Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ağustos '09

 
Kategori
Edebiyat
 

Ramazan ve bayram manileri yolunda kısa bir yolculuk ( 3 ) Abdülkadir Güler

Ramazan ve bayram manilerine geçmeden önce Türk Folklorunda sözlü kültür geleneğimiz içinde yer alan Ramazan ve bayram manileri Türk halk edebiyatı içinde kendine özgü ayrı bir yeri vardır. Öyle sanıyorum ki Türk Folkloru coğrafyasında ramazan yaşantımızda kayda değer gelenek ve göreneklerimiz arasında önemli bir yeri vardır. Bunun için Türk folkloru ve Türk edebiyatı bu alanda oldukça zengindir.

Türkler İslâm dinini kabul ettikten sonra bu yüce dinin inanç, ibadet, ahlak, esasları doğrultusunda yaşantılarına yeni yeni değerler katmışlardır. Bunları Müslüman halkın sosyal ve toplumsal hayatında geleneksel folklorunda gelenek ve göreneklerinde, sözlü ve yazılı edebiyatında fazlasıyla yer verdiğini görüyoruz. Türk halk edebiyatında Folklor coğrafyasında önemli bir ölçüde bunların izlerini görmek olasıdır. Özelikle üzerinde önemle duracağımız asıl konumuz olan maniler, karagözler, meddahlar, ramazan ve bayram günlerinde söylenen maniler, ilahiler ve okunan dualar, hatta güldürücü manili fıkralarla ramazanın ve bayram günlerimizin zengin bir halk kültürüne sahip olduğunu görüyoruz. Şiirsel bağlamda büyük şair Yahya Kemal Beyatlı’dan bir iki dize sunmak ve onu da saygıyla ve rahmetle anmadan geçemeyeceğim :

Top gürleyip oruç, bozulan lahzadan beri

Bir nurlu neş’e kapladı kerpiçten evleri..

Bilindiği üzere ramazan ayı, Müslümanlar için kutsal bir aydır, bu aydınlık, huzur dolu günlere 11ayın Sultanı diyenler vardır.Bu mübarek ayda oruç tutmak, ibadet etmek, özellikle bu günlerde fakirlere, düşkünlere yardım etmek halkımızın arasında maddi ve manevi açıdan önemli bir yeri vardır.. Ramazan günlerinde camiler dolar, taşar. Teravih namazlarıyla okunan ilâhiler, söylenen maniler, namazdan sonra evlerde geç vakitlere kadar yapılan eğlenceler, yapılan sohbetler birlik ve beraberliğimizin oluşmasında bir başka güzellik taşır, Özellikle İstanbul’da Direkler arası eğlenceleri başlı başına bir konudur. Karagöz ile, meddah ile otra oyunu ile yapılan tuluat tiyatroları ve bu bağlamda yapılan çeşit çeşit eğlenceler toplum hayatına ayrı bir çeşni katar. Tabi bu arada söylenen ilahiler, davul eşliğinde okunan maniler ramazana ayrı bir zevk ve ayrı bir çeşni katar ..

Halk edebiyatımızda bir tür olarak gördüğümüz bu maniler, Ramazan günlerinde kutlanan mutlu ve kutlu bayramlarda müminlerin has duygularını canlandırır, düşüncelerini, özlemlerini, acı ve tatlı anlarını, yalnızlıklarını, sevgilerini, hatta aşklarını bu manilerle dile getirmeye çalışırlar. Ramazan günleri ülkemizde birlik ve beraberliğin sembolü, barışın ve sevginin, geniş boyutlarda yardımlaşmanın kaynağı olur bu ramazan günlerinde. İşte sevinç, coşku huşu ve neşe içinde kutlanan bu ramazan günlerinde söylenen manilerden bir bölümünü bu bildirimde sizlere sunmak istiyorum. Ramazan’e girdiğimiz ilk günlerde büyük bezler veya afişlerle ramazanın gelişini aşağıdaki şekilde halkımıza ilan ediliyor:

Hamd eyle daim Yezdan’a
Gark etti bizi ihsana
Onbir aydır hasret idik
Şükür erdik ramazana..

