- Kategori
- Güncel
Rosa Parks
Neredeyse hayatının üçte birini hapishane geçirmiş, dünyanın önemli siyahi lideri Nelson Mandela ölüm döşeğindeyken, (Türk basını ve televizyonları -gündem yoğunluğundan olsa gerek- bu haberden pek söz etmese de yabancı basından öğreniyorum bu haberi) Barışçıl hareketlerin sürdüğü bu dönemdeyken bütün bunların ortak paydası olan sivil itatsizliğin öncülerinden Amerikalı Rosa Parks'ın hikayesini düşünmeden edemedim. Hikaye şu:
Rosa Parks 1913 yılında ABD’nin Alabama eyaletinde doğdu. En büyük trajedisi doğumuyla birlikte başlamıştı zaten, Amerika’da zenci olarak dünyaya gelmişti. Küçük yaşta babasını kaybetmiş, öğretmen olan annesiyle birlikte hayat mücadelesinin içine girmiş, çok genç yaşta da evlenmişti. Bir konfeksiyon atölyesinde çalışıyordu. Bir gün, Montgomery’de işten çıktı ve eve gitmek için otobüse bindi. Tarih 1 Aralık 1955’ti. O yıllarda otobüse siyahlarla beyazlar ayrı kapıdan biniyor, kendilerine ayrılan yerlerde oturuyorlardı. Otobüsün ön tarafı beyazlara, arka tarafı siyahlara aitti. Orta kısımda ise, eğer beyazlar ayakta değilse ve yerler boş ise siyahlar oturabilirdi. Rosa ve dört siyah da bu bahsedilen yere oturdular. Daha sonra tüm oturma yerleri doldu ve iki üç durak sonra otobüse beyaz bir erkek bindi. Rosa dört siyahla birlikte otururken, beyaz adam, siyahlarla beyazlar yan yana olamayacakları için beş siyahın da yerleri boşaltmasını istedi. Diğer dört siyah itaat ederken, Rosa Amerikan tarihine geçecek sivil itaatsizliği başlatarak oturmaya devam etti. Fiziken yorgun olduğu için kalkmayı reddetmemiştir, pes etmekten yorulduğu için kalkmamıştır. Zaten kendisi "Amerikan Yurttaş Hareketi"nin üyesidir. Otobüs şoförü Rosa'nın yanına geldi ve eğer kalkıp beyaz erkeğe yerini vermezse, polis çağıracağını söyledi. Rosa: "İstediğinizi yapabilirsiniz" dedi... Bu protesto Parks’ın tutuklanmasına sebep oldu. Irk Ayrımı Yasalarını ihlal etmekle suçlandı...Rosa oturarak zencilerin ayağa kalkmasını sağlamıştı..
Sonrasında zenciler, Martin Luther King'in öncülüğünü yaptığı boykot hareketini başlattılar ve bir yıl boyunca hiç otobüse binmediler, iş yerlerine yürüyerek gittiler ve bir yılın sonunda ilk önemli kazanımlarını aldılar. Yüksek mahkeme, siyahların otobüste istedikleri yerde oturabilmelerini hükmeden kararı verince eylem 21 Aralık 1956’da sona erdi.
Elli yıl öncesine kadar Amerika’da ikinci sınıf vatandaşı bile kabul edilmeyen, yanında oturulmayacak kadar tiksintiyle bakılan ve aşağılanan "zenci" bugün o devletin başında bulunuyor her ne kadar beyaz adam kafasıyla hareket etse de.
Rosa Parks’a gelince, bindiği o otobüs Henri Ford Müzesinde sergileniyor. Kendisi, 1996 yılında Başkanlık Hürriyet Madalyasına layık görüldü, 1999 Yılında Time Dergisince İnsan Hakları Savunucusu seçildi. Yine o yıllarda Bill Clinton’un elinden önemli bir ödül aldı, heykeli dikildi, 20.Yüzyılın önemli isimlerinden biri olarak kabul edildi. 2005 yılında 92 yaşındayken öldü.
1990 yılında da Nelson Mandela hapisten çıktığı zaman, onu karşılayanlar içinde Rosa da vardır. Mandela onu gördüğünde şu sözleri söylemiştir: "Hapiste olduğum yıllar boyunca benim desteğim oldun."
Nereden nereye….
01/07/2013