Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '07

 
Kategori
Sinema
 

Roman ucuz ama film fiyakalı!

Roman ucuz ama film fiyakalı!
 

... Ve karşınızda "Ucuz Roman"!...

Jules ve Vincent, ünlü mafya Marcellus Wallace adına çalışan tetikçilerdir. Wallace Vincent'tan yokluğunda karısına gözkulak olmasını ve onunla iyi vakit geçirmesini ister. Ancak bu Vincent için kolay olmayacaktır. Butch Collidge, bir dövüş karşılığında Wallace'ın parasını alan ancak dövüşmekten vazgeçen eski bir boksördür. Artık onun da başı derttedir. Bunun üzerine Wallace, en iyi tetikçilerinden biri olan Vincent Vega'yı (John Trovalta) Butch'un evine yollar... Diğer iki öyküde Vincent Vega'nın Marsellus'un karısı Mia (Uma Thurman) ile yaşadığı bir akşam ve ortağı Jules (Samuel L. Jackson) ile başına gelenleri konu alıyor.

Quentin Tarantino ve Roger Avary'in En İyi Senaryo dalında Oscar kazanmasını sağlayan "Ucuz Roman" içerisinde üç filmi birden barındırıyor aslında: "Altın Saat", "Vincent Vega ve Marsellus Wallace'ın Karısı", "Jules, Vincent, Jimmie ve The Wolf."

"Bu lanet olasıca milkshake gerçekten çok güzel. 5 dolar eder mi bilmiyorum, ama lanet olsun gerçekten çok güzel" (That's a pretty fucking good milkshake. I don't know if it's worth five dollars but it's pretty fucking good?) gibi durmayan dialoglarla süslü film, IMDB tüm zamanların en iyi filmleri sıralamasında 7. sırada.

Filmdeki Açıklanmayan Ayrıntılar ve Tarantino Bilmeceleri: [*]

- Filmde kimi açıklanmayan doğaüstü konular mevcut ve bunlar için birçok senaryo yazılmış filmin fanları tarafından. Herkesin büyük hayranlıkla baktığı çantanın içinde ne olduğu hala daha belli değil. En büyük olasılık Marcellus’un ruhu olduğu yönünde. Bir mitolojiye göre, şeytan ruhunu satın aldığı kişilerin ruhunu ensesinden çekiyor. (dikkat ettiyseniz Marcellus un ensesindeki yara bandının buna işaret olduğu söyleniyor. Çantanın şifresinin de 666 olması bu fikri güçlendiriyor. Ama işi biraz geyiğe vuranlar çantanın içinde Rezervuar Köpekleri’nde çalınan elmasların olduğunu söylüyorlar.

- Çantanın içinde Wallace’ın ruhunun olduğu tezini doğrulamak için Jules ve Vincent’in Brat’i öldürürken ortaya çıkan ışığın onun ruhu olduğunu ileri sürülmüş. Ancak bu bazılarına göre yanlış bir yorum. Açıklaması: Bu muhteş.m ikilinin aynı odada öldürdüğü diğer iki adamda ve Vincent’in kazara zenciyi vurduğu sahnede böyle bir ışık söz konusu değil. Bahsi geçen o ışık sadece Jules’un ateş ettiğini gösteren kamera açısından Vincent’in de aynı anda ateş ettiğini göstermek için değiştirilen ve sonra hemen tekrar Jules'a dönen görüntülerin arasını doldurmaktan başka bir fonksiyonu olmayan güzel bir sinemasal geçişten başka bir şey değil.

Ayrıca Tarantino bir röportajında bahsi geçen tezi düşünerekten filmi çekmediğini açıkladı. Ama elbette çantada ne olduğunun seyircinin doldurması gereken bir muamma olması amacıyla çantaya ışık koyduğunu kabul etti. Ama bu tezin Tarantino tarafından önceden düşünülmediğini kanıtlayan başka bir olaysa Marcellus’un ensesindeki yara bandının film çekimleri esnasında bir yarayı kapatmak için oyuncu tarafından kullanıldığı ve Tarantino’nun da hoş gözüküyor diye bunu çıkarttırmadığı biliniyor.