Maddi ve manevi iyiliklerle gelen Ramazan ayı( On bir Ayın Sultanı) insanların birbirleriyle kaynaşmasına vesile olur. Camilerde gönüller birleşir, camiye gelenlerin sayısı günden güne artar, günahlar af olur, hatta gelenler arasında yaşlılar, genç kadınlar, genç kızlar, ve küçük çocuklar bile yer alır. Bu mübarek ayda yapılan istatistiklere göre suçluların ve suç işleme oranı yüzde elli civarında azaldığını bizim günlük medyadan öğreniyoruz. Çünkü tüm gönüller ALLAH için çalıyor. İşte bu güzel ve bereket yüklü günlerde manici başı hemen sözlü olarak şunları dile getirir:

Ramazan geldi dayandı
Camiler nura boyandı
Top atıldı, kandil yandı
Kalbimiz ona inandı.
Ramazan bize nur oldu
Kalbimize sürür oldu
Aç gözün hab-ı gafletten
Begim vakit seher oldu.

Ramazan günlerinde zevkle tutulan oruçların yanı sıra sahura kalkarken şu maniyi de dile getirirler;
Şekerim var ezilecek
Tülbentten süzülecek
Ver bahşişimi gideyim
Çok yerim var gezilecek.

Tabi bunu güzelce ve anlamlı bir şekilde söyleyen Davulcubaşı’ya bahşiş vermekte adettendir. Davulcu boş gönderilemez. Bahşiş vermek gelenektendir. İşte bu mübarek ramazan dolayısıyla davulcunun okuduğu manilerden:

Besmeleyle çıktık yola
Selam verdik sağa, sola
Ey benim aziz efendim
Ramazan- Şerif hayrola
Davulumun sesi kaba
Emeklerim oldu heba
Bahşişimi hazırlayın
İşte geldi bekçi baba.
Geldi kulun kelam ile
Komşulara selam ile
Dinlemeye hazır olsun
Bekçi söyler nizam ile.(9)

7-Türk Kültüründe Manilerin yeri İl İl Maniler ve Benim Manilerim/ Turgay
Aydın/ Hürsöz Gazetesi Aydın 2000.

8-Sivas Folkloru Dergisi / Nail Tan Mektup Manileri. sayı: 35/ Aralık 1975

9-Güneyde Kültür Dergisi/ Abdülkadir Güler /Yıl: 3 sayı:28 Haziran 1991/ Hatay.

Dilden keser zail ola
Zek-ü sefa kâmil ola
Efendim de devlet ile
Maksuduna nail ola.
Davul kapıya geldi
Yürüdü yaya geldi
Hazırlananın ağalar
Bahşiş almaya geldi
Davulcu sokak gezer
Güzel maniler düzer
Bahşiş verecekleri
Şöyle bakınca süzer
Davulcu pişkin misin?
Sel gibi taşkın mısın?
Böyle mani mi olur?
Söyle sen şaşkın mısın?

Davulcu bekçileri, ramazan gecelerinde mahalleleri dolaşa dolaşa bu ara da herkes sahur yemeğini yeğerken, evdeki ışıklar yavaş yavaş sönmeye başladığı anlarda davulcular da evlerinin yolunu tutarlar. Yine ramazan bayramının yaklaştığı günlerde vatandaşlarımız bayram namazına hazırlandığı anlarda yine davulcu baba şu maniyi söylüyor: Yumurtanın beyazına/ Kalkın hakkın niyazına, İki gözüm komşularım/ Haydin bayram namazına. Şimdi bildirimin asıl konusu olan Ramazan ve Bayram Manilerinden bir demet buraya eliyorum. Bu konuda inceleme ve araştırma yapacak olanlara belki yararlı olur diye sunuyorum:

