Roman kadın ile birkaç dakika..

Yakında da Ümre'ye gideceğini söyledi, lakin söylemedim kendisine Kur'an kitabında bile bahsi geçmediğini bildiğim Ümre ziyaretinin sadece ticari amaçlı sonradan düzenlemeye konulan ibadetmiş gibi sunulan bir çeşit aldatmaca olduğunu kalbi kırılmasın ve inancına saygılı olayım diye..(ayrica, hacca gitmenin islam inancına göre farz olduğunu hepimiz biliyoruz)

Çiçekçi kadın geldi bu sabah mağazama elindeki çiçekleri satmak için.

Uzun pazarlık sonrasında satın aldım kıpkırmızı gül demetini.. (Pazarlıksız çiçek almam katiyen!. Yıllar önce Gülnaz arkadaşım öğretmişti bana)..

Oturdu Roman kadın koltuğa..

Başladık siyaset konuşmaya. (Ayrıca çok severim Roman'ları, doğal oldukları için)

Romanlar dahil hiç kimsenin diğer insanlardan farklı özel bir ayrıcalığa sahip olmadığına vurgu yaparak dünyadaki bütün insanların yaratıcı tarafından eşit sayıldığı, ancak insanlar tarafından ayırım yapıldığını söyleyince, kadın birden sözümü kesti ve 'benim Romanım diyor Başbakanımız' diye avucunu yumruk yapıp kolunu yukarıya kaldırdı.

Yok! beni korkutmak için değil, sahiplenmek için Başbakanı.

Detaylara girmek zorunda kaldım. Yaşlı kadının anlayabileceği dilden yorumlamaya başladım daha sonra ve dünyayı, Amerikayı, siyasetçileri ve yolsuzlukları dilim döndükçe izah etmeye çalıştım.

Roman kadın ayağa kalkım ne dedi biliyor musunuz sevgili okuyucular?

- 'Yoksa bizi kandırıyor mu bu adam?"..Dedi ama, hem sordu hem de cevap verdi şeklinde!

Arkasından devam etti sözlerine ve söylene söylene kapıya doğru yürüdü, 'bana ne ondan. ben namazımı da kılarım orucumu da tutarım. Yakında Ümreye'de gideceğim. Allah ile aramda olan şeye kimseyi karıştırmam. (kendi şivesiyle) bunların epsi de yalanci..!" dedi ve hayırlı işler dileyerek mağazamdan ayrıldı..

'Epsi de yalancı' düşündürücüydü.!

Vatandaş herşeyin farkındadır aslında..