- Kurşunların durması ya da Vincent ve Jules’a değmeden geçmesini şu şekilde açıklıyorlar. Tanrı Vincent ve Jules’a ikinci bir şans veriyor filmde Jules’ın da dediği gibi. Şans vermesinin sebebi ise bu işi bırakmaları isteniyor(Tanrı istiyor - bunu da yine filmde Jules söylüyor). Bu olaydan çok etkilenen ve inanan Jules işi bırakıyor ama Vincent pek üzerinde durmuyor bu olayın. Filmin ortalarında ise(aslında sonunda) Vincent ölüyor hem de şans eseri. Ama Jules hayatta kalıyor. Bunu da filmin fanatikleri Vincent’ın tanrının sözünü dinlememesiyle bağdaştırıyorlar.

- Filmde Tarantino’nun gerçekten önceden düşünüp tasarlayıp filme koyduğu son derece zeka kokan birkaç numara:

- Butch'un iplerden kurtulup dükkandan kaçmak için kapıya yönelip önünde durduğunda, sekansa dikkat. Kapının önünde duruyorken hemen başının arkasındaki duvarda üzerinde “teenesse” yazan bir araba plakası var. Bu esnada kaçıp kaçmayacağını düşünürken, aşağıdaki bodruma inen kapı tarafına baktığında bazıları sönmüş kırmızı neon ışıklarıyla bir yazı var: “kill zed” .Yani eğer kaçmayı tercih ederse kapı tarafındaki plakanın üzerinde yazdığı gibi “teenesse”ye bağlantısının olduğu yere gidecek yok eğer aşağıya gitmeyi tercih ederse elinde tuttuğu zed'in Z logolu “chopper” anahtarlığındaki harfinde yardımıyla “kill zed” emrini gerçekleştirecek. Nasıl ama akıllara zarar bir numara, üstelik gerçekten düşünülmüş. - Filmi izlerken pek çoğumuzun (dublaj nedeniyle veyahut buna sinemada altyazı yazılmadığı için) farkedemediği bir gelişmede (sıkı durun): aslında Vincent ve Mia’nın Jack Rabbit Slim's deki dans yarışması ödülünü kazanmamış olmaları. Zira Butch filmde kendi apartına yavaş ve dikkatlice yaklaşırken bir radyo yayınının kısık sesi duyulur. Ve duyulan yayında bir haber geçilir: 'Jack Rabbit Slim's de kavga çıktı ve bir adamla bir kadın dans yarışması ödülünü çaldı.' Gördüğünüz gibi sen filmi defalarca izle ve her seferinde Tarantino seni kandırmayı başarsın. - Başka bir radyo yayını numarası da filmin hemen başında yer alıyor. Vincent ve Jules 3 kişiyi öldürecekleri odanın önüne gelene kadar ilerledikleri uzun (adeta bir labirent) koridorda duyulan bir radyo haberinde de şu geçilir: <ı>Butch ve ....'nın box maçı...... - Ayrıca Vincent ve Mia Jack Rabbit Slim's e girdiklerinde Vincent etrafta göz gezdirir ve gözüne koşulan bir oyuncak araba yarışı çarpar. Eğer dikkatli bakarsanız arabaların renkleri mavi, beyaz, pembe, turuncu, sarı ve kahverengi. Yani iyi bir Tarantino takipçisine şu an bu cümleyi ben bitirmeden çoktan vay be dedirten olay: Bu renkler “Reservoir Dogs” taki esas ad.mlarımızın kendilerine takmak için rumuz olarak seçtikleri renk isimleri. Ayrıca aynı numarayı Kill Bill’de de yaptı Tarantino. Gelin, Hattori Hanzo’nun sushi barının üst katında kılıç koleksiyonuna bakarken kılıçların renklerine dikkat... [*]

