Rüyalarım

Lise yıllarım, bunun bir tabiri var mı hiç sanmıyorum, çok çok uzun bir zaman her gece aynı rüyayı gördüm, ahşap bir merdivenden yaşlı bir cadı iniyor, ben savunmasız, beni eline bir alıyor başlıyor gıdıklamaya. Allahım yok böyle bir şey, gözlerimden yaşlar geliyor, nefesim daralıyor, bayılıyorum ve böyle uyanıyorum, ama her gece ya, aralıksız, paranoyak olmuştum artık. Gece olmasın istiyordum, uykuya dalmamak…Ne çeşit bir manyaksam o zaman bile, yaşıtlarım o cadıdan elma alıp bayılıyor, beyaz atlı prensin öpücüğüyle kendine geliyor vs. cinsi rüyalara dalarken, beni cadı gıdıklıyordu offf :((

Kızım yeni doğduğunda da her gece gözlerini açmış büyük insan gibi benle konuşurdu ödüm kopardı , ya ne korkunç bir görüntü o minicik kundakta bir bebek bağıra bağıra konuşuyor :((
Yakın bir zaman da da bir gece rüyamda gözünün biri küçük biri büyük azılı bir deli kolumdan sıkıca tutmuş – Halide Edip’in Sinekli Bakkal’ını okudun muuuuuu heee okudun muuuuu ? diye avazı çıktığı kadar bağırıyordu bense tir tir titriyordum onun kollarında…sabah utana sıkıla anneme anlattığımda ki kendisi rüya tabiri konusunda süperdir, kadıncağız üstün açılmış senin diyebilmiş , kız kardeşim ise gülmekten komaya girmişti:))

En sık gördüğüm rüya da ya çok önemli bir toplantı şirkette patronlar, müşteriler hazır beni bekler ya da tüm sülalenin hazır bulunduğu kalabalık bir düğün , bense çok acil evden çıkmışım saç baş perperişan, üstümde alakasız döküntü peştemaller, ayağımda sokak terliği en önemlisi de makyajsızım… offf o birkaç saniyelik yerin dibine girme duygusu sabah uyandığımda bile kendime getirtmez beni.

En deşarj olup sabahları huzurlu, kuş gibi uyandığım rüyalarsa , eşimi biriyle basıp ikisini de

Ağız tadıyla hırpaladığım rüyalar, biraz yorgun uyanıyorum gerçi amaJ)