Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mart '14

 
Kategori
Projeler
 

Rota Atlantik hayal okyanusunu aşan kadın

Rota Atlantik hayal okyanusunu aşan kadın
 

Rota Atlantik


Mayıs 2014’te Darüşşafakalı Dilek Ergül, daha önce hiçbir Türk kadınının denemediği zorlu bir yolculuğa çıkacak. Symina adlı 9 metre boyundaki yelkenli teknesiyle Atlantik Okyanusu’nu tek başına geçmeyi deneyecek. Dilek Ergül, bu yolculuğuyla yoksul kız öğrencilerin eğitimi için Darüşşafaka Cemiyeti’nde bir fon yaratmayı hedefliyor. Aynı zamanda Türkiye genelinde maddi nedenlerle okuyamayan kız çocuklarına dikkat çekmeyi amaçlıyor. Yolculuğuna “Rota Atlantik” ismini veren Ergül, “Umuyorum bir gün pek çok kız çocuğumuz kendi hayal okyanuslarını aşabilecek cesarette olacak kızlar ve oğullar yetiştirebilsinler. Bu benim hayalimdir. Bu hayali de ülkemizin eğitim alanında ilk sivil toplum kuruluşu olarak bir buçuk asırdır eğitimde anasız babasız yoksul öğrencilere fırsat eşitliği sağlayan Darüşşafaka çatısı altında gerçekleştirebileceğime inanıyorum” diyor.
 
Denizcilik tarihine bir Türk kadını adını yazdıracak:
 
West Marina’nın desteğiyle yola çıkmaya hazırlanan Ergül, okyanus fırtınaları takvimi içinde en uygun ay olan Mayıs’ta demir alacak. Gene de, 4 bin millik geçiş boyunca Atlas Okyanusu’nda 9 metrelik yelkenlide cesur Türk kızı tek başına zorlu sorunlarla karşılaşabilecektir. Dilerim şansı her zorluğa gücü yetecek kadar iyi gider. Dünya denizcilik tarihine Atlas Okyanusu’nu ilk kez geçen kadın olarak Ann Davison (1952) adını yazdırmıştı. Şimdiye kadar yaklaşık 20 kadının Atlas’ı tek başına geçtiği biliniyor. Dilek Ergül de her şey yolunda giderse Ekim 2014 tarihinden itibaren bu listeye eklenecektir. Bir Türk kadınının böyle zorlu bir deniz yolculuğuna tek başına çıkma cesareti göstermesi bile desteğe değer bir gurur nedenidir.
 
Okuyamayan kız çocuklarına destek:
 
41 yaşındaki Dilek Ergül Mayıs’ta başlayacak yolculuğunun oldukça zor geçeceğini belirterek “Bir okyanusta tek başına yol alma hayalimi gerçekleştirirken, okuyamayan kız çocuklarına destek fonunu kurup, harekete geçirmek istiyorum. Uçsuz bucaksız bir mavilikte aylarca kimseyle konuşmadan, kara parçası görmeden gideceğim. Zorlu deniz şartlarına karşı koyarken, asıl kendimle ve yalnızlığımla mücadele edeceğim” demektedir.
 
Babam, anneme ‘Endişelenme karşıya gidip gelecek’ diyor. Dilek Ergül bireysel bir macera tutkusundan ziyade yoksul kız çocuklarına yardımcı olma heyecanıyla yola çıkmaktadır. “Darüşşafaka’da çocuklarımıza sunulan eğitim-öğretim olanaklarını biliyorum. En büyük hayalim olan pek çok kız çocuğuna okuma ve eğitim şansı vermenin hazzını ancak Darüşşafaka ile yaşayabileceğime inanıyorum” diyerek duygularını dile getirmektedir.
 
Bence bu kadın dünya okyanuslarından önce hayal okyanusunu geçmiş olmakla büyük cesaret örneği olmuş bile.
***
 
Nasıl destek olabilirsiniz?
Yolculuğu boyunca Darüşşafaka ismini gündemde tutacak olan Ergül’ün bu hayaline destek olmak isteyenler Darüşşafaka Online bağış menüsünden  "Rota Atlantik Bağış Fonu"na katkıda bulunabilirler. Fona katkıda bulunan bağışçılarımızın isimleri aksi seçilmediği takdirde web sitemiz ve sosyal medya kanallarımız aracılığıyla belirli aralıklarla duyurulacaktır.
***
Bağış yapmak isteyenler için site adresi:
 
https://www.darussafaka.org/tr-TR/bagislarinizla-buyutun/Sayfalar/donation.aspx
 
**
Bağış türü kutusundan (Rota Atlantik Bağış Fonu) seçeneğini tıklayın.
 
Kredi kartı ile yapılan işlem güvenlik gereği cep telefonunuza gönderilecek geçici şifre ile sonlandırılıyor.
**
Dilek Ergül bu bağlantıdan takip edilebillir: http://www.rotaatlantik.com/
 