Tarantino'nun filmleri, diyalogları, parçalanmış kronolojik akışı ve pop kültür takıntılarıyla ünlüdür. Sıklıkla şiddet sahneleri içerir ve <ı>Rezervuar Köpekleri, <ı>Ucuz Roman ile <ı>Kill Bill gibi ana filmlerinde bol bol etrafa sıçrayan ve oluk oluk akan kan görüntüleri bulunur. Yine de insanları etkileyen bu sahnelerin yarattığı gerilim ve rahatsızlık değil şiddetin günlük hayat içinde yer alması ve şiddet üzerine yapılan kara mizahtır.

Tarantino filmlerinde reklam yapmamak için ürün koymamasıyla da tanınır. Bu nedenle bir ürünün kullanılmasının gerekli olduğu durumlarda ya hayalî markalar yaratmış ya da artık kullanımdan kalkmış markaları kullanmıştır. <ı>Ucuz Roman 'da kullanılan Red Apple sigaraları ve Big Kahuna Burgers gibi hayalî markalar, <ı>Dört Oda, <ı>Gün Batımından Şafağa, <ı>Kill Bill ve hatta <ı>Romy and Michele's High School Reunion gibi çeşitli filmlerde de kullanıldı. Yönetmen aynı zamanda kahvaltılık mısır gevreğine olan düşkünlüğüyle de tanınır ve birçok filminde bunların kullanıldığı sahneler vardır. <ı>Rezervuar Köpekleri ve <ı>Ucuz Roman 'da Fruit Brute ve <ı>Kill Bill'de Kaboom gibi hayalî markalar kullanmıştır.

1990'ların başında doğrusal olmayan öykü akışını, diyalogları ve kanlı şiddet sahnelerini cesurca kullanmasıyla kısa sürede ünlenen Tarantino bilinen Amerikan film klişelerine yeni bir soluk getirmiştir.

1990'lardaki bağımsız sinema kuşağının genç yönetmenleri arasında en tanınmış olanıdır. Tarantino hem popüler hem de <ı>art-house sineması hakkında ansiklopedik bilgiye sahip, ağzı çok laf yapan ve son moda konuları takip eden bir <ı>hipster olarak tanınır.

Peki filmin hiç mi eksiği yok. Klasik sinemedan bakarsanız filmin sizin için yapacağı hiçbir şey yok. Ancak burada sinemaya yeni bir bakış açısı getiren, türleri kaynaştıran, senrayosunun oturduğu çerçevesiyle geniş bir film izliyoruz.

Benim "olmasaymış daha iyi olurdu" dediğim yerler, Tarantino'nun asabiyet dolu oyunculuğu, illa bir fıkranın araya sokuşturulması ve ve gerçekten berbat fıkralar oluşu (ironi amacıyla konmuş, belli), sık sık geçen "zenci" sözcüğü (buna siyahi yönetmen Spike Lee eleştiri getirmiş ve bir filminde kullanmıştır), markalar (hayali olmayanlar) ve Vincent ile Butch'ın karşılaşması arasındaki zamanın belirsizliği...

Tarantino, "Çin'deki sinema yapmak isteyen 'kızgın gençlere neler söylemek istersiniz?" sorusuna çok iyi bir yanıt vermiş:

"Durun bir düşüneyim. Eğer hiçbir şansları olmadığını düşünüyorlarsa o zaman gerçekten de hiç şansları olmaz. Siz benden daha iyi biliyorsunuz. Bu en büyük hata olur. Hollywood büyük bir ticari makine. Neden benim gibi fazla eğitimi olmayanlara kucak açsın ki? Şansım olmadığını düşünmüş olsaydım bugünkü Tarantino olamazdım. Hep kendi şansımı kendim yarattım. İnancımı hiç kaybetmedim ve bir gün kaza eseri fırsatı yakaladım. Genç insanlar ikna etmeyi ve fırsatlar yaratmayı öğrenmeli. Birkaç yıl önce benim özelliklerimi taşıyan Çinli "kızgın gençler" istedikleri filmi çekemezlerdi. Ama şimdi koşullar değişti. Biz film çekmeye buraya geldik. Çok yakında istedikleri filmi çekebilecekler. Çok yakında, belki de şimdi..."

