Bulsunlar", vb. gibi!

*

Toplumda kimler daha çok, "İşimiz Allah'a Kaldı" der? Kendisini çaresiz görenler. Kimler daha çok, "Allah seni islah etsin" der? Çaresizler..

*

Niçin çaresizlik? Durum, niçin böyledir? Çünkü, halk (ezilenler), Tanrı'ya inanır. Bu yüzden halk, ezilme durumuna katlanmış görünür.

*

Konumunu değiştiremeyen, dönüştüremeyen, bir başka deyişle, kendisini yaratamayan kişi, yaratandan (yine kendisinin yarattığından) medet umar:

*

Bu, zayıflıktır, pasifliktir. Dolayısıyla Tanrı -bu bağlamda- halkın zayıflığıdır, güçsüzlüğüdür.

*

Doğu toplumları ile Batı toplumları arasındaki fark budur. Batı, Kilise olayını; Rönesans ve Reform döneminden - özellikle de, Fransız Devrimi'nden sonra halletmiş, din ve devlet işlerini birbirinden ayrı tutmuştur. Bir başka deyişle, dini, halkın işlerinden uzak tutmuş (laiklik); yasalar çerçevesinde sadece bireye indirgemiştir..

***

Çağımız, (bilim çağı); Tanrı'yı sadece vicdanlarda kalacak şekilde görmektedir.

*

Bilimsel düşüncenin toplumsallaşamaması, bizim gibi ülkeleri çağdaşlaştıramamıştır.

*

"Yazgı" denen şeyi, efendinin sözünde aramaktan, MENDEL gibi bezelyenin özünde arayamamışızdır!

*

Toplumsal yaşam gelenekleriyle, düşünce yöntemleri arasında sıkışmış kalmışız!

*

Gördüğümüz her şeyi uzun uzadıya izlemekten, yapmaya fırsat bulamadan yaşlanmış, zaman trenini kaçırmışız!

*

Değiştiremediğimiz, dönüştüremediğimiz katı kurallarla örülü geleneklerimizin kurbanı olmuş, çağın gerisinde kalmışız!

*

Günümüzde, halkın bulduğu SUÇLUların neden hiç kabul görmediğini; ama bunun yanında hep GÜÇLÜnün haklı çıktığını hiç düşündünüz mü?

*

ZAYIFken  ALLAH'ını, GÜÇLÜyken ŞEYTAN'ını devreye sokarak işlerini tereyağından kıl çeker gibi kolayca yürüten insanların çoğalmasının suçunu kimlere yüklesek acaba?

*

Toplum olarak yarattığımız "POTANSİYEL YÜKLÜ SUÇ KÜLTÜRÜ", liderlerin yaptıkları yanlışları bile "doğru" olarak geri gönderiyor bize!

-- Alaettin Morgül-- 06.10.2013  

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..