Bu haber bilgisini buraya geçmemin asıl nedeni Darüşşafaka Rota Atlantik Bağış Fonu’na az çok yardım katkısı talep etmektir. 10-20-30…. Gönlünüzden ne koparsa; az veren candan, çok veren hem candan hem maldan…
 
Sevgili Dilek Ergül’e başarılar diliyorum. Zorlu yolculuğunda baş edemeyeceği sorunlarla karşılaşmasın diye dua edeceğim.
 
Muharrem Soyek
***
Geçmiş olsun sevgili Dilek; esas olan bir hayalin okyanusunu geçmiş olmandır ki bu cesur yürek başarısıdır. Dünya okyanuslarını geçmek teknik bir başarı ayrıntısından ibarettir.
Muharrem Soyek
***
Rota Atlantik'ten hüzünlü mektup:
 

Sevgili dostlarım,                                                                                                14.01.2015

Bu bir hayalin sonu değil… Aksine yepyeni bir başlangıç. Vazgeçmeyeceğim! Asla…
11.01.2015 tarihinde teknem Symina ile birlikte Atlantik Okyanusu’nu geçmek üzere Cabo Verde Adalar Takımı Santiago Adası Tarrafal Koyu’ndan yola çıktım. Adaları 100-120 deniz mili geçebilmiştim ki 12 Ocak sabahı önce bir çarpma sesi geldi, ardından tekne dümen dinlememeye başladı. Dalga boyu yüksek olduğundan ve karışık solugan geldiğinden ben önce bu sesi dalganın gövdede patlaması ile ilişkilendirdim. Ancak hem rüzgâr dümeni hem de oto pilot dümen tutamayınca, yekeyi kontrol ettiğimde yeke düzensiz titriyor ve arada tutmayı birikip boşa düşüyordu. Elle kumada etmeye ve çözüm aramaya çalıştım. 4-5 saat içinde nerdeyse tamamen dümen tutmamaya ve yeke boşa düşmeye başladı. Ben kıçtan deniz demirini salıp, yelkenlerimi küçülttüm. Akabinde, bazı ağırlıkları rüzgâr üstü tarafa taşıdım. Ancak sürüklenmemi durduramadım. Bu arada sürekli kıçta deniz demiri halatlarıyla ya da arada bir tutan yekeyle tekneye yön vermeye çalışıyordum. Dalga yüksekliği 4 metre ve bazı ara dalgalarda üzerinde idi. Dalgalara yan dönmek istemedim. Bu arada dalıp palayı halatla sabitlemek istedim ancak dalga boyu ve aralığının dar olması buna engel oldu.
Cabo Verde Adaları’na geri dönmem üç kez denememe rağmen, öğlene doğru artan 7 kuvvet hava ve 2,5 knot akıntıyla mümkün olmadı, saat 17.00 civarında yeke kontrolünü tamamen kaybettim. Yanal olarak sürüklenmeye başladım. Asıl rotam 254 olduğu halde yanal olarak Brezilya istikametine gidecekmişim gibi sürüklenmeye başladım. Sabaha karşı 02.400 civarı KP Albatross gemisinin bana 8.5 deniz mili uzaklıkta olduğunu AIS cihazımdan gördüm. Ve ona yolunun üzerinde olduğumu beni görüp görmediğini sordum. Gördüklerini belirttiler. Ancak ben karar veremiyordum. Teknemi bırakmak istemedim. Symina’yı bırakmak düşüncesi beni delirtiyordu. O beni nerelerden taşımıştı ve bu hayali birlikte gerçekleştirmiştik. Üşümüş, ıslanmış, uykusuz ve açtım. Önümde 2150 deniz mili vardı. Ve ben aslında bunun, bu yolun bu şekilde bitmeyeceğini biliyordum. Uyumam, yemek yemem gerekiyordu. Bir saat kendimle savaştım. Symina benimleydi ve hâlâ beni korumaya devam ediyordu. Sonrasında 04.00 civarı rüzgâr sağanaklarda 34-38 knot sürati bulunca sürüklenmem arttı ve artık tekneme hakim olamamaya başladım. Dalga boyu 5 metreye ulaştı. Tüm hava ve deniz koşulları gemi jurnali ve kaptan Vadim Rybalchenko’nun raporlarında da vardır.
 