Kimbilir belki bizden de (ben de olmak isterim!) yepyeni yönetmenler, taze senaryolar ve usta işi filmler çıkar!

Kısaca, roman ucuz ama film fiyakalı! Kaçırmayın...

İzleyenler için Pulp Fiction’un Ayrıntıları: [*]

- Filmin adına kaynaklık eden olay; 1940’larda Amerika’da ucuza satılan çizgi romanlar temsil ediyordu.
- İnsanı asla sıkmayan adeta geyik muhabbetinin nasıl yapılabileceğinin talimatnamesi niteliğini taşıyan diyalogları, her biri insanı derinden vuran müzik parçaları, muhteşm üçlü kurgusu ve tabi ki entellektüel gangsterleri ile bir o kadar aptal karakterleri(Butch- “bora bora” muhabbeti bunu kanıtlıyor zira bora boraca diye bir dil yoktur, orada Fransızca konuşuluyor dolayısıyla sevgilisi Fransız kökenli olduğuna göre böyle bir yabancı dil öğrenme çabasına girmesine gerek yok. Ayrıca “bora bora”ya alternatif olarak bahsi geçen Tahiti zaten “bora bora”nın içinde bulunduğu ada, yani aynı yer.
- Quentine Tarantino başta hangi rolü seçeceğinde kararsız kalmış: Jimmy ve Lance. En sonunda Mia’nın yüksek doz sahnesinde kamera arkasında olmak istediği için Jimmy de karar kılmış.
- "Honey Bunny" ve "Pumpkin" in olduğu bölümler Amanda Plummer ve Tim Roth için özellikle yazılmış.
- Q.T Jules karakterini afro saçlı olarak düşünmüştü. Ama ekipten biri hem afro h.m de kıvırcık peruk getirmiş ve Jules kıvırcık saçı denediğinde Q.T’nin hoşuna gitmiş ve bunda karar kılınmış.
- Kaptan Koons’un küçük Butch’u ziyaretinde, bahsi geçen saati taşıyan havacı "Wynocki" Howard Hawks’ın Air Force (1943) filmindeki “John Garfield”ın oynadığı karakterin ismi ile aynı. Hawks Q.T’nin en sevdiği yönetmenlerden.
- Yapımcı Danny De Vito “Twins”de (1988) rol almıştı ve buradaki iki kardeşin ismi Juluis ve Vincent idi.
- Big Kahuna Burger daha önce From Dusk Till Down da yenmişti ve ilk olarak da Reservoir Dogs’da gözükmüştü.
- Butch’un içtiği sigara olan Red Apple aynı zamanda Four Rooms’da Tim Roth tarafından içiliyor.
- Fabienne’nin söylediği "Any time of day is a good time for pie" repliği aynı zamanda Quentin Tarantino tarafından yazılan True Romance’da Alabama tarafından söyleniyor
- Filmde Tarantino'nun oynadığı bölümü Robert Rodriguez yönetmiş.
- Jules'ün üzerinde “Bad Mother......” yazılı cüzdanı Q.T ye ait.
- John Trvolta’nın karakteri Vincent Vega Reservoir Dogs’daki Vic Veganın (Mr. Blonde) kardeşi.
- Küçük Butch’un TV de izlediği şov Clutch Cargo (1959)
- Vincent’ın 1964 Chevelle Malibusu gerçek hayatta Quentin Tarantino’nun kendi arabasıydı ve çekimler sırasında çalındı.
- Açılıştaki Honey Bunny ve Pumpkin sekansında Jules’un "Life" konuşması duyuluyor.
- Vincent’ın her tuvalete gidişinde kötü bir şeyler oluyor.
- Filmin başında Honey Bunny ve Pumpkin soygun hakkında konuşurken arkadan geçen Vincent’i görüyoruz.
- Lawrence Bender, filmin yapımcısı, kafede uzun saçlı gençlerden biri olarak gözüküyor.
- Steve Buscemi Jack Rabbit Slim's de garson Buddy olarak gözüküyor. Diğer yandan Reservoir Dogs da Mr.Pink olarak garsonlara bahşiş vermeyi reddediyordu.
- Vincet ve Mia ‘Jack Rabbit Slims’de otururken Mia “Red Apple” sigarası çıkarıyor..
- Taksi şoförü Esmeralda Villalobos (Angela Jones) Curdled (1991) adlı 30 dakikalık bir kısa filmde cinayetlerden sonra kalanları temizleyen bir karakteri oynamıştı. Bu onda öldürmenin nasıl bir şey olduğu merakını uyandırıyordu. Tarantino bu filmi gördü ve bu karakteri filme katmaya karar verdi.
- Fuck sözcüğü 276 kere kullanılır.
- Butch karakteri için Sylvester Stallone düşünülüyordu.
- Vincent Vega rolü Reservoir Dogs’da Vic Vegayı canlandıran Michael Madsen için yazılmıştı. Ancak Madsen başka bir filmin çekimlerinde olduğu için oynayamadı.
- Tarantino Wolf karakterini Harvey Keitel için yazmış.

