Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '10

 
Kategori
Güncel
 

Referandum ve play random (1)

Referandum ve play random (1)
 

Evet mi, hayır mı?


Bakıyorum bir çok kalem erbabı referandumla ilgili fikrini açıklıyor.

Genellikle de "hayır" diyecek olanlar.

Şahsen ben, böyle bir konuda oyumun rengini açıklamak istemezdim.

Ama bazı gelişmeler beni buna mecbur ediyor

Aslında retçilerin gerekçeleri, sağlam ve ikna edici bir zemine oturmuyor. Hatta bir kısmı mizahi, mantıksız ve çocukça duruyor. Sanki doktor reçetesiymiş gibi değişikliğin, vatandaşa yararı olup olmadığından söz ediliyor.

Gerçekten de bu anayasa paketi, sıradan vatandaşa, kayısı ve fındık üreticisine bir yarar getirmiyor. Bunu biliyorum. Ama aynı zamanda, meclisten çıkan her kanunun tüm vatandaşları doğrudan ilgilendirmediğini de biliyorum.

Meselâ, "inanç hürriyeti" bir ateisti, "hayvancılık yasası" bir tekstil üreticisini hiç alâkadar etmiyor. Çünkü böyle yasalar, muhatapları dışındakilere bir şey söylemiyor. Üstelik kanunlar her zaman, vatandaşa bir takım imkânlar sunma amacıyla yapılmıyor. Emredici, yasaklayıcı, zorlayıcı, cezalandırıcı yasalar da çıkarılıyor.

Referanduma karşı olanlar konuşuyor. Neymiş? Erdoğan bu paketle kendini "yüce divan"dan kurtarmaya çalışıyormuş.

Bunu da, AYM ve HSYK'nın yapısını değiştirerek gerçekleştiriyormuş. Tüm hakim ve savcılara, HSYK üyelerini seçme hakkı vermek bu anlama geliyormuş! Sanki yüksek yargı mensupları dışında kalan mahkeme üyeleri, "temyiz yeteneği"ne sahip bulunmuyormuş. Anlaşılıyor ki, şimdiye kadar yargıyı bağımsız (!) yapan, "körler ve sağırlar, birbirini ağırlar" yani, "sen beni seç, ben de seni seçeyim" durumlarıymış.

Bu yazıyla, hayırcıları ikna etmek gibi bir amaç gütmüyorum. Bu yüzden, paketin maddelerinden örnekler sunma zahmetine katlanmayacağım. Zira karşımda, bu anayasa değişikliğini iyiden iyiye ve nesnel olarak inceledikten sonra "hayır" kararı vermiş bir grup bulunmuyor. Yani redçilik içerikten değil, paketin "Made in AKP" kabul edilmesinden kaynaklanıyor. Açıkçası karşıtlar ortaya, argümanlarını haklı gösterecek sağlıklı bir gerekçe koyamıyor.

Madem bir çok kişi, sanki her şeyimiz dört dörtlükmüş, paket karşıtları da çok haklıymış gibi, gerekçelerini ve "hayır" kararlarını açıklıyor, o zaman ben de gerekçelerimi ve "evet" kararımı açıklayabilirim.

Öncelikle bu anayasa paketinin, ülkeyi kökten değiştirecek sihirli bir değnek olmadığını belirtmeliyim. Çünkü bir masal aleminde değil, bir gerçekler dünyasında yaşıyoruz. Öte yandan, insanları eğitmedikçe, kanunları değiştirmenin çok fazla etkili olacağını düşünmüyorum. Çünkü erklerin, olgun ve nesnel insanlar tarafından temsil edilmediği bir yerde kurallar, gereği gibi işletilemeyecektir. Eğer bir ülkenin yüksek yargısı, mevcut kanunların ırzına geçiyor, yani onları hiçe sayıyorsa, yasaları yenilemenin müsbet bir getirisi olmayacaktır.

Hukuk ya da doğrular yerine, ideolojilerin ikame edildiği bir toplumda, yeni kanunlarla istenilen sonuç alınamaz. Bunun için müsbet yönde bir zihniyet değişimine ihtiyaç vardır. Kafalar aynı kaldıkça, acemi şöförün kullandığı mükemmel bir otomobilden alacağımız sonuç ne ise, bu değişiklikten elde edeceğimiz netice de "o" olacaktır. Olaya bu açıdan baktığımda referandum paketinin getireceği yenilikler beni havalara uçurmuyor.

Zira mevcut kanunlarımızda da Anayasa Mahkemesi, anayasa değişikliklerini esastan denetleyebilir; asker vatandaşı dövebilir, pislik yedirebilir, lağım suyu içirebilir; polis işkence yapabilir; Vali azarlayabilir şeklinde maddeler bulunmuyor. Ama bunların hepsi olmuş ve oluyor. Demek ki, her şey insanla başlıyor ve insanla bitiyor.

Koca koca adamlar çıkıp konuşuyorlar: "Bu darbe anayasasıyla bir yere varılmaz. Bununla ülkenin önü açılmaz" vs. diye bir sürü lâf ediyorlar. Değiştirmeye kalkılınca da hiddete kapılıyorlar ve tenkit ettikleri darbe anayasasını savunuyorlar. Üstelik kerhen de olsa, "evet" dememek için binbir mazeret uyduruyorlar.

Halbuki benim "evet" oyu vermek için açık ve güçlü bir gerekçem var. Çünkü bu anayasa değişikliğine PKK karşı çıkıyor. Referandumu engellemek için memleketin her bir yanında terör estiriyor. Oylama günü yaklaştıkça saldırılarını artırıyor. Neredeyse hergün, birden fazla noktayı hedef alarak askerlerimizin ve polislerimizin hayatına kastediyor. Onların ebeveylerini evlâtsız, eşlerini kocasız, çocuklarını babasız bırakıyor.

Meydanlarda "hayır!" diye bas bas bağıranlar bunu nasıl görmüyor anlamıyorum. BDP ise hem, hayırcılar safında yer alıyor, hem de son zamanlarda unuttuğu bir şeyi hatırlıyor ve federasyondan sözetmeye başlıyor. Aslında bu, gerilimi artırmaya yönelik kasıtlı bir söylemdir. Ortada böyle bir gerçek varken, "referanduma hayır demek" bana, PKK ve uzantılarının ekmeğine yağ sürmekmiş gibi geliyor.

Eğer bu anayasa değişikliğine "evet" demek iyi bir şey değilse, birileri bana kötüler (PKK) in niye bu kadar azıttığını ve niçin referandumun önünü kesmeye çalıştığını anlatmalıdır.

...................

(1)- Referandum ve gelişigüzel çalım/atım

Resim: kamudanhaber.com

Not: Ha bu arada Çetin Doğan hastaneden taburcu olmuş. Kendisine bir dahaki tutuklama kararına kadar "geçmiş olsun" diyorum.

 
Toplam blog
: 462
: 707
Kayıt tarihi
: 28.04.07
 
 

Emekliyim. Herkes gibi benim de bir dünya görüşüm var. İnsanların farklı fikir ve inançlara sahip..