Ve artık risk almayıp 03:50'de acil durum çağrısı yaptım. Gemi bana 2 deniz mili kala operasyona başladı. Bana sürüklenerek yaklaşırlarken ben de motor-yelken ve iskele ve sancaktan attığım iki deniz demiri vasıtasıyla yaklaşabildiğim kadar yaklaştım. Gemi yakınına gelince deniz demirlerini kesip yelkeni mayna ettim ki teknem rüzgâra döndü ve yanal olarak gemiyle yakınlaşmaya başladık. Sonunda ikimizin sürüklenmesiyile birlikte ve atılan halatları alarak gövdesine yaslanmayı başarabildim. Saat 06:30’da beni güverteye almayı başardılar. Ancak teknemi o hava ve deniz koşullarında yedekleyemeyeceklerini belirttiler. Symina’yı 14 Derece 19 Dakika Kuzey ve 26 derece 42 Dakika Batı noktasında terk etmek zorunda kaldım. Artık Symina başka bir yola gitti… Beni sağ salim teslim etti ve gitti. Son ana kadar yanımda durdu.

İki gün oldu, halen uyumadım. "Ne yapabilirdim başka?" diyorum "Ne yapabilirdim de onu tutabilirdim…" Bulamıyorum. Hiç korkmadım desem belki inanmayacaksınız ama gerçekten hiç korkmadım. Symina ile kendimi daima güvende hissettim. Ama gemi AIS ekranında uzaklaşırken sanki bir ses: Sürüklendiğin yönde gemi trafiği olmayacak. Ve kim bilir ne zaman sonra birilerini bulacaksın diyordu.

Su anda KP Albatross gemisi ekibiyle beraber Rotterdam Limanı'na doğru gidiyorum. Önümüzde uzun ama hızlı geçecek bir yol var. Bu arada tahmini Biskay Körfezi ve İngiliz Kanalı'nda 10 kuvvet havayı görmek şansına sahip olacağım. Bu da bir tecrübe diyorum. Bana çok iyi davranıyorlar.

Sevgili Symina; daha iyi bir denizciyi hak ediyordun benim güzel dostum, yoldaşım… Senin için elimden geleni yaptım inan bana ne olur. Seninle yaşamanın en güzel dört yılını asla unutmayacağım. Birgün, derin maviliklerde karşılaşacağımızı umuyorum. O güne kadar hakkını helal et.

Belki de ait olduğu yerde, belki bir başka denizci rastlar, bulur onu diye her yere haber verdik… Kaptan Vadim bana ‘’Sakın güle güle deme’’ dedi. “Belki biri bulur, yedekler ve sana haber gelir ‘bulduk!’ diye’ dedi…

Neden olmasın? Her şey hayal etmekle başlamadı mı sanki… Bana dönmek isterse o döner biliyorum. Çok sevdiğim bir dostum bana ‘’Symina kendi kaderini yaratıyordu. Görevini yaptı ve seni sağ salim teslim etti’’ dedi. Bırak gitsin artık…

Benim için okyanus bir semboldü. Ben tüm varlığımla denedim. Ve zaten geçtim… Sistemin çarklarına teslim olmadan, ev, araba, kariyer pesinde koşmadan; her şeyden vazgeçerek bu yolculuğa çıktım… Söylemek istediklerimi insanlara aktarmak için ki aktardım da… 12 yaşında kızların gelin edildiği bir coğrafyada halen daha kız çocuklarının okutulmasının okyanusunu geçemediğimizi hatırlayın. İşte simdi benim yanımda olun… İşte şimdi okyanusu asıl geçmek zamanıdır dostlarım. Beni bu inanç kendi okyanusuma bir kez daha getirecek. Bir kez daha ben çok sevdiğim derin ve sonsuz görünen mavinin içine dalacağım. Zerre kadar saygımı kaybetmeden... Yaşama dair umutlarım hiç bitmeden ve duruşumu hiç değiştirmeden.

Gençlere yazdığım öğütleri hatırlayın… Senin hayalin bu, kimsenin elinden almasına izin verme… Ben öyle yapacağım.

Rüzgârınız kolayınıza olsun…
Dilek Ergül 

 
 
Toplam blog
: 363
: 1765
Kayıt tarihi
: 04.08.08
 
 

Parasız yatılı Darüşşafaka Özel Lisesi'nde iki yılı hazırlık sınıfı olmak üzere yedi buçuk yıl ok..