Filmin Afişi de filmi tam olarak açıklamaktadır:

- Afişin sol üst köşesindeki 10 kuruş, Uma Thurman'ın elinin altındaki Pulp Ficton kitabı ve sigara.
- Uma Thurman'ın ucuz bir kadın olarak önünde duran kitaplarla birlikte diğer elinde tuttuğu sigarası filmin hikayesini tam olarak bütünlemektedir.
- Uma Thurman'ın ayakları da kareye girmiştir. [*]

- İlk senaryoya göre Vincent'ın Marvin’i iki kez vurması gerekiyordu . İlki kaza sonucu boğazından ikincisi ise acıdan kurtarmak için. Tarantino daha eğlenceli olacağını düşündüğü için bunu tek bir atış olarak değiştirdi .
- Almanya’da filmin DVD si 2 euro´ya satılıyor, yani bir nevi Pulp Fiction romanlar gibi.
- Ayrıca film kronolojik olay akışı sırasıyla Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde gösterilmiştir.
- Tarantino ve ekürisinin filmlerinde rastlayabileceğimiz, bizzat kendisinin uydurduğu markalar:

Red Apple sigaraları, Big Kahuna hamburgerleri.

- Jules ve Vincent asansörden çıktıktan sonra ayak masajı tartışması sırasında tüm koridor boyunca yürürler, Brett'in kapısına oradan pencereye ve tekrar Brett’in kapısına giderler. Tüm bu sahneler tek bir çekimde gerçekleştirildi.
- Butch un Zed'e samuray kılıcını tutarak söylediği replik: "You want that gun, don't you Zed? Go ahead and pik .t up. I want you to pik .t up." Tarantino'nun favorilerinden biri olan Rio Bravo (1959) filminde John Wayne'in canlandırdığı Sheriff Chance karakteri tarafından da söyleniyor.
- Vincent ve Jules´un vurdukları gençler aslında Amerika’daki ideal iyi çocuk tipleri (saç şekilleri, konuşmaları yani suçlu tipler değiller??). Koleje giden, suçla alakaları olmayan iyi aile çocukları. Yani serseri tipler yerine böyle tipler kullanılması filmin ilginçlikleri arasında. Çantanın bu kişilere nasıl geldiği, ya da Marcellus ile ne gibi bir ilişkileri olduğu da ayrı bir merak konusu tabi??

