Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '16

 
Kategori
Anılar
 

Ruhu büyütmek

Ruhu büyütmek
 

Ne kadar yaşadığın değil, yaşamına neler sığdırdığına bak


Ne kadar yaşadığın değil, yaşamına neler sığdırdığın önemli.

RUHU BÜYÜTMEK

 Ani çıkan ayrılıklar

Zamansız bastıran kış gibi

Her taradığımda dökülen aklar

Aynaya baktığımda gördüğüm çizgiler

Ama yine de…

 Güneşi gördüğümde ki sevinci

Çiçeğe baktığında gülen yüzleri

Geçecek diye yaramı üfleyenleri

Tatlı kuru bir yelin

Gonca gülleri nasıl yaladığını

Konuverdi giden yelkenin kanadına

Anıları unutmayıp sessizce yüreğine koyanları

Cesur olanları

Yeniden denemek için ayağa kalkanları

Her şeye herkese rağmen

Yaşamına neler sığdırdığını

Kaybettiklerimi saymazsam

‘’ Saat sabahın beşi. Evlerin ışıkları bir bir yanıyor. İşe gitmek için uyananlar, okula hazırlananlar, sokak kedileri, ıslanmış köpekler.

Cami minarelerine, cam pervazlarına sığınmış üşüyen kuşlar. Dışarıda yaşamak zorunda kalan, kaderine terk edilmiş, içi soğuktan ürperen insanlar.’’

Tüm bunları sıcacık bir evin penceresinden izlemek ne zor gelir insana bazen. Gözlerin dolar, burnunun direği sızlar.

Mutsuzluk nedenlerini düşünürsün birden. Neleri dert ettiğine bakarsın, utanırsın!

Hiç olmadık bir anda, dışarıdan çok normal ya da sıradan görünen bir şey ile hatırlayıverirsiniz geçmişi. Çalan bir telefon, ya da seni hülyalardan ayıran bir zil. Kimi zaman eline aldığın bir cisim İnsan ömründe her cismin bir anısı olabiliyor. Zamanla anladım ki, değerlerinin oluşmasında rolleri büyük oluyor. Ama acı, ama tatlı mutlaka ansızın zamanlarda aklınıza geliyor. Demiştim ya “ruhu büyütmek” işte o aslında her şeyden önemlisi.

 

Yaşadıklarıma sevindim iyi ki yaşadım. Hatıra defteri gibi yüreklerimiz. Mutlaka sayfalarımızda yazılı dilekler var. O dönem nasıl başka, şimdi nasıl başka düşündüğünüzü okuduğunuzda değil de, böyle hiç umulmadık şeylerle hatırlıyorsunuz. Onun gibi, benim gibi, sizin gibi. Yıllardır görmemiştim. Çalan telefonda ismini görünce yüreğim hop etti, yıllar sonra bir yolculuk esnasında çalan bir telefon. İkimizin de elleri titredi. Tanımışlar birbirlerini hemen coşkulu konuşma. Anlatırken bile heyecanı gözlerinden okunuyor insanın.

Yıllar öncesini iki dostu, şimdinin iki yabancısı. Böyledir işte. Bir zamanlar can olur, bir zaman geçer el olur.

Bir salkımda gibi görünen ama ayrı dallarda olan üzümler gibiymiş hikâyemiz. Hatırlamak varmış bir zaman sonra olanı biteni. Yaşamaksa sadece bize biçilen ömür içerisinde tükettiklerimizmiş. Yaşarsın, tüketirsin, anı olur, bitirirsin. Ağlatmaz ama bir süre baktırır sizi olur olmaz bir şeye öyle saniyelerce. Bir salkım üzüm ve hiçbir yerde okunmamış koca bir hayat… Önemli olan ruhu büyütmek. Ruhu besleyen anıları taze tutabilmek. Yaşamı yaşam yapan bu işte. 

Gülseren AKDAŞ

 
Toplam blog
: 140
: 595
Kayıt tarihi
: 31.08.10
 
 

18.03.1950 yılında Samsun'un Bafra ilçesinde dünyaya gelmiş. Altı çocuklu bir işçi ailesinin üçün..