Recep, bebeğin emziğini ver ağzına!

Bin dokuz yüz seksen üç yılı, Arsa ve Arazi Beyannamelerini dolduruyorum. Altmış haneli bir köy Kanberli. Ev ev dolaşarak her gün birkaç kişinin beyannamesini yazıp imzalatıyorum.

Aynı zamanda da köylüler arasında dolaşan asılsız söylentilere cevap vermeye çalışıyorum. “ Devlet topraklarımızı elimizden alacak. Biz bu arsa ve arazilerin vergilerini ödeyemeyiz, dolayısıyla devlet el koyar. Arazilerimizin tapusu yok, o nedenle elimizden alacaklar” vb. asılsız bir sürü dedikodu dolaşıyor köylüler arasında.

Muhtar Kazım’ın ( P..ç Kazım diye anılırdı köy halkı arasında) beyannamelerini dolduruyorum. Betonarme küçük bir evi de vardı avlusunda. Muhtar vergiden korkuyor ya üç metrekare olarak beyan etti evini. Ben de muhtar banyo ya da tuvalet alanı kadar bir yer eder beyan ettiğin alan diyerek açıklamaya çalışıyordum ki; hiddetlenip “ Benim söylediğimi yazmak zorundasın!” diye sesini yükseltti. Hiçbir köylü ile tartışmaya gitmeden yazıyordum o ana dek, ancak ben de kızdım. Defterleri topladım ve muhtarın kucağına bıraktım. “ Ben mecbur değilim, mecbur olan birini bul, ona yazdır” diyerek terk ettim evi.

Ertesi günü muhtar elinde defterlerle kapımı çaldı. Köyde benden başka beyannameleri doldurabilecek kişi yok. Yanında bulunan Topal Osman, “ Öğretmen bey, hadi gidelim de bizim tarlaları da yazıver” dedi. Muhtar da yanlışını anlamış görünüyordu.

Topal Osman’ın evine gittik. Recep adında bir oğlu var. Evin tek erkek çocuğu. Yazıp çizmeye başladım. Odada bir de beşik var. Beşikteki bebek başladı ağlamaya. Ben yazmaya devam ediyorum. Bebek avazı çıktığınca ağlıyor. Recep'e “ Recep bebeğin emziğini ver ağzına” dedim. Recep oralı olmadı. Belki duymamıştır ya dikkati başka yerdedir diyerek tekrar ettim. Üç beş kez söylemiş olmalıyım ki “ Recep şimdi ben kalkıp vereceğim bebeğin emziğini dedim ve kalkıp verdim. Recep sessiz iki büklüm suçluluk duygusuyla oturuyor karşımda bir şey de demiyor.

Daha sonra öğrendim ki; erkek babasının yanında çocuğunu sevip okşayamaz hatta çocuğun emziğini bile veremezmiş. Erkek eşeğin sıpası mı olurmuş, değil mi ya!