Mia ve Vincent birbirlerini şöyle çağırırlar:
John Travolta "Urban Cowboy" adlı filmde bir kovboyu, Uma Thurman da "Even Cowgirls Get the Blues" adlı filmde hayata otostopçu olarak başlayan ve bir bölümünde kovboyluk yapan bir kadını canlandırmıştır. Bu eski rollere binaen birbirlerini böyle çağırırlar.
- Filmin başlangıç aşamasında düşünülmüş (hatta anlaşılan bazıları çekilmiş) fakat filme konulmamış bazı sekanslar ve tabi dolayısıyla diyaloglar var. Bunlar:
- Mia, Vincent'a Jack Rabb.t Slim's e girerken”...senin gibi bir Elvis adamının seveceği bir yer...” diyor. Ve bu cümle bu haliyle havada kalıyor. Zira Mia bu sahnenin öncesinde ( mantıken öyle olmalı)Vincent’e dünyadaki insanların Elvis ve Beatles insanları olarak ikiye ayrıldıklarını iddia eden ve bunarın özelliklerinden bahseden bir manifesto çekiyor.
- Yine eğer hatırlarsanız Mia Vincent’in Amsterdam’dan yeni döndüğünü bilerek ona her sene kendisinin bir aylığına Amsterdam!a gittiğinden bahsediyor. Sonrasında bu muhabbet filmde yarıda kalıyor ama gerçekte bu Amsterdam muhabbeti ilerliyor olacak ki Vincent Amsterdam’da takıldığı hash bar da ki resimde bulunan cow girlün Mia olduğunu farkediyor.
- Filmin sonunda yer alan restoran sahnesinde Jules, Pumpkin ile Honey Bunny soyguna kalkıştıklarında ve Pumpkin Jules’a yaklaştığında Jules onu masanın altındaki silahıyla öldürüyor sonra Honey Bunny’i vuruyor ve bu esnada Honey Bunny’nin yere düşen silahı da restorandaki uzun saçlı hippi kılıklılardan birini kazara vuruyor. Yani kısaca tam bir keşmekeş oluyor ama hemen akabinde Tarantino bunun aslında, diğer ikili restoranı soyarken Jules’un aklından geçirdikleri yani hayali olduğu gösteriyor ve film bizim bildiğimiz seyriyle devam edip bitiyor.

- Tarantino'nun popüler kültürden (bazen kendi döneminin kültleri ve özel ilgi alanları da işe karışıyor. Sadece "popüler" demek doğru olmaz.) beslenen belirli temaları var:

Sonny Chiba buna bir örnek. Chiba'nın ismi daha önce ki filmlerinde de geçiyor. Onlarda Kill Bill'e gönderme mi yani. Chiba'yı seviyor ve bunu birçok kez kullandı. Büyük ihtimalle bir sonraki filminde bir daha kullanacak. Sevdiği temalar, karakterler, olgular (Mia'nın dizisi) arasında gezinmeyi seviyor ve bu açıdan istikrarlı bir "tekrar" mevcut. Sadece her yeni filminde (çok var zaten ) ufak bir "ön plana çıkarmak". Hepsi bu.
- Jules Ezeikel'i okuduğu ve ardından silah seslerinin duyulduğu bölüme dikkat:

Jules: ........ve senden intikam almaya geldiğimde adımın tanrı olduğunu anlayacaksın... bang bang bang bang bang bang bang bang Evet, Jules ve Vincent tamı tamına 9 kurşun atmışlardı ve Jules'un belirttiği üzere ondan intikmlarını alırken ona tanrının rakamı olan 9 kadar kuşun sıkarak adlarının tanrı olduğunu ona göstermişlerdi.