Onbir ayın sultanı
Hoş geldin ya ramazan
Nur kapladı cihanı
Hoş geldin ya ramazan
Rabbimizin fermanı
Dertlilerin dermanı
Cehennemin kalkanı
Hoş geldin ya ramazan
Kadir gecesi kârdır
in ay sevabı vardır
Merhamet saçan yardır
Hoş geldin ya ramazan
Aylar için sultan
Seviniyor Müslüman
Sende inmiştir Kur’an
Hoş geldin ya ramazan.
Gökten iner melekler
Hoş geldin ya ramazan
Kabul olur dilekler
Hoş geldin ya Ramazan
Eve bereket geldi
Mü’minin yüzü güldü
Kalplerden pazı sildi
Hoş geldin ya ramazan
Allah’ın ihsan ayı
Mü’mine burhan ayı
Günaha gufran ayı
Hoş geldin ya ramazan
İlahi bir rahmetsin
Gayet büyük nimetsin
Hem müjde-i cennetsin
Hoş geldin ya ramazan
Onbir ayın Sultanı
Kıymetlidir her anı
Süslersin şu cihanı
Hoş geldin ya ramazan
Bir ni’metsin ki öyle
Durma hiç tövbe eyle
Bize şefaat eyle
Hoş geldin ya ramazan.
İnan seni özledik
Yollarını gözledik
Elhamdülillah dedik
Hoş geldin ya ramazan.
Teravihin bir başka
İnsan geliyor aşka
Bereket ekmek aşta
Hoş geldin ya ramazan(10)
Mü’min olan övünür
Geldin diye sevinir
Gafil sonra dövünür
Hoş geldin ya ramazan
Kur’an okur bütün diller
Aşkıyla coştu gönüller
Seherlerde açar güller
Geldi mübarek ramazan
Küsler gelir barışır
Sevgi olur sitemler
Mü’min nura karışır
Kalkar bütün elemler.
Teravihler bir başka
İnsan geliyor aşka
Bereket etmek, aşta
Hoş geldin ya ramazan
Kur’an okur bütün diller
Aşkıyla coştu gönüller
Seherlerde açan güller
Geldi mübarek ramazan (11)
Kalenin ardı pınar
Elimi soksam donar
Orucu tutamazsın
Yüreğim ona yanar.
Okudum yazar oldum
Avare gezer oldum
Her gün börek istiyor
Nefsime kızar oldum.
Rabbimin melekleri
Geziyor felekleri
Bu ay ikram edenin
Zay olmaz emekleri,
Sofrada fakir olsun
Tabağı çukur olsun
Karnı doyduktan sonra
Duayı okur olsun
Asalet kanda olur
Her şey imanda olur
Kefenin kıymeti yok
Fazilet tende olur
Bir elma beş olsaydı
Armutla eş olsaydı
İftarda hurma yemek
Bize nasip olsaydı.
Tavşana kurdum pusu
Gelir yahni kokusu
İftarda az yemeli
Sahurda çok doğrusu
İftar vakti oldu mu?
Ayran tasa doldu mu?
Yanındaki fakire
Yemek veren oldu mu?
Mübarek ezan sesi
Ruhuma sızan sesi
En hoşu kokuların
Oruçlunun nefesi
Melekler yere iner
Arza bir huzur siner
Kadir gecesi Allah
Mü’mine rahmet diler
Bayram geldi neşe’mize
Düğün dernek köşemize
Aman dostlar barışalım
Şeydan gitsin peşimizde.( * )
İyi bak sağ ile sola
Kalbimiz sevinçle dola
Ey Mü’minler, Müslümanlar
BAYRAMINIZ KUTLU OLA..(12)

10-Çağrı Aylık Sanat ve Folklor Dergisi/ Ahmet Yüzendağ/ s. 227- Ankara 1976

11- Türk Folklor Araştırmaları Dergisi koleksiyonları’( Cilt 15, 16 ve 17 )İhsan Hınçer/ İstanbul.

12- Türkiye Gazetesi/ Mehmet Ali Demirbaş ( 11, 12, 13 ocak 1997- İstanbul
( * ) IV. Uluslararası Türk Medeniyetlerinde Sözlü Kültür Geleneği Sempozyumu Bildirileri. 6-8 Kasım 2006. Fethiye Belediyesi ve Egeli Araştırmacı Yazarlar Birliği- Fethiye. Araştırmacı yazar Abdülkadir Güler'in sunduğu bildiriden bir bölüm. S.95-99.

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..