Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Sabah sabah...

Sabah sabah...
 

Bu sabah, yatağa tıpkı bir koala gibi yapışmış vaziyetteyim. Pençelerimi yastığıma yapıştırmış, annemin belki de onuncu kez çağırmasına aldırmadan, işten kaytarma bahaneleri üretmeye çalışarak öylece duruyorum. Annem perdeleri hışımla açıyor. Sanıyor ki içeriye ışık girince yataktan fırlarım. "Ben yarasa değilim, koalayım ben" diyorum mırıldanarak. "Hala rüya görüyor galiba" diye mırıldanıyor. "Ne yarasası ne koalası kızım" diyor. "Perdeleri açtın ya" diyorum "Işık görünce kaçmam yani" Annem "Tamam koala gevezelik etmeyi bırak da kalk bakalım. Geç kalıyorsun" diyor. Onu oyalamak için "İyi de saat kaç ki daha?" diyorum "Havanın karanlık olmasına bakma saat ilerledi. Yağmur var. Onun için böyle karanlık." diyor. Huysuz huysuz kalkıyorum.

Hemen hesaplamalara başlıyorum. El yüz yıkamak 3 dakika, ne giyeceğini düşünmek 5 dakika, giyinmek 5 dakika, kahvaltı 5 dakika, makyaj diş fırçalamak falan filan işler 5 dakika. Toplam 23 dakika yetiyor bana. Saate bakıyorum daha evden çıkmama 40 dakika var. Demek ki 17 dakika boş vakit kalacak. Kahvaltıyı uzatıp televizyon izleyebilirim, ya da giyinme faslını uzatarak uyku mahmurluğunun tadını çıkarabilirim. Ya da 17 dakika daha uyuyabilirim. Eğer 17 dakika daha uyursam bu sefer bu fasıl yeni baştan başlayacak ama o zaman hazırlanmak için biçtiğim süreyi sürekli takip ederek hızlı olmak zorunda kalacağım ki sabah sabah hızlı olmak zorunda kalmak berbat birşeydir.

Pençelerim şimdi sıcak çay bardağına yapışık durumda. Koala ruhuma sarınıp sarmalanmış bir şekilde televizyona bakıyorum.Televizyonla ilişkimiz 10 dakika boyunca tüm kanalları dolaşmak ve sonra televizyonla vedalaşmak üzerine kurulu genelde. Bu 10 dakika içinde ne görürsem hepsi o. Yine aynı şekilde başlıyoruz. İlk kanalda sevimli aile imajı verilmeye çalışılmış bir kadın bir adam ve üç çocuk kahvaltı yapıyor. Anne çocuklara "doğru olanı" anlatan bir konuşma yapıyor. Çok sinir bozucu. Hangi anne bu şekilde bir spiker edasıyla konuşur ki? Kadında zırnık şefkat yok. Sinir olup değiştiriyorum. Bir yurttan sesler korosu çıkıyor bu kez de karşıma. Hayır bu efkarlı şarkılar ancak akşam dinlenir, değiştir. Haberler evet. Bunu dinleyebilirim.

Oldukça sinirli görünümlü bir kadın sunucu gazeteden haberleri okuyor. Kaşlar bir aşağı bir yukarı öfkeyle hareket ediyor. Kadına içten içe acıyorum. Sabahın kaçında uyandı acaba? 5 mi 6 mı? Saçlara fön çekilmiş, makyaj koyu. İnsan deli olur o kadar erken saatte bunlarla uğraşmaya. Kadın bu kadar sinirli olmakta haksız mı? Sürekli gülümsese şaşırırdım. Gazetelerin çoğunu okumuş olmalı ki şöyle diyor: "İçim daraldı bu haberlerden, biraz da iç sayfalara bakalım." Şaşkın şaşkın bakıyorum. Öyle ciddi bir görünümü var ki bu lafı doğru anlayıp anlamadığımdan emin olamıyorum. İç sayfaları haşır huşur sesler çıkararak açıyor. Magazin haberlerini de es geçmemesi söylenmiş ona. Başlıyor okumaya. Bir erkek tiyatro oyuncusu ünlü bir kadınla yakalanmış. Bu ikisinin arabada çekilmiş, dağınık saçlı, yüzlerini saklamış haldeki fotoğrafları gazetede kocaman bir yer kaplıyor. Bizim sinirli sunucu aynen şöyle söylüyor: "Eh artık uzun zamandır dedikodusu olan bu ilişki belgelenmiş. Haftasonunu içiniz rahat geçirirsiniz artık." Hala rüyada mıyım yoksa televizyonun sesi kısık da kadını ben aklımdan mı konuşturuyorum emin olamıyorum.

Sunucu magazin takipçilerine fena halde kızgın anlaşılan. Eh haksız da sayılmaz. Her sabah ülke ve dünyaya dair onca haberi okuyup da insanların gündemini bunların değil de magazininin oluşturduğunu biliyor olmak onu deli ediyor olmalı. Haksız mı? Başka bir habere geçiyor. Bir kadın şarkıcı ve sevgilisi bir restorantdan çıkarken yakalanmışlar. (kimin umurundaysa bu haber olmuş.) Adam gazetecilere fotoğrafını çektikleri için hakaret etmiş. Bizim sunucu haberi sakin sakin okuyor ve gazeteyi kapatıyor. Öfkeyle "Ben bu kadın şarkıcıyı anımsamıyorum bile ama sevgilisinin meslektaşlarıma hakaretini de kınıyorum." diyor. Bu sunucu magazinden nefret ediyor. Bu çok belli. Televizyona öylece bakıyorum. Ve meraktan ölüyorum bu kadın her sabah gazeteleri bu şekilde mi okuyor diye. Kadına müthiş bir sempati duyuyorum. Bir kaç gün takip edeyim sabah haberlerini diyorum.

Gün böyle hiç alışık olmadığım bir şekilde başlıyor. Aklımda gördüğüm rüyalardan parçalar, akşam izlediğim filmin görüntüleri, okuduğum kitabın cümleleri, arkadaşlarımla yaptığım telefon konuşmalarından bazı bölümler, sinirli kadın sunucu, dışarda yağmur, günün cuma oluşuna duyulan sevinç, neden bu kadar üşengeç olduğuma dair bir kaç tahmin, bunu yenmek için ne yapacağıma dair bir kaç öneri, bugün bana kimse ilişmesin de günü öylece koltuğumda yapışık vaziyette koala ruhunda geçireyim diye edilen bir dua ile yola çıkıyorum. Gün gerçekten tuhaf başlıyor. Ve ben devamını çok ama çok merak ediyorum.

http://www.deviantart.com/print/1629676/
 
Toplam blog
: 408
: 1090
Kayıt tarihi
: 17.06.06
 
 

Gazetecilik okudum... Ama gazeteciliği sırf yazabilme serüvenine bir adım daha yaklaşabilmek için ok..