Bazılarına göre başka filmlerden çalındığı, bazılarına göre ise gönderme olan sahneler:

- Winston Wolf karakteri, Nikita'daki Victor karakterini acayip hatırlatıyor.- Vincent ve Mia’nın dans ettikleri sahnenin, Godard’ın bande à part filminden ve Butch’un, Vincent’ı öldürdükten sonra sokakta Marsellus ile karşılaştığı sahnenin de, Psycho’da, Janet’in, patronuyla karşılaştığı sahneden çalındığı gibi iddialar var. Filmde daha birçok gönderme ve arak sahne olduğu da söyleniyor. Mesela içindekilerin seyirciye gösterilmediği ve açıldığında parlayan çanta, Robert Aldrich’in ünlü film-noir’ı Kiss me Deadly ’de de varmış. Ayrıca uma Thurman’ın oynadığı Mia karakteri de, saçı ve makyajıyla Godard’ın ilk aşkı ve filmlerinin yıldızı Anna Karina’ya benzemekte.

Vincent her tuvalete gittiğinde kötü bir şey olur, bunlar:
- Honey Bunny ve Pumpkin kafeyi soymaya giriştiklerinde eleman tuvalette "Modesty Blaise" adlı kitabı okumaktadır. Ölmeden önce Butch'un tuvaletinde de aynı kitap elindedir. burada olan kötü şey ise ölmektir. Tarantino burada çantanın içindekilerden daha gizli mesajlar vermektedir.
- Yemek dönüşü Mia’nın evinde de tuvalete gider. Çıktığındaysa kızı komada bulur...

Vincent'in Mia'nın göğsüne sapladığı iğne sahnesinin çekimi ise ilginç: Vincent iğneyi Mia'nın göğsünden çeker gibi yapmış ve ters oynatılarak saplama efekti verilmiştir. Dikkatli seyredilirse arkadaki karakterlerin yaşlanmayıp gençleştikleri görülür.

- Kimi Kim öldürdü?
- Jules ve Vincent çantayı almak için gittikleri evde üç kişiyi öldürürler. Kanepede yatan oğlana sadece Jules ateş ederken, diğerlerini birlikte vururlar. - Vincent arabada kazayla Marvin i vurur. - Butch ise Vincent’ı, maç yaptığı boxsorü ve rehin dükkanındaki elemanı öldürür

Film Hatası: Dikkat ederseniz Jules ve Vincent 3 elemanı öldürdükleri evde 3. eleman tuvaletten 44'lükle çıkar ve Vincent ve Jules'e doğru ateş eder fakat vuramaz kamera Jules ve Vincent'a döndüğü ilk sahne(hani şu vurulduk mu lan? üzerimize birşey var mı? gibilerinden vücutlarını kontrol ettikleri sahne)o sahnede duvarda hiç bir mermi deliği yoktur. Jules ve Vincent silahlarını çekerek çocuğu kevgire çevirdikten sonra kamera yine Jules ve Vincent'a döner ve duvarda mermi delikleri vardır...

Quentin Tarantino’nun diğer filmi Reservoir Dogs ile benzerlikler:
- “Reservoir Dogs’da "garsonlara bahşiş vermem arkadaş!" babında uzuun bir monolog attıran Steve Buscemi bu filmde garson rolündedir... - Her iki filminde de açılış sahnesinde benzer türde mekan seçilmiştir. - Samuel L. Jackson, Reservoir Dogs’da Mr. Orange karakterini oynamak istemişti ancak Tim Roth’a verildi rol . Fakat Q.T Jackson’ı çok beğendiği için Jules karakterini Jackson için yazdı.

Pulp Fiction ile Kill Bill'deki benzer sahneler:
- Pulp Fiction'da Vincent'in Mia'nın göğsüne iğne sapladıktan sonra Mia'nın acı içinde hızlı bir şekilde doğrulması ve kendine gelmesi ile Kill Bill vol. 1'deki hastane sahnesinde gelin'in hasta yatağında yatarken kolunu sinek ısırması ile bir anda acı içinde doğrulması ve kendine gelmesi. Uma Thurman'ın çıplak ayakları, eliyle hayali dikdörtgen çizmesi.

[*]http://tr.wikipedia.org/wiki/Ucuz_Roman_(film)

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..